Hemen gözlerimi kaçırdım. Onunla bu kadar yakın olmak istemiyordum. Neden mi ? Çünkü korkuyorum. Annem gibi olmaktan. Jimin bana bakmaya devam ediyordu.
- Ne bakıyorsun?
- Bana kızgın mısın?
- Sence?
- Evet kızgınsın. Gönlünü alacağım.
- Gönlümü nasıl alabilirsin biliyor musun?
- Nasıl?
- Peşimi bırakıp beni yalnız bırakarak.
- Pekala.
Ciddi ciddi gidiyordu. Ben de arkamı döndüm ve yürümeye başladım. Burası çok güzel bir ülkeydi ama Türkiye'yi geçemezdi. Rehber bozuntusu yüzünden kahvaltı yapamamıştım. Karşımda bir Türk restoranı duruyordu. İlkinde şaşırmış olsam da etrafa belli etmedim. İçeri girdiğimde mis gibi kokuyordu. Hemen bir masaya oturdum. Garson gelince siparişlerimi verip beklemeye başladım. Kaybolmuştum ve buna rağmen rahattım. Aklımdan sürekli rehberi aramak geçse de yapmadım. Yemeğim geldiğinde afiyetle yedim ve hesabı ödeyip çıktım. Bir ara sokağa girdim. Karşıdan çarşının güzelliği görünüyordu. Hızlı hızlı yürümeye başladım. Tam çıkacakken birisi kolumu tutup duvarın arkasına çekti. Ne yapacağımı bilemedim. Çığlık atmaya çalışsam da olmadı. Karşımda benden 5-6 yaş büyük biri vardı. 3 kişilerdi. Biri ellerimi tutarken diğeri ayaklarımı bağlıyordu. Bağlama işleri bittiğinde içlerinden biri suratıma yumruk attı. Hangisi olduğunu bilmiyordum. Diğeri de tekmeledi.
B: Lütfen yapmayın artık.
Sesim çıkmıyordu. Fısıltı kadar duyuluyordu ki onların duymadığından emindim. İçlerinden biri acıyla inlemeye başladı. Biri beni kurtarmaya gelmişti. Onları dövüyordu. Gözlerimi açtığımda Jimin karşımdaydı.
J: Begüm iyi misin?
B: Ben... Ben...
J: Tamam geldim. Korkma yanındayım.
B: İyiki geld...
O sırada gözlerim karardı. Gözlerimi tekrar açtığımda Jimin'in kucağındaydım.
B: İyiki geldin :)
Bir şey söylemedi. Sadece gülümsedi. Ben de ona gülümsedim.
J: Waaaooww senin gamzen mi var?
B: Evet. Bilmiyor muydun?
J: Hiç gülümsemediğin için.
B: Artık biliyorsun.
J: Hep gülümse. Sana mutsuzluk yakışmıyor.
B: Kimseye yakışmaz.
J: Haklısın. Hadi sen yorulma. Birazdan otelde oluruz.
B: Ben... Teşekkür ederim.
J: Önemi yok.
Onu izleye izleye uyumuştum. Yine midemde kelebekler uçuşmuştu. Uyandığımda yatakta yatıyordum. Jimin başımda sandalyede oturur pozisyonda uyuyakalmıştı. Elimde bir sıcaklık hissetmiştim. Gözlerimi elime indirdiğimde yine aynı şey olmuştu. Kelebekler uçuşmuştu. Jimin benim elimi tutuyordu. Onu rahatsız etmeden elimi çektim ve aynada kendime baktım. Kıyafetlerim çok kirliydi. Jimin bir not bırakmıştı.
'' Üzgünüm. Muhtemelen yine uyuyakaldım değil mi? Tahmin etmiştim. Kıyafetlerin çok kirenmiş. Banyoda lavabonun üzerinde kıyafetler var. Onları giyebilirsin. ''
Notu okuduktan sonra hızlıca üzerimi giyindim ve Jimin'i uyandırdım.
B: Hey Jimin uyan.
J: Ha? Ne? Ne oluyor?
B: Kalk da yatağına yat. Ben de odama gideyim.
J: Burda kalamaz mısın?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EN TATLI 3 AY ( TAMAMLANDI )
FanfictionJimin ile en tatlı hayal et hikayesi. Hadi ne duruyorsun OKUSANA! 😊