Merhaba :) Bu hikayeyi daha önce okuyanlar nereye kaybolduğumu merak ediyordur. Bunu daha sonra anlatırım. Benim için de o kadar okunmuş ve başarı elde ettiğini düşündüğüm bir hikayemi silmek zordu. Nasıl yaptım bilmiyorum. Bana kızgın olanınız varsa lütfen beni affedin.
Şu anda tek istediğim hikayemin tekrar hak ettiği noktaya ulaşması ve sizin yardımınıza ihtiyacım var. Lütfen daha önce okuyanları tanıyorsanız haber verin, hikayemin tekrar yayılmasını istiyorum. Sürekli bunu ikinci kere başaramayacağımı düşündüüm ve kendimi yanıltmak istiyorum. Sizleri seviyorum.
Bir insanın hayatı en iyi arkadaşı sayesinde değişebilir, iyi anlamda ya da kötü anlamda. Bazen bir ihanet, bazen yalan, bazende boynundan alınan bir ısırıktır hayatını değiştiren...
Benim hayatımı değiştiren hangisi olacak? Ihanet mi? Yalan mı? Yoksa...
Televizyonda yine saçma bir vampir filmi vardı. Tanrım... Neden bu vampirli filmler bir anda popüler oldu ki? Önüne gelen vampirlerle ilgili bir film yapmış. Hepsi birbirinin kopyası gibi. Ah, bir de şu vampirin insan sevgilisi olup da onu dönüştürme olayı falan, saçmalık...
Televizyonda düzgün bir film bulamayacağımı anlayarak odama çıktım. Evde ailem yokken geç saate kadar televizyon izleyeyim dedim ama sanki televizyonlar benim aksime uyumam için saçma sapan şeyler yayınlıyor. Kaderime yenik düşüp karanlıklar içindeki odama girdim ve kıyafetlerimi çıkarma zahmetinde bulunmayarak yatağa yatıp uyumaya çalıştım.
"Stefunny!" Ah! Benim sevgili(!) kız kardeşim bana sesleniyor. Ne televizyon izleyebiliyordum ne de rahat bir uyku çekebiliyorum. Ne kadar güzel bir gün! Odanın kapısını hızlıca açtım ve yatakta duran kardeşime sinirle bağırdım.
"Ne var Debby!"
"Ben uyuyamıyorum."
"Beni bunun için mi çağırdın yani?"
"Evet."
"11 yaşındasın Debby."
"Biliyorum ama korkuyorum, yanımda kalır mısın?"
"Seninle uğraşmam."
"Zaten benimle hiç ilgilenmedin, hiç bir zaman gerçek bir abla gibi olmadın! Arkadaşlarımın ablaları onlarla ilgileniyor gezdiriyor onlarla güzel vakit geçiriyor." Ondan böyle bir tepki beklemiyordum, açıkçası şaşırmıştım ama bu yumuşamam için bir sebep değildi.
"Arkadaşlarının ablaları beni hiç ilgilendirmiyor."
"Demek istediğim sende biraz benimle ilgilensen olmaz mı? Beni hiç mi sevmiyorsun."
"Biliyorsun sevgimi göstermekte pek iyi değilimdir." Gidip Debby'nin yanına oturdum.
"Olmayan bir şeyi gösteremezsin zaten."
"Seni seviyorum Debby sadece bunu belli edemiyorum."
"Yanımda kalacak mısın yani?"
"Evet." Yüzünü güldürmüştüm. Ama yalan söyledim, ondan nefret ediyorum. Bana bir zararı yok ama o mızmız bir bebek ve saçma sapan nedenlerden dolayı sürekli ağlıyor. Uykuya dalmasını bekleyip sonra odama gideceğim, herhalde sabaha kadar yanında kalacağımı düşünmedi. Düşündüyse hayal kırıklığı yaşar ve boş şeylerle umutlanmayı kesmesi gerektiğini öğrenmiş olur. İyi bir abla mı istiyor? Işte ona bir hayat dersi vererek iyilik yapıyorum benden bu kadar, uyumaya gidiyorum.
Tekrar siyahlar içindeki ruh karartıcı odama girdim. Yumuşak yatağıma uzandım. Şu anda tek dileğim rahat bir uyku uyumak. Telefonumun zil sesi... Yok artık! Tanrım beni hiç mi sevmiyorsun? Ya da kim arıyorsa uyuyamamam için kasten mi yapıyor?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Never The Same
FanfictionDaha önce bazı nedenlerden dolayı sildiğim hikaye tekrar karşınızda. Sizi temin ederim bir daha silinmeyecek. Bu yüzden okumanızı öneririm ;) Her şey en iyi arkadaşına güvenmekte başladı. Stefunny Morgan'a en iyi arkadaşlarından biri tarafından...