2-)Korku

1.3K 95 14
                                    

Yeni bölüm!

Arabanın içindeki gergin hava ve keskin sessizlik herkesin diline gizli bir kilit vurmuştu sanki. Bu sessizlik zihnimin en ücra köşelerinde saklı anıları birer birer önüme iteklemeye başladığında ilk olarak babamın ciddi yüzü gözlerimin önüne geldi. Annemin parmakları ve kokusu da gözlerimin önünden geçip giderken ne olacağı hakkında bir tahmin yürütmeye çalışıyordum ama aklıma hiçbir şey gelmiyordu aksine tüm hayal gücüm tıkanmıştı. Şaşkınlığımı bile yaşayamıyordum.

Bir el beni düşüncelerimin arasından çekip kurtarırken gözlerimi kolumu tutan Evrim'e doğru çevirdim.

"Sana sesleniyorum!" diye çıkıştı.

"Duymadım." dedim sessizce neden fısıltı halinde konuşuyorduk bir fikrim yoktu. Bir an gözlerim dikiz aynasına kaydı ve bir çift yeşil göz gözlerimle buluştu. Kısık gözlerini gözlerimden kısa bir an ayırıp yola baktı ama tekrar gözlerini dikiz aynasına çevirince bu sefer ben kafamı eğdim.

"Kalabalıkta bir şeye dikkat ettin mi? polisler sadece virüslüleri vurmuyorlardı." dedi Evrim sessizce. Kaşlarım istemsizce çatılırken Deniz lafa atladı.

"Biz birkaç tur attık meydanda, haklısın Evrim polisler ve askerler güvenlik için virüs kapmayan insanları da vuruyorlar" gözlerimi kırpıştırarak Kuzey'in yanında oturan çocuğa baktım.

Bir kolunu koltuğa yaslayıp arkaya doğru döndü. "Bilerek yapıyorlar gibi görünmüyordu. Eğer bir emir gelmediyse kendilerince korumalık yapıyor olabilirler." diye açıkladı.

"Kıvanç haklı." diye destek çıktı Kuzey.Hava kararmaya başlamıştı ve saatin sekize gelmesine sadece birkaç dakika kalmıştı. Birkaç kere anneme ve babama ulaşmaya çalışmıştım fakat bir yanıt alamamıştım. İçimde bir yerlerde endişelenen tarafı düşünmemeye çalışarak dışarıyı izlemeye devam ettim. Gideceğimiz ev bir dağ eviydi ve bunun için dar bir yolu bu büyük arabayla tırmanmak zorundaydık.

İlerlediğimiz yol yükseldikçe şehrin sokak lambaları ve kirli dumanları daha net görünmeye başlamıştı.

"Ne kadar kaldı?" diye şikayetçi bir ses tonuyla konuştu Duygu.

"Birkaç dakika." diye yanıtlayan Kuzey tamamen yola odaklanmıştı. Bir anda şehrin ışıkları birer birer sönmeye başladı. Tüm ışıklar birbirini takip ederek kapandı ve şehir karanlığa büründü.

Kıvanç arabanın birkaç düğmesine bastı ve arabanın içi aydınlandı.

"Silahınız var mı?" diye sordu Evrim. Kıvanç elini ceketine attı ve siyah parlak bir silahı çıkartıp Evrim'e doğru gösterip salladı. Bu kadar rahat ve umursamaz davranmasının sebebini anlayamıyordum.

"Bu kadar mı?" diye sordu Evrim. Kuzey dikiz aynasından bize kısa bir bakış attıktan sonra "bagajda da var bir şeyler." dedi. Daha önce eline sadece kuru sıkı silah alan biri için bagaj dolusu silah bana fazla gelecekti.

"Silah kullanmayı bilmiyoruz." dedim. Sesim neden bu kadar ürkek ve korunmaya muhtaç çıkmıştı ki?

"Öğretiriz." dedi Kuzey dikiz aynasından gözlerime bakmaya devam ederken. Bir şey söylemedim.

Birkaç dakika sonra araba iki katlı bir evin önünde durdu. Arabanın ışıkları sayesinde evi görebiliyordum etraf tamamen karanlıktı ve bu daha çok ürkmeme neden oluyordu.

"Kıvanç bagajdaki silahları al Deniz sende yiyecekleri kap." dedi Kuzey ve arabadan indi. Kıvanç ve Deniz de arabadan indiklerinde açılan kapıdan içeri soğuk bir hava süzüldü.

KaçışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin