sevgiye ve nefrete dair ilk nota ♫ ♪

45.7K 1.8K 590
                                    

Merhaba, olabildiğince kısa sürede gelmeye çalıştım. Artık bazı şeyler daha da belirginleşmeye başlıyor, ne dersiniz? ^^
Bu yıl şu devletin mecbur tuttuğu ve geleceğimizi belirleyip aslında hiçbir mantığı olmayan üniversite sınavına hazırlanacağım cancağızlarım. O yüzden yaz tatilinde olabildiğince sık bölüm eklemeye çalışacağım. Yıl içerisinde bölüm ekleyebilir miyim, inanın ben de hiç bilmiyorum.

Savaş severlerin bana kızacağı ancak yaşanması gereken bir bölüm. Kucak dolusu sevgilerle, hepinize keyifli okumalar! Lütfen yorumlarınızı eksik etmeyin, eleştiri ve yorumlarınıza ihtiyacım var! :')

Bölüm Şarkıları:
1. Gece - Yanımda Kal
2. SYML - Leave Like That (Official Audio)
3. Jason Walker - Down

On Sekizinci Bölüm ♫ ♪

Cezvenin içindeki kahveyi karıştırırken arka tarafta kalan sandalyeye oturmuş sessizce duruyordu. Fincana önce köpüğü koyup bir süre sonra da kahveyi ekledim. Sarhoş olmadığını söylemişti, yine de zihninin pek duru olmadığını düşünüyordum. Kahve fincanını bir bardak suyla birlikte önüne bırakıp ondan uzaktaki sandalyeye, karşısına oturdum. Uyuşuk sayılmayacak, ancak sakin hareketlerle kahveden bir yudum alıp bekledi.

"Ellerine sağlık."

Başımı sallayarak ona karşılık verdim, o konuşmadan konuşmayacaktım. Bana neden burada olduğunu, neden geldiğini anlatacaktı önce. Belki sonra, bir şeyler anlatabilirdim ki bu ihtimal de çok yüksek değildi.

"Uzaklaştırma almışsın?" Fincanı tabağına bırakıp ellerini masanın üstüne birleştirdi. Uzun, kemikli parmakları iç içe geçerken parmak boğumlarının beyazladığını fark edecek kadar onu incelediğimi anlayınca gözlerimi kaçırdım beceriksizce. "Öyle duyduysan öyledir," diye yanıtladım onu.

Boğazını temizlediğinde ona bakma gereği duydum. Gözlerinin altındaki mor halkalardan ne kadar yorgun olduğu anlaşılıyordu. Boğazım düğümlenirken gözlerinin içine bakmak gibi bir hata yaptım. Gözleri kızarmıştı, uykusuz olmalıydı. Belki de fazla üzgün. Boğazımdaki yumru giderek büyüyor ve olduğu yeri tıkıyordu. Rahatlayabilmek, rahat bir nefes alabilmek için gözlerimi sıkıca kapadım.

"Sezin'le kavga etmişsin."

Başımı iki yana salladım hala ona bakmıyorken. "Kavga etmedim. Beni kopya çekerken görmüş ve Cengiz'e ispiyonlamış. O da artık bana tahammül edemediğini ve en iyisi mi bugün kafamı dinlememi söyledi." Başımı hafifçe sağa yaslayıp yeniden ona baktım açıklamam bitince. Bir de konuşmayacağımı söylemiştim, burada oturmuş çocuğa açıklama yapıyordum.

Gülerek başını öne eğdi. "Sen ve kopya çekmek," diye mırıldandı inanmaz bir sesle.

"Neden herkes bunu, onlara uzaylı gördüğümü söylemişim gibi karşılıyor," diye homurdandım en nihayetinde patlayıp. "Ben de gayet normal bir öğrenciyim ve sınava çalışmamış olamaz mıyım?"

Kahveden bir yudum daha alıp bana baktığında hâlâ gülüyordu, "Sana kopya vereni korumak için mi öne atladın?"

Sinirlendiğimi hissediyordum. Hayır, kimi kandırıyordum! Sinirlenmem gerektiğini biliyordum ama hissettiğim tek şey bana bir yıl boyunca bir pislikmişim gibi davranan kişi yine kendisi olmasına rağmen beni en iyi tanıyan da oydu ve bu beni şaşırtıyordu.

Sıkıntıyla nefesimi üfledim, gerilmiştim. "Bu kez neden geldin, Buğra?"

Sadece omuz silkmekle yetindi. Fincanı dudaklarına götürüp kahveden bir büyük yudum daha aldı ve fincanı masaya bırakıp tabağıyla birlikte hafifçe öne itti. Homurdanarak göz devirdim. Konuşmayacaktı, huysuzdu. Tüm bu davranışları beni daha çok geriyordu. Terleyen avuçlarımı geldiğimden beri çıkarmadığım pantolonumun kumaşına sildim, fincanı alıp tezgaha koydum.

NOTA ♫ ♪ (Müzikten Bedenler #1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin