!FİNAL!

24 4 0
                                    

D: Kaybettik...

J: AH ŞAKA BU DEĞİL Mİ? ŞAKA DEĞİL Mİ?!

D: Başınız sağ olsun.

J: DOKTOR! 

D: Buyrun ?

J: İçeri gir ve kurtar onu.

D: Söylediğim gibi. KAYBETTİK!

J: B-Bir dakika. Begüm'ün nesi vardı?

D: Bilmiyor musunuz gerçekten?

J: Söylemediniz ki bileyim?!

D: Begüm Hanım'ın 3 yıldır mide kanseri olduğunu bilmiyor muydunuz gerçekten?

J: Ama biz o lanet şeyi yenmiştik. 

D: İsminiz neydi?

J: Park Jimin.

D: Türk değilsiniz.

J: Güney Kore.

Ufak bir kağıt uzattı.

D: Numaram burada yazıyor. İstediğiniz zaman arayabilirsiniz. Eğer bugün müsaitseniz bir yemeğe çıkalım. Biraz Begüm'den konuşuruz.

J: İnanın hiç iyi değilim. Sevgilim öldü bilmem farkında mısınız?!

D: Sevgiliniz hakkında konuşacağız ama?!

J: Olmaz. 

D: Şimdi eve gidip kıyafetlerini koklaya koklaya ağlayacaksınız değil mi? Ben de eşimi ve kızımı kaybettim. Sizi iyi anlıyorum. İzin verin size destek olayım Bay Park.

J: Offf! Saat kaçta?

D: 20.00 uygun mudur?

J: Pekâla.

D: Mekanı size mesaj olarak atarım.

J: Ama numaram sizde yok ki.

D: Eşinizin telefonundan aldım. Görüşmek üzere Bay Park.

J: Telefonu bana ver.

D: Anlamadım?

J: Sevgilimin telefonunu istiyorum!

D: Ah! Afedersiniz.

Elini cebine attı ve telefonu çıkardı.

D: Buyrun.

J: Teşekkür ederim.

Arkamı dönerek tekrar sandalyeye oturdum. Odanın kapısı açıldı ve bembeyaz çarşaf örtülü biri çıktı. Saçlarından belliydi kim olduğu.

J: DURUN!

Y: Bir sorun mu var?

Çarşafı bir hışımla açtım. Bu Begüm... 

J: Ahh sevgilim. Beni nasıl bırakabildin? Nasıl suya batırdın hayallerimizi.

Y: İzin verir misiniz artık?

J: Bana bak! Seni buradan attırmam 10 saniyemi bile almaz anladın mı?!

Y: B-Ben... Özür dilerim.

Kız koşa koşa uzaklaştı. Ben ise tekrar döndüm sevdiğime. Yüzü bembeyaz olmuştu. Buz gibiydi. Eskisi gibi değildi. Çok farklıydı. Yüzünde tatlı bir gülümseme vardı. Arkamda bir çığlık kopunca hemşireler sedyeyi hızlı hızlı ilerlettiler. Ben de hemen arkamı döndüm. Bir kız duvara bakıp çığlık atıyordu. Belli ki deliydi. Kızı umursamayarak çıkışa yöneldim. Arabaya bindim ve hala aklımda neden gülümsediği vardı. Telefonu bendeydi! Hemen açıp baktım. Kilit ekranında ikimizin çekindiği bir fotoğraf vardı. Bu çok önceden çekilmiş bir fotoğraftı. Dayak yediği gün hastanede çekinmiştik. Şuna bak... Her haliyle güzel. Kilidi bulmam çok da zor olmadı. İlk tanıştığımız günün tarihi... Açar açmaz karşımda kendimi gördüm. Benim fotoğrafıma baka baka can vermişti. İşte bu yüzden gülümsüyordu. AHHHHH!!!!! Kalbim sızım sızım sızlıyordu. Çok kötü hissediyordum kendimi. Korna sesiyle kendime geldim. Arabamı çalıştırarak evin yolunu tuttum. 

5 SAAT SONRA...

Doktorun söylediği yere gelmiştim. Kapıda onu görünce ayağa kalktım.

J: Nihayet gelebildiniz.

D: Üzgünüm. Geciktim.

J: Bayağı!

D: Şuanda da işim var aslında. Kusura bakmayın. Sadece Begüm sizi çok seviyordu ve...

J: Ne?

D: Telefonunda sizin fotoğrafınız vardı. Ona baka baka can verdi ve sizi çok sayıkladı.

J: Ah.

D: Üzgünüm gitmem gerek!

Adam bildiğin koşa koşa çıkmıştı kafeden. Hesabı ödeyerek ben de çıktım. Arabayı sürecek halim kalmamıştı. Ama bunu yapmak zorundaydım çünkü evim çok uzaktaydı. Arabaya bindim ve kemerimi takmaya üşendiğim için takmadım. Faleze gidip biraz rahatlayacaktım. Faleze vardığımda uçurumu fark edemedim ve hızla frene bastım. Nefes alamayınca fark ettim fren yerine gaza bastığımı...

EVEEEEEET !!!!! PEK GÜZEL BİR SON OLMADI AMA OLSUNDU:d ARKADAŞLAR VOTE VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN!  Mira'nın Bulut'u adlı kitabımı okumayı unutmayın!!!!

SARANGHAE!

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 05, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

EN TATLI 3 AY  ( TAMAMLANDI )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin