Chapter 8 - Blood-

189 20 8
                                    

"Sapık arkadaşını sustur o zaman."

"Tamam sen merak etme, hem ıslak pantolonunu giydin hasta olacaksın."

"Sana soracak değilim ya."

"Pekala, ne giyersen giy ama kal."

"Gitmeliyim, Veronica ile buluşacağımı söylemiştim. Hem bugün annemle babam geri dönüyor ve kardeşimi de teyzemden almalıyım. Aman tanrım çok işim var."

"Tamam şimdi git ama yarın grup evimize gel beraber takılırız, değil mi Harry?"

"Evet."

"Seni bırakayım."

"İyi olur çünkü burayı bilmiyorum."

"Hadi gel." Niall önden ben peşinden dışarı çıktık. Çıkmadan önce grup arkadaşlarına ölümcül bakışlar atmayı unutmadım. Arabasına binerken bana kapıyı açtı.

"Vay be ne centilmensin Horan." Her zamanki gibi yüzünde o mükemmel gülümsemesi belirdi. Şeffaf diş tellerine rağmen gerçekten gülüşü beni benden aldı. Arabaya bindiğinde gülümsemesiden etkilendiğimi anlamaması için her zamanki senden nefret ediyorum bakışını takındım.

"Diş teli takıyorsun, kaç yaşındasın? 14 falan mı?"

"Diş teli takma yaşı yoktur."

"Bay dişçi konuştu."

"Çok komiksin(!)"

"Biliyorum."

"Kendini beğenmişliğin bittiyse kardeşinin adresini söyle." Adresi söyledim, uzun ve sessiz bir yolculuktan sonra teyzemlere vardık. Arabadan indim.

"Bekliyorum."

"Tamam." Evin zilini çaldığımda karşıma Debby çıktı.

"Stefunny!" Deyip boynuma atladı, ben onu bu kadar sevmezken o beni neden seviyor ki?

"Annem ve babam yarım saat sonra evde olur Debby, gidelim."

"Yaşasın!" Teyzem Debby'nin arkasında belirdi.

"Merhaba Stefunny." Yanaklarıma iğrenç, ıslak öpücükler kondurdu.

"Merbaha teyze."

"Nasılsın?"

"İyiyim sen?"

"Bende iyiyim, ne kadar değişmişsin."

"Evet, uzun zamandır görülmemiştik." Umarım daha da görüşmeyiz. Çok değişmişmişim, sanane ya.

"Geç biraz otur."

"Hayır Debby'i alıp gitmem gerek arkadaşım bekliyor." Dedim arabada beklemekte olan Niall'ı göstererek.

"Arkadaşın yakışıklıymış."

"Teyze!"

"Tamam tamam, Debby'nin eşyalarını getireyim." Debby ayakkabılarını giyerken bende teyzemin gelmesini bekledim. Kısa bir beklemeden sonra teyzem elinde bir dolu poşetle aşağı indi. Ben Debby'i sadece bir sırt çantasıyla getirdiğimi hatırlıyorum, yanılıyor muyum?

"Debby'le biraz alışverişe çıktıkta." Biraz?

"Teyze ben bunları nasıl taşıyayım?"

"Arabayla gitmeyecek misin? Yakışıklı arkadaşın yardım etsin." Aman ne yakışıklı! Niall'a ellerinle "gel" işareti yaptım. Arabadan inip hızlı adımlarla yanıma geldi. Teyzem bize bakıp imalı imalı sırıtıyordu. Bazen insanlar böyle imalı gülünce içimden ağızlarını parçalamak geliyor.

Never The SameHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin