( 10cm - Island )
Chaewon ertesi sabah sınıfa girdiğinde manzara şu şekildeydi :
• Yine ölü gibi yatan Jiwoo
• Kafasını önündeki kitaptan kaldırmayan Hyejoo
• Sırıtarak Chaewon'a bakan Yerim ve Yeojin.Fakat Chaewon onları umursamadan yerine oturup ilk iş olarak Hyejoo'nun kitabını kapattı. "Yah! Ne yapıyorsun? Okuyordum!"
"Son cümlesi neydi peki?"
Hyejoo hatırlamak için çaba sarf ederken drama olacağını sezen Yeojin ve Yerim de onların yanında bitmişti.
"Unuttum." Hiç okumadığı bir şeyi hatırlaması güçtü."Neden dün beni beklemeden eve gittin? Bu kadar mı iğreniyorsun beni öpme fikrinden?" Chaewon aniden patladığında Yerim ve Yeojin'in ağzı şaşkınlıkla açılmıştı. Bu tip bir atağı Chaewon'dan değil Hyejoo'dan beklemişlerdi hep. "Sadece aptal bir öpücüğün arkadaşlığımızı değiştireceğini mi düşündün?"
"Doğru aptal bir öpücük..." Hyejoo onun duyamayacağı bir şekilde mırıldandı.
Chaewon'un sözleri bitmemişti. "Biliyorsun, bizim bir sözleşmemiz var." Bir süre önce kafasını kaldırmış olan Jiwoo'nun elinde tuttuğu kâğıdı işaret etti. Jiwoo şimdi kâğıdı buruşturmuş, ağzına yaklaştırmaktaydı. Chaewon onun ne yapacağını anlayınca son anda eğilip kâğıdı elinden aldı.
Jiwoo ise istifini bozmadan çantasından bir defter çıkardı ve bir sayfa koparıp kâğıdı yemeye başladı.
Tüm bunlar olurken diğerleri izlemişti.
"Oh wow." dedi Yeojin.
"I'm disgusted." diye tamamladı Yerim."Youtube crack videolarından öğrendiğiniz İngilizcenizi sergilemeyi bırakın da konuya dönelim." Hyejoo sonunda konuşmuştu. "Haklısın aptal bir öpücük ama hangi kankalar öpüşür? Bu yüzden kaçtım, oldu mu?"
"Oldu oldu." Cevap veren Chaewon değil bir başkasıydı. Tamamen kendine gelen Jiwoo söylemişti. "Öpüşüp ne yapacaksınız? Aklınızdan bile geçirmeyin. Biz bacıyız, bizim bir sözleşmemiz var."
Onun konuşmasını sabırla dinleyen Yeojin güldü. "Ne sözleşmesinden bahsediyorsun sen ya? Az önce neredeyse yiyordun o kıytırık sözleşmeyi."
Jiwoo bir süre düşünür gibi yaptı. Muhtemelen bir flashback silsilesi beyninin içinde dönüyordu. Ardından ensesini kaşıyarak konuştu. "Di mi ya, az önce kâğıt yedim. Ah kelebeğim ne yapıyorsun böyle bana?" Yine hayali evrenine gitmişçesine, bakışları dalgınlaşmıştı.
Fakat bu hayali ortam Hyejoo'nun konuşmasıyla uzun sürmedi, "Kelebek mi? Seninki kelebek olmak için fazla büyük. Burada bir kelebek varsa bizim minnak Chaewon'dan başkası olamaz." Chaewon'un yanakları kızarırken Yeojin ve Yerim garipçe Hyejoo'ya bakıyordu. Jiwoo ise oldukça hoşnutsuz görünüyordu.
"Asıldı mı yoksa laf mı attı, anlamadım." dedi Yerim oluşan sessizliği bozarak.
"Asılmak yasak. Eğer aranızda bir şey geçecek olursa, atıyorum çıkmaya falan başlarsanız..." Jiwoo duraksayıp tüm gözlerin kendi üzerinde olduğuna emin oldu. Ardından o şirin suratının izin verdiği kadarıyla en korkunç bakışını takındı. "Serçe parmağı katliamıyla kalmaz, bir gece ansızın odalarınıza gelip siz uyurken saçlarınızı tıraş ederim."
Chaewon ve Hyejoo onun >.< şeklindeki yüzüne rağmen bu tehditten korkmuş gibi görünüyordu. İkisi de aynı anda yutkundu. Jiwoo ise az önce bu korkunç sözleri eden kendisi değilmişçesine bir melek gibi gülümsedi. "Şimdi benim sorunumu konuşalım."
Fakat şansına tam bu sırada öğretmen sınıfa girmişti. "Teneffüste geliriz biz." dedi Yeojin, Yerim ile beraber sıralarına geçerken.
**
Teneffüste Jiwoo sırtını sırasına yaslamış, ellerini de önünde birleştirmişti. Hemen yanında ayakta duran Yeojin ve Yerim'in ise ellerinde birer defter vardı. "Şimdiii Kim Jiwoo, sorununuzu daha iyi analiz edebilmek için çocukluğunuza ineceğiz." Yerim bu şakayla daha ilk andan tüm ciddiyeti bozmuştu. En azından Yeojin için. Zira Jiwoo bunun gerçek bir soru olduğunu sanmıştı.
"Çocukken akıllı bir çocuktum aslında. Pek bir sorunum yoktu. Ha, ama gayliğim daha o zamanlar kendisini hissettiriyormuş. Dört yaşındayken sürekli annemin arkadaşlarının kucağına atlayıp meme istiyormuşum. Plaja falan gittiğimizde kızların kalçalarına vurup kaçıyormuşum." Çok masummuş gibi omuz silkti. Yeojin'in ağzı açık kalmıştı.
"Amma da akıllı bir çocukmuşsun gerçekten." Yeojin iğneleyici bir ton kullandığı hâlde Jiwoo ona teşekkür etti.
"Herneyse, şu ana dek anlattıklarından yola çıkaraak..." dedi Yerim elindeki deftere bakarken. Dışarıdan defterde yazan verileri kontrol ediyor gibi görünüyordu. Oysa defterde hiçbir şey yazmıyordu. "Sanırım sorun senin aşırı şirin görünmen, aşırı şirin davranman ve aranızdaki iki yıllık yaş farkı. Sooyoung'un seni ciddiye aldığını düşünmüyorum." Yerim raporunu dile getirdiğinde Jiwoo yanaklarını şişirdi. Bu sözlerin %100 doğru oluşu canını acıtıyordu.
"Bir çaresi yok mu Doktor Hanım?" Bir defa şirinliğine çözüm olmadığını kendisi de biliyordu. Sonuçta şu an üzgünce Yerim'e bakarken bile şirindi.
"Birkaç ilaç yazabiliriz ama tam bir iyileşme sağlanır mı, bilmiyoruz. Gerisi sen ve Sooyoung'ta biter." Bu defa konuşan Yeojin'di. O da adapte olmuştu şu aşk doktorluğu oyununa.
Jiwoo'nun reçetesi şu şekildeydi :
•Olgun davran
•Mesela onun bazı korkuları varsa, sen sakın onun korktuğu şeylerden korkma ve onu koru
•Günaydın ve iyi geceler mesajlarını unutma! Bu sayede gözlerini açtığında ilk ve gözlerini kapatmadan gördüğü son isim seninki olur
•Elinden geldiğince az çocuk gibi görün
•Bu liste zamanla güncellenecektir.
Jiwoo elindeki listeye son kez göz attığında, o ana dek sessiz kalan Hyejoo bağırdı. "Bak Jiwoo! Bizi cezalandırmana gerek yok! İsim falımıza baktım Chaewon'la. Sonuç %18 çıktı!"
Bölüm Sonu
Yorumlarınızı esirgemeyin lütfen ♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Strawberry That Fell In Love | ChuuVes✔
FanfictionÇapkın geçinen Kim Jiwoo'nun âşık olması için üç saniye yetmişti.