11-)Yol

633 57 3
                                    

Yolculuğun büyük bir kısmını uyuyarak geçirdiğim için kaç saattir yolda olduğumuz hakkında bir fikrim yoktu fakat gecenin karanlığı yerini mavi gökyüzüne bırakmıştı. Kar dinmiş olsa da dışarısı bembeyaz karla kaplıydı.

“İstersen direksiyona ben geçeyim.” dedim arabayı büyük bir dikkatle kullanan Evrime. Her uyandığımda direksiyona başka birisi geçiyordu  ve bu istemsizce vicdan azabı çekmeme sebep olmuştu.

Evrim bir iki saniye dikiz aynasından bana baktı ve hemen ardından yola dönerek“Ölmek istemeyiz değil mi?” dedi gülerek.

Gözlerimi devirdikten sonra sırtımı koltuğa yaslayıp kaşlarımı çatarak Evrime baktım. Kötü araba kullanmak kesinlikle benim suçum değildi.

“Hiç uyanmasaydın” diye takıldı Evrimin yanında oturan Kıvanç. Gözlerimi bir kez daha devirdim.

Onlara daha fazla benle alay etme fırsatı vermeden “Kaç saat kaldı?” diye sordum.

Kıvanç elindeki buruşmuş haritaya bakarak “Gece olmadan sınırı geçmiş oluruz. ” dedi.

Kıvanca ters bakışlar atmaya devam ederken “Bulgaristan da ne yapacağız umarım Bulgaristan için de bir haritan vardır.” dedim. Dün bana hasta ve yalancı muamelesi yaptığı için ona öfkeli olsam da birşey söylemeyecektim.

Kıvanç ceketinin iç cebinden bir kağıt çıkardı ve bana doğru salladı Evrim gülerek Kıvanca baktığında Kıvanç ona göz kırptı.

“Önce geceyi geçirecek bir yer bulacağız sabah erkenden şehir merkezlerini gezeceğiz.” diye açıklama yaptı.

“Kar yağacak gibi ” bunu söyleyen Kuzeye kaydı bakışlarım.

Kıvanç bir süre camdan dışarı baktı ve Kuzeye doğru dönerek “Bir yerde duramayız geceye kalırsak daha zor olur.” dedi.

Kuzey kısa bir süre  düşündükten sonra“Oraya her türlü gece ulaşmış olacağız şu an araba son hızla bile gitse hava kararmış olacak” dedi.

Bana kalırsa arabadan inmesek bile olurdu. Bir hastayla daha kavga etmek ve ısırılma tehlikesi geçirmek istemiyordum.

“Aklındaki ne?” diye sordu Kıvanç.

Kuzey biraz daha yaklaştı ve “Haritaya göz gezdirdim sınırdan üç kilometre uzakta ormanlık bir alanda bir kilise var. Geceyi orada geçirip yola sabah devam edebiliriz” dedi.

Kıvanç kısa bir süre haritaya baktı ve kafasını olumlu anlamda salladı.

“Bence olur” dedi.

Evrim gözlerini yoldan ayırmadan “İçeride birileri varsa ne olacak?” diye sordu.

Eğer içeride bir grup varsa ve bizi öldürmeye çalışırsa şaşırmazdım. Şu an bile arkamızda iki grubu bırakıp kaçmıştık.

“Başka bir seçeneğimiz yok gibi en azından kontrol ederiz eğer birileri varsa arabayı güvenli bir yere çekip geceyi arabada geçiririz” dedi Kıvanç. Ben arabadan gayet memnundum zaten koltukları da çok rahattı.

Bir süre yolculuk aynı rutinliğinde ilerledi. Kuzeyle sohbet ediyor, Evrimle Kıvancın konuşmalarını dinleyip onlarla tartışıyor ve belirli aralıklarla uyukluyordum.

Kar taneleri tekrar havada süzülmeye başladığında karanlık iyice gökyüzüne çökmüştü. Direksiyonda Evrim vardı ve hemen onun yanında ben oturuyordum. Kıvanç ve Kuzey arka da uyuyorlardı.

Üzerime örttüğüm pikeyi çekiştirerek kucağıma koyduktan sonra Kıvançla Kuzeyin uyduğundan emin olmak için onlara baktım. İkisi de uyuyordu.

KaçışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin