?!

38 6 3
                                    

Benden? Nasıl? Benden mi hoşlanıyordu? Aklım almıyor. Ben... Yapamazdım.
B: Ben...
J: Hemen cevap vermek zorunda değilsin.
B: Düşünmek istiyorum. Beni otele götürür müsün?
J: Tabi.
Arabaya hızla yöneldiğimde karnımdaki kelebekler iyice hızlanmıştı. Sanki midemden çıkıp uçmak istiyorlardı. Hızlı hızlı nefes alıp veriyordum. Bunu ilk kez duyuyordum. İlk kez babamdan başka bir erkek beni seviyordu. Şaşırmıştım açıkçası. Jimin sonunda çıkmayı başarmıştı. O kadar çok tanıdığı vardı ki herkes iki laf etmek için 40 saat tutuyordu. Arabaya bindiğimizde sürekli beni konuşturmaya çalışıyordu. Ancak ben düşünmek istiyordum.
J: Ne zaman düşünmüş olursun?
B: Belli mi olur belki şimdi cevap veririm belki 40 yıl sonra.
J: Hadi amaaa o kadar bekleyemem.
Hala düşünmeme izin vermiyordu. Artık sinirleniyordum.
B: Jimin! Yeter artık izin ver de düşüneyim.
J: Bu halin bana Suga'yı anımsattı.
B: Suga?
J: Ah tanıştırmadım sizi değil mi?
B: O kim?
J: Tamam bebeğim sakin ol.
B: 1 ben sakinim. 2 bana bebeğim deme. Ben bebek değilim.
J: Tamam meleğim.
B: Ben melek te değilim.
J: O halde tamam hayatım.
B: B-Ben senin...
Konuşamamıştım. Kelimeler ağzımdan dökülmüyordu.
J: Evet sen benim hayatımsın. Dünyamsın.
B: Ben... Ah dinlenmeye ihtiyacım var Jimin.
J: Anlıyorum.
B: Biraz uykum var.
J: Uyu o zaman. Otele geldiğimizde uyandırırım.
B: Tamam.
Kendimi 5 dakika içerisinde uykuya teslim ettim. Rüyamda Jimin i görüyordum. O lanet kelebekler rüyama da girmişlerdi. Jimin i bekliyordum camda ama o gelmiyordu. Gelemiyordu çünkü dışarıda cansız bedeni yatıyordu. Yanına çöküp ağlamaya başladım. 
B: Ne olur gitme... Hayır gitme... Seni seviyorum bırakma beni...
Jimin in koluma dokunmasıyla aniden kalktım. Endişeli görünüyordu.
B: Ahh sadece kabusmuş.
J: İyi misin? Sayıklıyordun.
B: İyiyim. Gelmedik mi daha?
J: 10 dakika sonra orada oluruz.
B: Tamam.
Başım acayip derecede ağrıyordu. Jimin in eli vitesin üzerindeydi. Elleri o kadar güzel görünüyordu ki tutmamak elde değildi. Nasıl elini tutabilirim diye düşünürken eline sinek kondu. Onu öldürme bahanesiyle tutarım diye düşünmüştüm. Hızla elimi elinin üzerine koydum canını yakmadan. Sola döndüğüm an gözgöze geldik. Ah hayır yine mi?!?! Yanaklarım yanıyordu. Otele gelmiştik. Elimi hala elinin üzerinden çekmemiştim.
J: Utandığın zaman yanakların kızarıyor bunu biliyor muydun?
B: Sen kimsin de senden utanacağım?
J: Bu gidişle sevgilinim.
B: Ben gidiyorum.
J: Hey dur!
B: İyi geceler öpücüğü mü isteyeceksin?
J: Ah çok isterdim ama evlenmeden olmaz bebeğim.
B: Terbiyesiz.
J: Çantanı bana mı bırakıyorsun?
B: Al senin olsun.
Çantamı almadan hızla otelin asansörüne yöneldim. Yukarı çıktığımda Afet kapıyı açmaya çalışıyordu. Önemli bir daveti vardı bugün ama pek iyi görünmüyordu.
B: Afet'im
A: Begüşüm.
B: Dur ben açarım kapıyı.
A: Teşekkür ederim.
B: Neyin var?
A: Yorgunum sadece. Şu topuklularla bittim.
Afet elindeki şalla yanağını gizlemeye çalışıyordu. Şalı aldığımda gördüğüm manzara karşısında donup kalmıştım.
B: Afet ne oldu sana?!

EN TATLI 3 AY  ( TAMAMLANDI )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin