Strawberry That Fell In Love | ChuuVes✔

4>Jivuniverse'de Yas İlan Edildi

(Kyung Park - Ordinary love ft Park Boram

Lütfen yorum yapın ♡ )

Jiwoo sınıfa geldiğinden beri hiç konuşmamıştı. Bu yüzden sınıf arkadaşları endişeliydi. Arka sıradan Yeojin ayağa kalkıp kafasını sıranın üzerine koymuş Jiwoo'nun tam önünde durdu. Eğilip kahküllü kızla gözgöze gelmeye çalıştı.

"Boşuna uğraşma, tepki vermiyor." Konuşan Hyejoo idi. Yanında oturan Chaewon da onu onayladı.

"Pff sonra ben aşk saçma diyince hatalı oluyorum. Şuna bakın, yaşayan ölüye döndü. Aşkmış, kıçım. Tam bir hastalık." Yeojin kelimelerini sakınmaksızın sıralarken Hyejoo'nun aniden ayağa kalkmasıyla irkildi.

"Oo birileri triggerlandııı." dedi Yerim, arkadan.

Hyejoo ona da kısa bir bakış attıktan sonra Yeojin'e döndü tekrardan. "Aşk hakkında böyle şeyler söyleme! Aşk kutsaldır!" Farkında olmadan kafasını Chaewon'a çevirmişti. Konuşmaya devam etti, "Bazen imkânsız olsa da seversin mesela. Engel olmak istersin kendine ama olamazsın. Kaçmak istersin, kaçamazsın."

"Bu tam da hastalık tanımı oldu. Hem de tedavisi olmayan ölümcül bir hastalık." 

Fakat Hyejoo, Yeojin'i duyamamıştı. Chaewon'a bakmaya devam ediyordu. "Hangi kötü şey karnına böyle bir sıcaklık yayabilir?"

"Aslında bok yayıyor. Sıçarken karnımda oluşan his, rahatlamanın verdiği o keyif müthiş."  Hyejoo, Yerim'in verdiği bu cevabı da duymamıştı. Az daha gözlerinden kalp çıkacakmış gibi görünüyordu.
Sonunda üzerindeki bakışlardan rahatsız olan Chaewon ona baktı, kızaran yanaklarla.

"Neden bana öyle bakıyorsun?" Yanaklarındaki utangaçlık kendisini sesinde de hissettirmişti.

"Bir dakika! Yoksa Chaewon'a mı bu bahsettiğin aşk?!" Yeojin ve Yerim aynı anda sordu.

Bununla beraber Hyejoo bir rüyadan uyanmışçasına kendisine geldi. Gözlerindeki kalpler kaybolmuş, kaşları çatılmıştı. "Ne? Hahaha. Saçmalamayın. Hahaha." Gergince güldü. "Ben biraz hava almaya gidiyorum."  Hyejoo da üç rakamını seviyor olacak ki, sınıfı terk etmesi sadece üç saniyesini aldı.

Böylece Yeojin ve Yerim'in okları Chaewon'a dönmüştü. Chaewon ise bir Yeojin'e, bir Yerim'e bakıyordu. Tamamen mâsum gözlerle. Biraz sonra konuşmaya başlayacaklarını ve söyledikleri şeylerle utanacağını çok iyi biliyordu. Bir mucize olmasını ve kurtulmayı diledi.

Belki de kalbinin temiz olması işe yaramıştı. Çünkü o an Jiwoo ilk kez kafasını kaldırdı. "Çocuklar dün ne oldu biliyor musunuz?!" Jiwoo'nun âni çıkışı ilk etapta korkmalarına neden olduysa da hikayeyi pürdikkat dinlediler.

"Demek numarasını aldın?!" Chaewon kocaman olmuş gözlerle sorduğunda Jiwoo gururla onayladı.

"İnsan henüz fazla tanımadığı birine numarasını veriyorsa ya saftır ya da o kişiye- hayır, sadece saftır. Bu devirde kimseye güvenmemelisin." Yeojin yine de kötümserdi. Yerim ona gözlerini devirip kendi fikrini dile getirdi.

"Sen Yeojin'i dinleme. An itibariyle yan karakter olabilirsin ama güzel bir hamle yapmışsın. Tebrikler."

Jiwoo da Yeojin'i pek sallamıyordu zaten. Yerim'e de gururlu bir gülümseme sundu. "Size demiştim o benim gerçek aşkım diye! Bizim kaderlerimiz birbirimiz için yazılmış!"

"Baksana, bildiğim bir fal baktırma hattı var. Daha önce bana söyledikleri her şey doğru çıktı. Sende de deneyelim."  Yerim'in bu önerisine, Jiwoo tabii ki de karşı çıkacak değildi. Sonuçta onun öpücük polisleriyle dolu hayali bir dünyası vardı, bu tarz şeylere saçma diyemiyordu. Oysa Chaewon ve özellikle de Yeojin için bu fikir aptalcaydı.