Soğuk duşun altından çıkıp havluma sarındım. Kurulanıp yatmaya hazırlandım, yattığımda bile tek düşündüğüm şey Stefunny oldu.
Bütün gece onu düşündüm, rüyamda bile onu gördüm. Şimdide onu almaya gideceğim. Üstüme rahat bir şeyler giyip çıktım. Zaten iki adımda Stefunny'nin evindeyim. Kapıyı tıklattım ama açmadı, bir kaç kere daha ama yine açmadı. Mutlaka buralarda yedek anahtar olmalı, yani umarım vardır. Paspasın altında olabilir, ama yok. Kapının üstünde de yok, saksının altında da yok. Ama saksının içinde parlayan şey... Anahtarı başka bir yere koyamaz mıydı yani?
Toprağın içinden anahtarı alıp kapıyı açtım. Alt katta yoktu bu yüzden doğrudan odasına çıktım. İnanamıyorum dün bıraktığım gibi duruyor, hiç kıpırdamamış bile.
"Stefunny, Stefunny uyaan!" Hiç yararı yok, onu bir şekilde kendine getirmeliyim. Mutfağa gidip buzluğu açtım. İçinden birkaç buzu elime alıp odasına çıktım. Aklıma daha iyi bir fikir gelmemişti, sadece bunu yaptığım için beni pataklamamasını umdum.
Ah elim donuyor, çok soğuk.
"Üzgünüm Stefunny." Buzları, yüzüne ve boynuna koyduğum anda çığlık atıp ayağa kalktı.
"Sen ne yaptığını sanıyorsun lanet olası piç!" Dayak atmasından iyidir.
"Yavaş ol sana iyilik yaptım, bütün gün ve gece korkak bir çocuk gibi o yatakta yattım. Kendinde değildin."
"Asıl korkak çocuk sensin."
"Sen halini görseydin böyle konuşmazdın."
"Beni düzgünce uyandırabilirdin kıt!"
"Yeter bu hakaretler, hazırlan da gidelim."
"Nereye?"
"Evime gidiyoruz, unuttum mu?"
"Ben sana geleceğimi söylemedim."
"Yapma Stefunny."
"Of tamam çık da üstümü değişeyim."
"Tamam çıkıyorum." Dediğim gibi odadan çıkıp giyinmesini bekledim.
- Stefunny'nin Ağzından -
Lanet olası beni başka şekilde uyandıramaz mıydı? Donuyorum ya, hemen üzerimi değiştirmeliyim.
Ne giymeliyim? Dolabımı karıştırdıktan sonra tam da istediğim şeyleri buldum. Evet işte bu, askıdaki bir bacağı düz siyah bir bacağı kuru kafalı kumaştan olan pantolonumu giymeye karar verdim. Birde üstüne sanırım turkuaz ve üzerinde rock işareti olan japone kollu tişörtümü giyeceğim. Tamam renkler konusunda iyi değilim, her neyse.
Pantolonumu askıdan çekmeye çalıştım ama pek başarılı oldum diyemeyeceğim. Pantolonu sertçe çekişimle askıları tutan demir düştü.
"Lanet olsun!" İçimdeki bütün sinirle dolabın kapağına tekmemi geçirdim.
"İyi misin Stefunny?"
"İyi değilim ve hiçbir zaman iyi olamayacağım!"
"Gelmemi ister misin?"
"Hayır senden yardım istemiyorum! Aslında senden hiçbir şey istemiyorum ama sürekli yanımdasın!" Kapıyı açtım ve gözlerine baktım.
"Neden, neden sana hakaret ettiğim ve kaba davrandığım halde yanımdasın?"
"Çünkü sen farklısın!"
"Nasıl yani? Diğer şirin ve güzel kızların aksine küfür edip kaba davrandığım için mi!?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Never The Same
Fiksi PenggemarDaha önce bazı nedenlerden dolayı sildiğim hikaye tekrar karşınızda. Sizi temin ederim bir daha silinmeyecek. Bu yüzden okumanızı öneririm ;) Her şey en iyi arkadaşına güvenmekte başladı. Stefunny Morgan'a en iyi arkadaşlarından biri tarafından...