Merhabalarrr. Kitabı askıya alacaktım ama baktım ki final isteyenler var. Sizi kırmak olmaz tabiki. Kısa bir bölüm oldu ama idare edelim. Umarım beğenirsiniz. Uygur son günlerde şaşırtıyor bizi sanki biraz ne dersiniz. ;D
Multi: gelecek bölümden ufak bir ipucu
UYGUR'DAN
Ayaklanıp Bora ve Oya'ya döndüm.
"Hemen bizim eve geçin. Annemler şehir dışında zaten. Benim almam gereken şeyler var. Birkaç saate dönerim. Alın anahtar."
Bir şey demelerini beklemeden anahtarı masanın üstüne attım.
Ceketimi ve çantamı kapıp sırıtarak mekandan çıktım. Uzun uğraşlar sonucu elimi attığım çantamdan telefonumu çıkardım ve Çınar'ı aradım. Birkaç çalıştan sonra açtı."Alo Çınar. Aslıyı ve Tuanayı kap hemen bizim eve gel. Çok işimiz var."
"Kardeşim sakin. Noluyor?"
"Hadi hadi çok işimiz var sen dediğimi yap."
"Özel bir şeyler mi yoksa."
"Aynen öyle kardeşim."
Gülümsedim.
"Çok özel..."
KUMSAL'DAN
Yatağıma gömülüp Netflix izlerken kapı çaldı. Annemler bugün nöbetçi olduğu için gelmeyeceklerini bildiğimden aldırmadım ve izlemeye devam ettim. Oflayarak ağzımdaki cipsleri bilgisayarımın ekranına püskürttüm. Kimdi bu yahu. Üstümdeki yorgandan tekmeler savurarak kurtuldum ve aşağıya indim. Kapıyı açtığımda kimse yoktu. Tam yanlış bastıklarını düşünerek kapıyı kapatırken yerde büyük bir kutu gördüm. Kaşlarımı çatarak kutuyo yerden aldım.
"Allah Allah."
Kutunun üstünde kart aradım ve sonunda buldum.
EMINIM SANA ÇOK YAKIŞACAK GÜZELIM. GIY VE KAPIYA ÇIK. SENI BEKLIYOR OLACAĞIM.
Etrafa bakındım ama kimseyi göremedim. Kaşlarım sanki mümkünmüş gibi daha çok çatıldı. Kapıyı kapatıp odama çıktım. Kutunun üstündeki kurdeleyi çözdüm ve açtım. Gördüğüm elbiseyse ağzımı bir karış açmak için yaratılmış gibiydi.
Elbisenin üstünde bir kart daha buldum ve açtım.AĞZINI KAPAT AĞZINI. :)
Notu okuduktan sonra istemsizce güldüm. Bu kesinlikle Uygur'dan başkası olamazdı. Sırıtmam gülümsemeye dönüşürken elbiseyi elime aldım ve banyoya doğru ilerledim.
Aynada duran yansımama baktığımda elbiseye bir kez daha hayran kaldım. Parlak farlarım ve oldukça doğal duran takma kirpiklerim yaptığım dağınık topuzla birleşince aşırı hoş gözüküyordu. Son olarak küpelerimi takıp çantamı aldığımda tamamen hazır olduğuma karar vererek aşağıya indim. Ince topuklu ayakkabılarımın zeminde bıraktığı tok sesler eşliğinde kapıyı açtım. Elinde gri ve beyaz çiçeklerle duran baştan aşağı siyaha bürünmüş takım elbiseli Uygur'u tam karşımda görünce midemdeki kelebekler saniyede bir milyon kez atan kalbime selam çaktılar. Gerçekten çok iyi görünüyordu. Kafamı sallayarak aptal afallamamdan kurtulmayı denedim ve gülümsedim.
"Selam."
Diş macunu reklamlarındaki gülümsemelere taş çıkartacak bir güzellikle gülümsedi.
"Yakışacağını biliyordum ama bu kadarını beklemezdim."
Bana doğru bir adım attı ve çiçekleri uzattı.
"Nefes kesicisin."
Allahım sana geliyorum. Bu gerçek olamazdı. Gözlerimi birkaç kez kırpıştırdım ve gerçekliğinden emin olmaya çalıştım.
Kaşlarını çatıp güldü.
"Çiçekleri beğenmedin mi yoksa güzelim?"
Uygur'un sesiyle düşüncelerimden kurtuldum.
"Ah. Doğru. Çi- çiçekler. Çok güzeller. Çok beğendim. Teşekkür ederim."
Yüzüme düşen bir saç tutamını kulağımın arkasına sıkıştırarak utangaç bir şekilde gülümsedim.
"Ama seni tercih ederim."
Söylediklerim karşısında yüzü mümkünmüş gibi daha çok aydınlandı ve gülümsemesi genişledi.
"O zaman hazır ol. Bu gece daha bir çok şeyi beğeneceksin."
Tek kaşını kaldırdı ve kolunu uzattı.
"E o zaman gidelim madem."
Çiçekleri öteki elime aldım ve gülümseyerek koluna girdim.
"E peki madem."
🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙
🍯🍯🍯🍯🍯🍯🍯🍯🍯🍯🍯🍯🍯🍯🍯🍯
Bölümü beğendiyseniz oy vermeyi unutmayınnn. Gelecek bölümde görüşmek üzere kendinize iyi bakınnn.🧚🏻♀️