17.BÖLÜM: "GÖKKUŞAĞI"

122 10 86
                                    

Sezen Aksu- Son Bakış.
Onur Can Özcan- Çilingir.

Çilingir sofrasının kurulduğu zihinim bir bütünlükle çalkalanırken. Zihinimin içinde yer edinen gökkuşakları bin bir çeşit rekle bezeliydi.

Benim adım Farah Bal.

Ben bir cihanın gelip öbür cihana geçtiği, bir cihanın muhteşemliğini taşıyan zihine hüküm etmiş kadın.

Alezhisar'ın zihini.

Bakışlarım güneş ışının geldiği o eşsiz güzellikle bezeli odada gezindi. Ardından yanımda ki bedenin nefes alış verişlerini hissederek ona döndüm. Belime sarılı kollarına gülümseyerek elimi sakallarına attım. Elimin içinin gıdıklayan sakalları ona çok yakışıyordu, kesinlikle sakalsız olmamasını tercih ederdim. Dün gece ne kadar beni uyutmamak için savaş verse de sabaha doğru ikimizde uyumuştuk. Yanından sıyrılarak mutfağa doğru adımlayarak kapıyı yavaş bir şekilde açtım. Duman uyanana kadar ona kahvaltı hazırlayabilirdim. Mutfakta da beyaz hakimdi ve oldukça Ferahtı.

Patatesli omlet yapmak için malzemeleri çıkartarak tezgaha yerleştirdim. Patatesleri soyduktan sonra tavaya teker teker dizerek üzerine un su ve tuz karışımı olan karışımı dökerek pişmeye bıraktım. Elimin lezzeti pek yoktu, bundan emindim ama bu sefer ki yemek iyi olabilirdi. Kahvaltı masasına koyduğum kahvaltılıkları da düzgünce yerleştirerek tabak ve bardakları koydum. Omlet'in pişmesini beklerken arkadan belime sarılan bedenle
tebessüm ettim.

"Sen sabah kalkıp bana yemek mi hazırlıyorsun?"

"Bakınca öyle gözüküyor olabilir ama kendime de hazırlıyorum."

Duman'nın güldüğünü hissederken, "Çok güzel kokuyor."

Umarım tadıda güzeldir de rezil olmam.

"Ben bir duş alıp geliyorum." Duman'nın söylediğine karşın gülümseyerek kafamı salladım. Duman mutfağı terk ettiğinde omletinde hazır olduğunu var sayarak büyük bir tabağa yerleştirerek masanın ortasına konumlandırdım. Kulağıma dolan zille beraber kaşlarım çatılırken kapıyı açıp açmamam gerektiğine karar vermeliydim. Duman duşta olduğuna göre kapıyı açacak tek kişi ben kalıyordum. Mutfaktan çıkarak kapıya doğru yürüyerek tereddütle kapıyı açtım.

Karşımda beliren bedenle kaşlarım çatılırken; "Buyrun?"

Karşımda yirmili yaşlarda bir genç duruyordu. "Ben Duman'a bakmıştım?"

"Duman duşta. Biraz sonra çıkar, içeri gelmez misiniz?"

Adam kafasını sallayarak salona doğru adımlarken daha önce buraya gelmiş olabilirdi. Çünkü ben göstermeden rahatlıkla salonun yerini bulmuştu. Arkasından yavaş adımlarla ilerleyerek salona girdim, karşısında ki beyaz koltuğa oturarak sessizce beklemeye başladım. Aslında ikimizde sesizdik, adam ben hariç her yere bakıyordu. Şahsen benim de onu incelediğim yoktu, arda bir gözümün ona almasından başka yaptığım bir şey de yoktu.

"Çok bekletmedim umarım Bal göz."

Duman'nın sesiyle karşımda ki adam ve benim bakışlarım salonun girişine döndü. Elinde ki havluyla saçını kuruluyordu, karşımda ki adamı fark edince.

BALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin