Aradan geçen sekiz ayın sonunda tüm şehir kırmızılı sarılı yaprakların altında kalmıştı, Robotinler Yetimhane Faciasını unutturmak istercesine insanlar için harıl harıl çalışıyordu. Artık onları her yerde görebilmek mümkündü.
Gerek koruma gerekse çalışma ve üretme amacıyla Robotinleri her yerde görebilmek mümkündü. Bazen onları marketlerde, bakkallarda bazen kocaman AVM'lerde bazen gece klüplerinin giriş kapılarında bazen okullarda... İnsanların hayatlarını on bir ay içinde inanılmaz derecede güzelleştirmiş, kolaylaştırmışlardı. Tabi bu da yapacak hiçbir işi kalmayan insanların tembelleşmesine sebep olmuştu.
Robotinya, denen teknolojik şehirse git gide büyümüştü. Koskocaman binalar, hayatınızda görebileceğiniz en büyük alışveriş merkezleri dikilmişti. Hatta insanın aklına hayaline sığmayacak kadar gelişmiş olan bu gösterişli teknolojik sistemler evlerin tuvaletine kadar girmişti.
Üstelik orada yaşayan her ırktan, her dinden, her cinsten insan görebilmek mümkündü. Ayrımın olmadığı bu Robotinya denen yere gelmeye çalışan insanlar da şehirlerinden taşınıp ellerine geçen ilk fırsatta içeri alınmayı bekliyorlardı ki bu hiç kolay değildi (en az on tane çeşitli yerden giriş izni belgesinin alınması gerekiyordu). Birçok yetimhaneden gelen çocuklar ise buraya herhangi bir belgeye ihtiyaç duymaksızın girebiliyordu. Yetimhane Faciası ise Orphy'nin açıklamalarından sonra iki hafta daha gündemde kalabilmiş, ardından hatırlanmamak üzere unutulmuş gitmişti. 22 Kasım sabahıysa haber bültenlerini bayram ettirecek olaylar yaşanmıştı. Neredeyse tüm kanallarda aynı haber sunuluyor, olayın her detayı aynı şekilde anlatılıyordu.
"Şuan da Robotin'lerin hepsi tamamen çalışmaz hâldeler. Yetkililer bu sorunun Robotin'lerin kendilerini 'genel-güncellemesi' sonucunda ortaya çıktığını söylese de hâlâ Robotinlerin yersiz uykusuna bir çözüm bulunamamış durumda."
Saatlerce soruna bir çözüm bulamamış olan yetkililerden bir tanesi canlı bir yayına bağlanmış ve şunları söylemişti:
"Robotin'lerin genel-güncelleme yapmaları gereken bir durum olmadığı hâlde niçin ısrarla yapmaya çalıştıklarını anlamıyoruz. Bu güncellemenin neler barındırdığını da daha öğrenemedik, bu yüzden Robotin-Yapımcıları şuan güncellemeyi engellemenin, çözümü üzerine çalışıyor."
Aradan bir yarım saat daha geçmiş ve sorun kendiliğinden çözülmüştü. Derin bir uykuya dalan takım elbise giymiş bir düzine Robotin ise yavaştan kıpırdanmaya başlamıştı. Kafalarını kaldırmış, etraflarında dizili duran haber kameralarına ve haber spikerlerine simsiyah olan küreleriyle "Ne yapıyorsunuz?" dermişçesine bakmışlardı.
Yarım bıraktıkları işleri yapmıyor, sanki hepsi gitmeleri gereken bir yer varmış gibi çalıştıkları yerden telaşla çıkıyordu. Alelacele dışarıya çıkan bir Robotin sürüsüyse önlerindekilere hiç bakmadan dikkatsizce koşturuyorlardı.
Hatta son hız koşan bahçıvan görünümlü Robotin'lerden bir tanesi, daha okuldan yeni çıkan küçücük bir kız çocuğuna çarpıp, onu yolun öteki tarafındaki arabaların önüne doğru savurmuştu.
Meraklı gözlerle insanlar onların nereye gittiğini anlamaya çalışsa da boşaydı, çünkü gözlerinin ve ayaklarının hızları Robotin'leri takip edebilmeleri için yeterli değildi. Haber kanallarıysa hemen insanları durumdan haberdar etmişti.
"Robotin'ler, uyandı uyanmasına ama garip bir şekilde kontrolden çıkmış gibi koşturuyorlar, yetkililer şuan yaşananlar için bir açıklama yapmasa da en azından halkı, dışarı çıkmaması için uyarıyorlar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Redaria
Science Fiction"Âdeta bitmek bilmeyen bir savaştan çıkmış gibiydiler. Dağılmışlar, yanmışlar, bitmişler ve belki de ölmüşler... Doğrusu özgürlüğe, özgür olmaya erişmek bu kadar zor olmamalıydı! İşte tam o esnada ölüm gibi, kan gibi, tüm kırmızılığıyla gökyüzü ve...