Gözlerini kapat ve derin bir nefes al, bir süre kal böylece. Bir süre göz kapaklarının ardındaki siyaha bir parmak yeşil, bir parmak mavi çal. Bir manzara çiz, alabildiğine yeşilliğin mavi gökle birleştiği; mavi göğün yansımasını bir gölete düşürdüğü, kuşların cıvıl cıvıl ötüp Doğa Ana'nın ninnisini mırıldandığı bir manzara.
Biraz sonra kara, yağmur bulutu kümeleri geliyor ve ışıl ışıl parlayan manzaran yavaş yavaş kararıyor.
Eğer tam da bu anda gözlerini memnun kalmayarak açtıysan, hayal etmekten vazgeçtiysen bilmelisin ki sahip olduğun ön yargıların hayatının birçok anında senin yüksek sesle konuşabilecek kadar kuvvetli. Eğer tam tersine, hayatta kalabilmek için o yağmura ihtiyacın olduğunun bilincideysen ya da bir manzarayı yağmur yağarken izlemeyi seviyor ve geri kaçmayan bir iki nadir insandan bir tanesiysen ön yargılarını dizginleyebilecek kadar sağlam iplere sahipsin. Belki de farkında değilsin.
İnsanlar ikiye ayrılır; ön yargıları kendinden büyük olanlar ve ön yargılarını yenmeyi göze alanlar; ancak kimse uzun vadede tam bir mutluluğu yakalayamaz.
Bu hikâye, mutluluğun geldiğinde giderken peşinde götürdüklerini anlatıyor.
Bir zihnin, ruhun çöküşünü; piyanodan dökülen notaların yükselişini...
Tezatlıklar dünyasının asla adil bir teraziye sahip olmayışını...Aşkın sadece kişiler arasında değil, insanüstü bir hissiyat olduğunu anlatıyor bu hikâye; bir genç kızın aşık olduğu piyano tuşlarını. Ve hâlâ inatla, düşmekten yılmadan koşabilenleri...
Bir piyanistin ve bir hayat kadınının kızı.
--
Öncelikle burada olan, en başından sonuna kadar benimle gelen herkese teşekkür etmek istiyorum. Sizler düşmekten yılmadan koşabilenlerdensiniz. Ön yargılarını bir köşede soyunup gelenlerden...
Ve sizler de teşekkür edin inandığınız her ne ise ona, bugün bir başkasına göre tam olarak bir gündür daha uzun yaşıyorsunuz. Yorulduğunuzda hissedebileceğiniz uzuvlarınız var, yorgunluğu size yaşatacak uzuvlar. Gözleriniz, renkleri en güzel halleriyle gören gözler...
Ön yargılarınızı oluşturan zihniniz her şeyin bilincinde.Bugün, bir gün daha fazla yaşadınız bazılarından; hayat üzülmek için, sürekli beklemek için kısa. Kendinizi keşfedin, doğayı, insanları, insanlığı... çünkü bir gün öleceksiniz.
Öldüğünüzde sizinle birlikte gelmeyecek ön yargılarla yaşamak, onları yaşadığınız her anda yanınızda taşımak için fazla değerli hayat.
Hayat, hiçbir şey yapmamış olmak için çok uzun.Bu hikâyeyi sizlere, hissetmekle yüzleşenlere armağan ediyorum; onu en güzel saklayacak olanlara.
Hayatın müziği sizlerle daimi olsun.
İrem İMRAK K.F.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NOTA ♫ ♪ (Müzikten Bedenler #1)
Teen FictionPiyanonun seksen sekiz tuşunda gizli bir hayat, zor ve çıkmazlarla dolu. Yanlışlar, mutluluklar, gözyaşları, aşklar ve hüzün... Hayat sandığından daha acımasız, doğru bildikleri ise yalandı. Her nefeste biraz daha battı ölüme. Neydi aşk? Başlangıcı...