16.BÖLÜM: "AK GÜNEŞ"

118 8 91
                                    

Neşat Ertaş- Gönül Dağı.

Ak bir güneşin üzerime parlayıp beni alt üst ettiğine şahitlik ederken bir yandan da bu insanoğlunu düşündüm.

Nankör insanoğlu.

Doyumsuz insanoğlu.

Hırslı insanoğlu.

Şekilden şekile girebilen, istediğini almak için sonuna dek çabalayan insanoğlu. Bir başkasını düşünmeyen sadece kendi için yaşan varlık. Benim hücrelerim insanoğlunun nankörlüğüyle doluydu. Bu bir gerçekten ötesi ve beriside yoktu üstelik. O hengabenin içerisinden çıkıp Duman'nın evine gelmiştik. O anlar öyle hızlı yaşanmıştı ki ben sadece şoka girmiştim. Duman'nın evine ilk defa geliyordum, açıkcası güzel evi vardı. Beyazın hakim olduğu bir evdi, beyaz ve mavi karışımı koltukların üzerine oturmuş Duman'nın gelmesini bekliyordum.

Elinde küçük bir çantayla odaya girince bakışlarım ister istemez ona kaydı. Elinde ki çanta muhtemelen ilk yardım çantasıydı. Yanıma gelerek hemen ortada bulunan sehbayı çekerek üzerine oturdu. Elini başıma yerleştirerek dikkatle inceledi. Mırıldanarak; "Dikiş atılması gerekli."

Gözlerimi olabildiğince açarak Duman'a baktım. "O kadar ciddi mi?" Duman kafasını sallamakla yetinerek elini ilk yardım çantasına attı. "Neden hastaneye gitmiyoruz?"

"Hastaneye gidersek poliste işin içine karışır."

Gözlerimi ilk yardım çantasından çıkardığı bir kaç eşyaya konumlandırarak; "Sen mi dikiş atacaksın?"

"Evet."

Tamam Duman gerçekten kibar ve iyidi fakat dikiş atmayı bilmeyen birine kafamı emanet edecek kadar salak değildim.

"Dikiş atmayı biliyor musun?"

Gözleri bir an için harelerime değerek; "Evet, üniversitede bir ara merak salmıştım orada öğrenmiştim."

Rahatlayarak; "Kaç kez dikiş attın?"

Hafif bir şekilde sırıttı. "Aslında bakarsan hiç."

Gözlerim olabildiğince açılırken ilk yardım çantasından iğneyi çıkardı.

"Ne? Duman sen ciddi misin?" İnanamayarak, "Daha önce dikiş bile atmamışsın! Asla izin vermiyorum."

Duman gözlerini devirerek, "Yapamayacağımı bilsem bu işin içine girip seni de tehlikeye atmazdım Bal."

Haklı olabilirdi fakat korkmam buna engel değildi. "Narkoz olmadığı için canın biraz acıyabilir." Kafamı sallayarak ona izin verdim. Elinde ki beze adını bilmediğim bir kaç sıvı dökerek başıma değdirdi anlık gelen acıyla inleyerek Duman'nın durmasına sebep oldum. "İyi misin?" Kafamı salladım.

Eline aldığı iğneyle canımın yanmasına sebep olacak şekilde oraya sokmasıyla birlikte tüm çığlığım odayı kapladı.

"Duman! Biraz yavaş olsana."

"Oldukça yavaşım. Bak inan benim içinde zor ama biraz sabr et."

BALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin