Bölüm 4

469 68 28
                                    

"İstemiyorum !!!"

Bir anda patlayan Sehun'un yüzünden Hae Ri durduğu yerde zıpladı ve şokla Sehun'a bakmaya devam etti.

Birkaç saniye sonra kendine gelen Hae Ri Sehun'a yüzünü ekşiterek bir bakış attı ve gözlerini odada gezdirirken kendi kendine düşündü.

'İstemiyorum mu? Pehh..ben de çok meraklısıydım ya zaten ! Hıhh !'

Bu sırada bıkkınlıkla Sehun'u süzen Bayan Oh ciddileşerek Sehun'a dönüp konuştu.

"İste ya da isteme bu önemli değil haftaya biz gittikten sonra şirket senin elinde olacak ve sen kabul etmesen de yardıma ihtiyacın var !"

Sehun alaycı bir şekilde güldü ve Bayan Oh'a döndü.

"Aaa..Evet doğru iki abim var ama şirket benim elimde..Sevinmem gerek değil mi Jin Hee-ssi ? Dizilerde hep abiler kardeşlerine şirketi bırakmamak için savaşırlar. Ama benimkilerin umrunda bile değil .. Aslında savaşmadan koca şirketi eline almak büyük başarı.. Öyle değil mi Jin Hee-ssi~ ?"

Bayan Oh oldukça üzülmüştü. Ama ciddiliği elden bırakmadı. Çünkü eğer ciddi olmayı bırakıp duygularına yenik düşerse Sehun asla onu dinlemeyecekti. Bu, Sehun'un en etkili insanlara saldırma yöntemiydi. Ve Bayan Oh artık bunu gayet iyi biliyordu..

"Evet bu büyük bir başarı. Bu yüzden sevinmelisin oğlum. Ve.. Abilerinden söz etmişken..Luhan'ın kampı bu hafta bitiyor. Biz yokken seni o kontrol edecek ."

Sehun iç çekip delirmiş gibi sırıttı ve alçak sesle mırıldandı.

"Hıh.. Kampı bitmiş demek.. İki yıl önce beni bırakıp giden abim gelip beni kontrol edecekmiş he ? Pabucumun herifi top peşinde koşturmak için beni yalnız bıraktı şimdi işi bitince mi aklına geliyorum ?! Öyle olsun o zaman buyursun gelsin de görsün gününü..."

Sehun mırıldanırken Bayan Oh hafif çekingen bir şekilde konuşmaya devam etti.

"Bir de..Kris aradı. Seni görmek istediğini söylüyor..Bir ara gelecekmiş. Artık geldiğinde onu kapıdan kovma. Luhan da Kris de seni önemsiyor. Bundan sonra onlara karşı bu kadar sert olmayı bırak."

Bu Sehun'un sabrının taşması için gereken son damlaydı. Bayan Oh konuşmayı bitirdiğinde Sehun hışımla oturduğu yerden kalktı. Kızgınlık ve kinle parlayan gözlerini Bayan Oh'un üstüne dikti. Hae Ri bile onun gözlerindeki duyguların yoğunluğundan  korkmuştu.

"Hahh..Demek Kris Bey beni görmek istiyormuş he ?! Demek Luhan ve Kris beni önemsiyormuş he ?! Yalan ! Hepsi koca bir yalan ! Eğer Kris beni önemseseydi 2 buçuk yıl önce bana haber vermeden sırf şirketin başına geçmemek için Amerika'ya kaçmazdı ! Luhan da 2 yıl önce top peşinde koşmak için beni burda sizinle yalnız bırakmazdı ! Şimdi ! Sen gelmiş sert olmamamı söylüyorsun ! Jin Hee-ssi sana hatırlatırım benim bu halde olmanın en büyük nedeni sizlersiniz ! Şimdi gelmiş bana hangi hakla size sert davranmamamı söylüyorsun !"

Sehun gözlerini kapattı. Deyim yerindeyse koltuğa çöktü ve dirseklerini dizine yaslayıp elleriyle şakaklarını ovdu.

Bayan Oh, Sehun'un bu sert çıkışıyla ciddiliğini kaybetti. Sehun haklıydı. Bayan Oh yanına gidip ona sarılarak teselli etmek isterdi ama öyle bir şansı kalmamıştı. Çünkü Sehun, aradaki bütün köprüleri çoktan yıkmıştı..

"Sehun..."

Sehun Bayan Oh'un sözünü kesti ve arkası dönük bir şekilde duygusuz düz bir sesle konuştu.

"Pekala.. Tamam.. Kabul ediyorum şu özel sekreter mi herneyse.. Bir de Luhan ve Kris.. Gelsinler bakalım. Gelecekleri varsa görecekleri de var.."

All Or NothingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin