Bölüm 19

56 4 9
                                    


Kapı, anahtarın tek dönüşüyle açılırken Hye Mi merakla karışık bir şaşkınlıkla tek kaşını kaldırdı ve eve girerek yavaşça kapıyı arkasından kapattı.

"Ovv.. Bu koku da ne böyle.. Tanrım, boğulacağım.."

Aldığı kokuyla yüzünü ekşitirken söylendi. Bu koku da neydi. Eve geldiğinde türlü türlü çamaşır suyu ve temizlik malzemesi kokusuyla karşılanacağını bilseydi, gelmeden önce bir kez daha düşünürdü. Gözlerini devirerek sol eliyle burnunu sıkıp içeriden gelen mırıltıları takip ederek salona ulaştı.

"Off.. Tanrım, çok yoruldum.. Bütün evi dip köşe temizledim. Ne kadar zamandır evden uzaktayım acaba ki bu sürede her yeri örümcek bağlamış.. Iğğ.."

Hae Ri kafasına taktığı bandanayı düzeltirken söylenerek yerden doğruldu ve sırt üstü kendini en yakın koltuğa attı. Eve geldiğinden beri temizlik yapıyordu. Bir evin bu kadar kirlenebileceğini hiç tahmin etmemişti. E neredeyse iki aydır kimse bir yere bir bez bile sürmemişti. Normal olsa gerekti. O kadar yorulmuştu ki, kendini yenisi alınınca kenara fırlatılan oynanmaktan yıpranmış eski bir oyuncak bebek gibi hissediyordu. Öyle bir yıpranmışlık hissi..

Hye Mi geldiğini fark etmemiş, kendince söylenen ablasını gördüğünde sırıttı ve burnunu tıkadığı için komik çıkan sesiyle konuştu.

"Hayırdır abla, rüyanda temizlik yaptığını evi cilaladığını falan mı gördün? Hayır yakınlarda bayram da yok ne bu evi köşe bucak bal dök yala yapma projesi?"

Arkasından gelen beklemediği sesle yerinden zıplayan Hae Ri, gözleri Hye Mi'yi bulduğunda rahatlamayla bir nefes aldı ve cevapladı. Eve geldiğini hiç duymamıştı bile yorgunluktan. Güya dinleneyim diye izin almıştı..

"İlla bayram mı olması gerek temizlik yapmak için? Gerçi sen kim temizlik kim tabi, evde bıraksaydım eline bir bez alıp tozları alayım bari bile demez üstüne daha da dağıtırdın sen. İyi ki Mi Chalarda kaldın, yoksa geri döndüğümde başımızı sokacak bir evimiz olur muydu şüpheliyim açıkçası."

Hae Ri hafif bir sitemle onu cevapladıktan sonra Hye Mi hı hı öyle evet dercesine bir yüz ifadesiyle tepki verirken konuştu.

"O değilde, bütün evi çamaşır suyuna mı attın ne yaptın boğulacaksın haberin yok!"

Yerinden kalkıp tekrar ekşittiği suratıyla bütün camları açarken içeri giren temiz havayla derin bir nefes alıp Hae Ri'ye döndü. O ise ifadesizce bakıyordu yattığı yerden.

"Gerçekten evdeki kokunun farkında değil misin? Az daha gelmesem oksijen yetmezliğinden öleceksin gerçekten. Neden bu temizlik işlerini bu kadar abartıyorsun anlayamıyorum bazen cidden."

Hye Mi gözlerini devirip yerine geri otururken Hae Ri derince içeri giren temiz havayı soludu. Evet bu çamaşır suyu şeysini birazcık abartmış olabilirdi, Hye Mi'nin haklı olduğu noktalar da yok değildi. Ama bu kendini savunmaya devam etmeyeceği anlamına gelmiyordu tabi ki.

"Temizliği abartıyor muyum? Tamam bundan sonra abartmayayım ve evde her yeri ağ yapmaya hevesli örümceklerle birlikte mutlu mesut yaşamaya devam et sen o zaman."

Hye Mi tekrar göz devirip iç geçirip cevapladı.

"Tamam tamam uzatmaya gerek yok, sen kazandın. Ee yiyecek ne var çok acıktım ben, tüm gün bir şey yemedim neredeyse."

Hae Ri kaşlarını çatarak doğruldu.

"Ne demek hiçbir şey yemedim? Bundan sonra kesinlikle öğünlerini atlamıyorsun."

Hae Ri'nin kızgın bakışlarıyla karşılaşan Hye Mi bir şey dememeyi seçip kafasını sallayarak onaylamakla yetindi.

"Temizliğe kendimi kaptırdığımdan yiyecek bir şey de hazırlamamıştım.. Nasıl olsa aç gelmezsin diye pizza ısmarlar bu akşamı geçiririz demiştim ama ne yapsak ki şimdi pizzayla da olur mu?"

All Or NothingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin