( Lee Handeul - Everywhere )
Birkaç gün sonra Jiwoo Sooyoung'un yanındaydı. Yerim ve Yeojin ise beraber dışarıda takılıyordu. Bu yüzden Hyejoo ve Chaewon sınıfta durmaktan sıkılmıştı. Birlikte bahçeye çıkıp yürümeye başladılar. Jiwoo'dan korktukları için partide olan şeyi hiç konuşmaya cesaret edememişlerdi.
"Beni öpmeni beklememiştim." dedi Hyejoo gergin bir sesle. Her kelimenin arasına sahte öksürükler sıkıştırmıştı. Söyler söylemez etrafını kontrol etti. Jiwoo görünürde yoktu.
"Alkol yerine dudaklarını tercih ederim." Chaewon da aynı onun gibi sahte öksürüklerle kelimeleri birbirine karıştırarak söylemişti. Fakat sonra dediği şeyin farkına varıp gerçekten öksürmeye başladı. "Romantik bir şey söylemeye çalışmadım. Sakın yanlış anlama."
"Neden yanlış anlayayım ki? Aramızda bir şey olabileceğini düşündüğümü mü sanıyorsun? Bence öyle bir isteği olan asıl sensin." Hyejoo utangaçlığını bu sahte özgüvenin arkasına saklamaya çalışıyordu sadece.
"Ne?" Chaewon birden durduğunda Hyejoo da durdu. "Hep romantik laflar eden sensin be. Benim seninle ne işim olur?"
Hyejoo onun gözlerinde bunun yalan olduğunu görebiliyordu. Chaewon da aynı anda onun gözlerinde görebiliyordu biraz önce söylediklerinin yalan olduğunu.
Ama başka şansları yoktu. İnkârdan başka.
Hyejoo öncelikle etrafını kontrol etti. Yerim ve Yeojin birkaç adım ilerideydi ve gittikçe yaklaşıyorlardı. Daha fazla beklemeden konuştu, "Hah, göstereceğim sana seninle bir işim olmadığını! Karşıma çıkan ilk kıza teklif etmezsem bana da Son Hyejoo demesinler!" Arkasına bile bakmadan yürümeye başladı. Fakat arkadan Chaewon'un bağırışını duymuştu,
"Öyle mi?! Ben de aynısını yapacağım!"
Hyejoo ona cevap vermeden Yeojin'in tam önünde durdu. Chaewon'un duyabileceği kadar yüksek sesle sordu, "Im Yeojin, benimle çıkar mısın?"
Yeojin birkaç saniye soruyu algılamaya çalıştı. "Ne? Tabii ki hayır."
Şimdi kısa boylu olan kız da onlara yetişmişti. Hyejoo'ya yan bir bakış atıp Yerim'e dikti gözlerini. "Choi Yerim, benimle çıkar mısın?"
Yerim de aynı Yeojin gibi birkaç saniye bir tepki vermedi. Yalnızca tuhaf bir şekilde soruyu soran Chaewon'a bakıyordu. "Hayır?" Tedirgin bir sesle cevapladı. Karşılarındaki bu iki manyak nereye varmaya çalışıyordu, hiçbir fikri yoktu.
Bu sırada Chaewon ve Hyejoo ise 'yaptım işte bak' dercesine kollarını göğsünde kavuşturmuş, birbirlerine sırtlarını dönmüşlerdi. Yeojin ise olayı çözmüştü.
"Ha yani şimdi siz, sözde herhangi iki kıza çıkma teklifi edip birbirinize bir şey hissetmediğinizi gösterecektiniz. Ama işinizi sağlama almanız gerekiyordu ve teklifinizi yüzde yüz reddedecek iki kişi buldunuz?"
Yeojin fazla akıllıydı. Yerim gülmeye başladı. Hyejoo ve Chaewon ise utançtan girecek delik arıyordu. Fakat o an normalde korkacakları şimdiyse kurtarıcı olarak gördükleri bir kişi diplerinde bitmişti. Jiwoo heyecanla elindeki defteri onlara gösterdi. Böylece Yeojin ve Yerim'in dikkati de dağılmıştı.
"Çocuklar Sooyoung unniyi arkadaşları çağırdığı için gitmek zorunda kaldı. Ama uzaklaşırken çantasından bunu düşürdü. Ne kadar seslendiysem de duymadı." Sanki elinde sihirli bir şey varmışçasına defteri arkadaşlarının gözlerinin önünde salladı. "Bu, onun günlüğü." Heyecanla söyledi. Defterin sihrini kullanarak arkadaşlarına elindekiyle neler yapabileceklerini düşündürtmeye çalışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Strawberry That Fell In Love | ChuuVes✔
FanfictionÇapkın geçinen Kim Jiwoo'nun âşık olması için üç saniye yetmişti.