7.BÖLÜM: "SİYAH ÇAN"

197 15 101
                                    

Scarlett Rose- Dark Times.
Sibel Can&Eypio- Diken mi gül mü?

Bölüm ithafı menisyazar

🍂

Kirli zihinlerden kaçmak lazım, adı üstünde kirlidir zihinleri. Yaklaşırsan sen de kirlenirsin, dünyanın kanunu budur. Ne ötesi ne berisi.

Siyah çanların çaldığı beynim bir keskinliğe haps olmuştu. Kendi kendime verdiğim bütün sözleri yine kendim yıkmıştım her seferinde olduğu gibi, bundan rahatsız değildim. Çünkü; Benim doğrularım ve benim yanlışlarımdan ibaretti. Zihinimin keskinliği beni korkutuyordu, saatin ibresi hep benim istediğimi gösteriyordu, çünkü öyle görmek istiyordum. İstediğim tüm doğruları ben isterken inkâr ettiğim tüm yanlışlar hayatımı yerle bir etmekte ısrarcıydı. Duman bir bilinmezliğin içinde kaybolmuştu, bunu fark etmek için onunla biraz zaman geçirmek ve size perdelerinin kapalı olmaması gerekirdi. Ki zaten bana da perdeleri kapalıydı, adım kadar emindim.

Duman Alezhisar'ın derin yaraları vardı.

Suskunluğumu bilinmezlikle katlederek dün gece gelen kağıdı avucumda oynattım. Biri benimle aptal bir oyun oynuyordu, fakat ben çocuk değildim böyle oyunlara kanacak falan da değildim. Elimde ki kağıdı çantama atarak derse konsantire oldum, ya da olmaya çalıştım Duman dün gece gelmemişti. Gidecek birçok yeri vardı, bir yerde başının çağresine bakmıştır diye kendimi avuttum. Gonca'nın yanıma doğru adımlamasıyla beraber felaket çanlarının çaldığını hissettim. Yerim de rahatsızca kıpırdanarak dans eden bir kaç öğrenciye göz gezdirdim. Yanımda ki boş sandalyeye oturdu.

"Duman nerde Farah?"

Ellerimi masanın üzerinde ki çantama kenetleyerek, "Cehennemin dibin de. Gitmek istersen seni de hiç tutmayalım yanına postalayalım."

Duraksadı, benden böyle bir tepki beklemiyordu muhtemelen fakat beklemesi gerekirdi.

"Ee ne diyorsun Gonca? Postalayalım mı?"

Çantamı tek omuzuma takarak ayağa kalktım.

"Basit bir soru sormuştum Farah. Ama pardon unutmuşum sen asi kızsın değil mi?"

"Hıhı aynen öyle."

Arkamı dönerek Azat hoca'nın bulunduğu yere doğru adımladım.

"Hocam!"

Sesimi duyunca elinde bulunan kağıtlardan gözünü çekti. "Evet?"

"Bugün erken çıkabilir miyim? Başım ağrıyor, zaten burada da pek bir işe yaramıyorum."

Elini alnında bir kaç kez gezdirdi.

"Pekâlâ, gidebilirsin."

Ardından tekrar önünde ki kağıtlara baktı, ben de oradan uzaklaştım okulda dersim vardı ardından da kendi evime geçebilirdim. Duman bensiz de kalabilirdi, fakat bu beni ilgilendirmez.

Kafamı iki yana sallayarak yürüdüm.

Sakın Farah.

Sakın bir batağa düşme.

Sakın.

Kendime verdiğim tembihleri kendim yıkarsam üzülmezdim, sadece irademe kızardım.

🍂

Bir kitabın en son cümlesine gebe kaldı hayallerim, ıslak sokak lambalarından sarkan küf ve örümcek ağaları korkunun ham maddesi gibi dururken, bazen de hoştu. İçimde bir yerler bu durumdan huzur buluyordu, ya da bulmaya çalışıyordu.

BALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin