21>Bana Bak, KJW [Final]

559 67 85
                                    

( Brother Su - Dot

Bununla beraber fice de "noktayı" koyuyoruz.

İyi okumalar~ )





Kim Jiwoo bir sabah bunaltıcı düşlerden uyandığında, kendini yatağında dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu. Zırh gibi sertleşmiş sırtının üstünde yatmaktaydı ve başını biraz kaldırdığında bir kubbe gibi şişmiş, kahverengi, sertleşen kısımların oluşturduğu yay biçimi çizgilerle parsellere ayrılmış karnını görüyordu; karnının tepesindeki yorgan neredeyse tümüyle yere kaymak üzereydi ve tutunabileceği hiçbir nokta kalmamış gibiydi. Hayır. Elbette, böyle değildi. Zira bu hikâye Kim Jiwoo'nun değil, Gregor Samsa'nındı.

Kim Jiwoo bir sabah bunaltıcı düşlerden uyandığında, bir mesajla karşılaşmıştı yalnızca. Sıradan hayatının sıradan bir gününde, sıradan arkadaşı Yerim'den gelen sıradan bir mesaj. Onu buluşmaya çağırıyordu Yerim.

Böylece Kim Jiwoo üşengeç bir şekilde yatağından kalktı, elini yüzünü yıkadı. Ardından aynanın karşısına geçip kendisine baktı. Artık saçları, peruk takmasını gerektirmeyecek kadar uzun ve düzgündü. Üstelik ayrıca bir şirinlik katıyordu ona.
Başladı hazırlanmaya.

***

Kim Jiwoo bunaltıcı düşlerden uyandığı o sabah, karşılaştığı mesajın sıradan olduğunu düşünürken yanılıyordu. Zira buluşma yerine vardığında Yerim'i Sooyoung tarafından rehin alınmış bir vaziyette buldu.

Ha Sooyoung, Heejin'i ikinci kez yem olarak kullanamayacağından, daha evvel Yerim'in partisine katılmış Heejin'in bağlantılarını kullanarak Yerim'e ulaşmıştı.

Ve şimdi Sooyoung omzuna siyah kılıfının içinde bir gitar asmış bir şekilde, Yerim'in arkasına geçmiş; bir koluyla da kaçmasın diye onu tutmaktaydı. Ayrıca silah şeklinde tuttuğu elini de Yerim'in başına doğrultmuştu. Kim Jiwoo'nun yaklaştığını gördüğünde bağırdı, "Eğer benimle konuşmadan kaçmaya kalkarsan arkadaşın ölür. Seninle konuşmama izin vereceksin!"

Bir ona bir de rehin aldığı Yerim'e baktı Jiwoo. Arkadaşına daha uzun süre bakmış, bu oyuna destek olduğu için ona kızdığını belli eden bakışlar atmıştı. "Hah, hadi vur. Sanki elinde gerçek silah var." Böylece Jiwoo geldiği gibi arkasını döndü. Bir önceki bölüm kendisi de aynı şeyi yaptığı hâlde şimdi bunları söylemesi tutarsızlıktı.

Fakat o bir adım attığı anda Sooyoung elini arkadaki ağaca doğrulttu ve ateş etti. Ses çıktığı yetmiyormuş gibi bir elma düşmüştü ağaçtan.

Jiwoo gözleri önünde yaşanan bu hadisenin şokuyla geri dönmek zorunda kaldı. "Bunu nasıl yaptın?!"

Flashback

Sooyoung annesi tarafından manava, meyve almaya gönderilmişti. Fakat orada hiç beklemediği birine rastladı. Ki bu kişi sinemada tanıştığı organ mafyası Aref'ten başkası değildi. Manavda çalışıyordu resmen!

"Aref?" Şaşkınca söyledi.

Aref de onu fark ettiğinde oldukça şaşırmıştı, "Aa böbreklerini satmak isteyen kız!"

Kırk yıllık dostlar gibi sarıldılar birbirlerine. Bu esnada Sooyoung onu burada görmesini neye borçlu olduğunu da sormuştu.

"Tövbe ettim, artık alnımın teriyle burada çalışmaya karar verdim." diye açıkladı Aref, zihin gücüyle havaya kaldırdığı meyveleri poşete koyarken.

"Aref..." dedi Sooyoung. "Şu zihin gücüyle meyve hareket ettirmeyi bana da öğretir misin?"

Bu hikâyeyi Jiwoo'nun bilmesine gerek yoktu. "Şimdi yavaşça yaklaş. Sen yanıma gelip elimi tuttuğunda ben de arkadaşının gitmesine izin vereceğim. Sakın bir yamuk yapmaya kalkma!" diye uyardı büyük olan.

Strawberry That Fell In Love | ChuuVes✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin