Biliyorum, bu bölüm biraz tuhafımsı oldu. İçime sinmeye sinmeye yayınlıyorum bölümü, yazım yanlışları hat safhadadır zaten ama onları düzenleyeceğim. Canlarım, yorumlarınızı bekliyorum ve lütfen onları benden eksik etmeyin. Keyifli okumalar...
Bölüm Parçaları:
1. Coldplay - Trouble
(Neva-Semih sahnelerinde daha eğlenceli bir şeyler izlemek isterseniz Of Monsters and Men - Wild Roses dinleyebilirsiniz.)
2. Kat Frankie - Death Of MeDİPNOT: Semih, çok sevimli; değil mi? Bu bölüm benim biricik Semih'ime ve onun güzel kalbine, iyilik dolu ruhuna ithaftır.
Yirmi İkinci Bölüm ♫ ♪
Annemi gördüğüm günün üstünden yirmi sekiz saat otuz altı dakika geçmişti. Onu özlememiştim, hislerimin arasında özlem en son sırada bile yer almıyordu. Ancak elimde olmadan da endişeleniyordum. Ne zaman bu kadar uzun süre ortadan kaybolsa ya kendi başına ya da benim başıma bir iş açıyor, her seferinde bir şeyleri daha mahvetmekten geri durmuyordu. Gözlerimden geçip giden Yıldıray'ın görüntüsü ürpermeme sebep olurken üstümdeki hırkaya daha sıkı sarıldım. Belki de annemi Onur Aslan'la görmüştü? Ama, eğer öyle olsaydı annem çoktan soluğu dibimde alıp beni suçlardı, değil mi?
Nefesimi sıkıntıyla üfleyip oturduğum sandalyede huzursuzca kıpırdandım. Bugün günlerden perşembeydi. Bu hafta okul tamamıyla boş geçecek ve bu boşluk bir sonraki haftaya da sarkacaktı. Cumartesi günlerine koyulan ek dersler son sene öğrencilerine çalışma fırsatı tanıyordu ancak gitmek zorunlu da olsa girmediğim için benim açımdan hiçbir sorun teşkil etmiyordu. YGS'den hedeflediğim puanı alabileceğimi biliyordum ve bunu da sırf olur da konservatuarı tutturamazsam bazılarının çenesini kapamak için yapacaktım.
Kış şenlikleri için hazırlıklar yapılıyor ve çoğu öğrenci bu hazırlıklara yardım ediyordu. Bense kılını bile kıpırdatmayan o azınlıktaydım. Tabii, bu şenlikte benim de içinde olacağım bir konser verileceği gerçeğini değiştirmiyordu. İlge Hoca yine yapacağını yapmış, yarışmaya katılacağımız grubu bir araya toplayarak şarkımızı okula tanıtmamızı istemişti. El mahkum, kabul etmiştik.
Dün akşamsa Savaş'la birlikte vakit geçirmiş ve bir süre sessizce dolaşmıştık. Akşamın sonunda beni evime bırakarak vazgeçilmez rutini gerçekleştirmek için bana iyi geceler dilemişti. İstemsizce dudaklarıma yerleşene bir tebessümle ona veda ederek soğuk yatağıma girmiştim. Sabahın ilk ışıklarıyla değil de alarmımın sesiyle uyanmıştım. Hava soğuk olduğundan yarım saati yatakta, yorganıma sarılarak geçirdiğimi hatırlıyordum. Ancak mecbur, kalkmıştım.
Bir saatin sonunda hareket ettikçe acıyan kaslarıma rağmen giyinmeyi başarabilmiş, montumu üstüme geçirerek kapıdan çıkmıştım. Elbette telefonum -her zamanki gibi- sessizde olduğu, kimseden haber alma gereği duymadığım için karşımda endişeli bir Savaş görmeyi beklemiyordum. Belki bir parça beni azarlamış sayılabilirdi. Bu yüzden telefonumu sessizden çıkartıp titreşime alma gereği duymuştum. Bence bu bile büyük bir gelişmeydi, benim açımdan.
Okulun önüne geldiğimizde evren bir kez daha beni ne kadar az sevdiğini kanıtlamak istercesine bizi Semih'le denk getirmişti. Şu an Semih bana tavır yapıyor ve bu hali hiç çekilmiyor denilecek kadar beni zorluyordu. Oturduğum sandalyeden kalkıp çantamdan lacivert renkli cüzdanımı alarak sınıftan çıktım, merdivenleri inmeye başladım. Bir önceki teneffüs Eslem'i sıkıştırarak öğrendiğim taktiği uygulamak için kantine girdim. Dersler boş olduğundan iş yapmak için görevlendirilmemiş öğrencilerin büyük bir çoğunluğu kantine akın etmişti, sıra kalabalıktı.
Sıkıntıyla nefesimi bırakıp gözlerimi devirerek tek kurtuluş şansımı da kaybetmemek için sıraya geçtim. Sıkılmıştım, Semih'le aramı düzeltmem gerekiyordu. Çünkü, maalesef, kendisiyle uğraşabileceğim tek insan olan Öykü; biricik sevgilisi Ali'yle birlikte ortalıktan kaybolmuştu. Kızlar da modadan konuşup, ünlü ya da ünsüz fark etmemeksizin herkes hakkında dedikodu yaptığından onların yanında olmam benim için fizik dersine girip hocanın anlattıklarını anlamaya çalışmaktan çok da farklı bir kapıya çıkmayacaktı. Grubun diğer üyeleriyle de çok bir muhabbetim olmadığı için bütün oklar Semih'i gösteriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NOTA ♫ ♪ (Müzikten Bedenler #1)
Fiksi RemajaPiyanonun seksen sekiz tuşunda gizli bir hayat, zor ve çıkmazlarla dolu. Yanlışlar, mutluluklar, gözyaşları, aşklar ve hüzün... Hayat sandığından daha acımasız, doğru bildikleri ise yalandı. Her nefeste biraz daha battı ölüme. Neydi aşk? Başlangıcı...