ON ALTINCI BÖLÜM: Dönüştür, Öldür ve İtaat Et

31 2 0
                                    


Üzerine, simli siyah harflerle "Zoladac Lepris-Baş Öğretmen" yazılan parlak kristal isimliği geçip büyükçe odaya dalmışlardı. 

Resmen bu sınırları görünmeyen oda, üç sene içinde tanınmayacak hale gelmişti. Odanın iki yanındaki ebatlı gümüşi masaların üzerlerine şeffaf örtüler örtülmüş ve bu örtülerin üstüne de göz alıcı bir ışıltıya sahip alet edevatlar konulmuştu. 

Bunun dışında kaynağı görünmeyen beyaz ışık, gümüş masaların kuvvetli şekilde parıldamasına sebep oluyor ve bu sınırsız görünen odayı daha da büyülü gösteriyordu. 

Genç Beşli ilerledikçe ilerliyordu, bu bitmek bilmeyen odada. 

Ayaklarının altındaki ışıl ışıl şavkıyan camdan parke, bu sonsuz gümüşi masaları; masaların üzerindeki tonlarca ağırlıkta görünen alet edevatları; hiçbir yerinde kolonu olmayan devasa odayı... Destek almamasına rağmen kırılmadan, yamulmadan taşıyordu. 

Eski püskü kılıçlarla süslenen tahtın üzerinde, üç yıl boyunca görünümünde tek değişiklik bile olmamış yaşlı Profesör Zoladac oturuyordu; elinde tuttuğu yeşil defteri usulca yanı başına koyup gözlerini hafifçe kısmıştı. 

Metrelerce ilerisinde bu yarı-sonsuz odanın cilalı cam parkelerinde masumca yürüyen, üç sene içinde tanınmayacak hâle gelen, beş çocuk vardı.

"Hoş geldiniz D3!" demişti, çığlık çığlığa Profesör Zoladac. Gariptir ki gençlerle arasında hatırı sayılır bir mesafe vardı. "Dersimiz Ayrıştırma mı yoksa Dönüştürme mi?" dedi usulca.

Yaşlı kadının kısık çıkan ipeksi sesini, onca mesafeden çocukların duyması oldukça zor olsa da Chan tarafından saçları koparılırcasına yolunan Ellaris, duymuş ve yüzündeki anlamsız, nahoş ifadeyle soruya cevap vermişti.

"Her ikisi de değil Profesör Lipres! Dersimiz şu yeni olan şey yani ıhh-"

Hangi dersin olduğunu hatırlayamayan Ellaris'i kurtarmak için yüzünü boynuna gelen kısacık kömürümsü saçlarıyla saklamaya çalışan kara gözlü kız, Aleda araya girmişti.

"Hakikatlerin Bilgisi!" demişti, dört genci hayretleri düşürecek şekilde Ellaris'in ince sesini taklit ederek.

Yaşlı kadın odasına giren beş genci uzunca bir süredir görmesine rağmen gençler, yalnızca parke üzerinde attıkları beş adımın sonunda ürkütücü yaşlı kadını görebilmişlerdi.

"Efendim şu sonsuz odanın sırrını ne zaman söyleyeceksiniz? İki hafta sonra yer değişimi yapılacak zaten, lütfen meraktan çatlatmayın beni!"

"Ah! Tatlım Kai, ne de umutluydum senden! Ama görüyorum ki yanılmışım..." kadın çocukların iyice yaklaşmasını beklemiş ve devam etmişti. "Eğer bir dahaki sefere gelirken düzgünce bakarsanız, odanın bir yerinden sonra zeminin kavislendiğini göreceksiniz! Benim sizi odama girer girmez görebilme sebebimde bu podyum!" deyip eliyle çağdışı kılıçlarla döşeli olan gösterişli tahtının üzerinde durduğu beyaz yüksek sahneyi göstermişti.

"Ama nasıl olur? O kadar baktım döşemede tek bir tane bile eğim yoktu ki?" demişti, Saçları eskisinden de çok parıldayan Kai. Resmen afallamış, hatta Zoladac'ın başta söylediklerinden dolayı birazcık da kızarmıştı.

"Zaten fark edilmemesi gerekiyordu, eğimin!" demiş yüzünde hafifçe bir gülümseme belirmişti. "Mozaiklerin hemen altına döşenmiş aydınlatmalar, tavanın üzerindeki görünmeyen noktasal aydınlatmalar ve cam mozaikler gibi nedenlerden dolayı görülmesi kesinlikle imkânsız."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 07, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

RedariaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin