( Kim Minseung - From now on )
Haftasonu hızla geçmiş ve pazartesi çabucak gelmişti.
"Sabah haberlerinden tüm izleyicilerimize günaydın diliyoruz! İlk haberimiz, sarhoş olup yanlış kişiye itiraf eden genç bir kız hakkında..." Yeojin elindeki su şişesini mikrofon gibi tutarak Yerim, Chaewon ve Hyejoo üçlüsüne konuşuyordu. Konuşmakla kalmıyor üçlünün kahkaha atmasına neden oluyordu. "...Kim Jiwoo'nun utancından okula gelemediği elimize geçen son bilgiler arasında."
Üçlü tekrar güldüğünde sınıfın kapısı açılmış ve bir adet ruh içeri süzülmüştü. Yeojin elindeki şişeyi bir kenara bırakıp gelen kişiyi işaret etti. Böylece hepsinin dikkati şanssız arkadaşlarının üzerindeydi.
Jiwoo onlara bakmaksızın yerine oturdu ve kafasını sıraya vurup öylece durdu. Bu, Jinsoul'le geçirdiği zamanların bir sonucu olmalıydı. Derken kafasını kaldırıp arkadaşlarına baktı, "Artık onunla hiç şansım kalmadı. Normalde hergün mesaj atardı ama haftasonu hiç mesaj atmadı. NE YAPACAĞIM BEN?!" Bağırarak sorduğu sorunun ardından tüm sınıf ona dönmüştü. O ise bir kez daha kafasını sıraya koydu.
Chaewon ve Hyejoo gülmemek için kendilerini zor tutuyordu. Evet, arkadaşları için üzgünlerdi fakat bu durumun trajikomikliğini değiştirmiyordu. Onların yüz ifadesini fark eden Yerim birazcık da onlarla uğraşmaya karar verdi. Tabii bunu dersten sonra yapacaktı.
**
"Bugünkü ikinci haberimize geçelim..." dedi Yerim. O da su şişesini mikrofon olarak kullanıyordu. Chaewon ve Hyejoo onun Jiwoo'yla ilgili şaka yapacağını beklediklerinden gülmeye hazır bir yüz ifadesi takınmışlardı. "İki arkadaş adları Hyejoo ve Chaewon. İçki içmekten korkup öpüşüyor. Hem de otuz saniyelik tutkulu bir öpücük. Ama sadece arkadaşlarmış falan." Yerim devam ettiğinde Hyejoo ve Chaewon güldü. Fakat sonra onun kendileri hakkında konuştuğunu fark edip susmuşlardı.
Öte yandan bu cümleler ruhu da uyandırmıştı. Jiwoo gözlerindeki karanlık ifadeyle beraber onlara baktı. "Siz. İkiniz. Öpüştünüz mü?"
Şimdi gülme sırası Yerim ve Yeojin'deydi. Chaewon ve Hyejoo ise telaşlıydı. Korkudan gözlerini sımsıkı yumup aynı anda bahaneleri sıralamaya başlamışlardı. "Yemin ederiz oyunu kaybettiğimiz için öpüştük. Bu arkadaşlığımızı etkilemedi. Aramızda duygusal olarak bir şey olmadı." Bu kadar cümleyi nasıl tamamen aynı kelimelerle aynı anda söylemişlerdi bilmiyorlardı fakat başarmışlardı işte. Tedirgince gözlerini açıp Jiwoo'ya baktılar. Fakat karşılarındaki yaratık kesinlikle çocukluklarından beri tanıdıkları Jiwoo değildi.
Kahküllü olan yandere karakterlerden birine dönüşmüştü sanki. Gözlerinde korkunç bir bakış vardı. Üstelik elindeki bıçağı arkadaşlarına doğrultmuştu. Tüm bu animevari hava, HyeWon'un sözleşmeye ihanet edip Jiwoo'nun gözünde Top.10 Anime Betrayals'ın 1. sırasına yerleşmesinin bir sonucuydu muhakkak.
Kızlar korkuyla çığlık attılar. Yerim de korkmuş görünüyordu. Yeojin ise bıçağın oyuncak olduğunu fark eden tek kişi olmasının şaşkınlığını yaşıyordu.
Jiwoo, "Nani? Hiç öyle mâsum bakmayın. İşte bu bıçakla saçlarınızı tıraş edeceğim. Yaklaşın. Nihahaha!" diyip bıçağını ileri savurdu.
Hyejoo ve Chaewon yardım istercesine arkalarına döndüler. Daha önce yaşanmış bir sahneye benzer bir şekilde Yeojin ve Yerim kapıya bakıyorlardı. Böylece Hyejoo ve Chaewon kurtuluşlarını orada aradı. Yine oradaydı. Afrodit kapının önünde durmuş, merakla olanları izliyordu.
"Onee-chan burada." dedi Hyejoo kapıyı işaret ederek.
"Nani???" Yandere Jiwoo ilk etapta anlamamıştı. Sonra bu sahne ona da bir yerden tanıdık geldi. Bu defa farklı bir anime karakterine dönüşüp konuştu, "Hayır...Lütfen notto disu shitto agen (not this shit again) "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Strawberry That Fell In Love | ChuuVes✔
FanfictionÇapkın geçinen Kim Jiwoo'nun âşık olması için üç saniye yetmişti.