Chapter 7 -Angel's Voice-

213 24 7
                                    

"Tamam o zaman."

"Ben yapsaydım yemeyecektin ama Harry yaptığı için yiyeceksin. Öyle mi?"

"Evet, ama Harry'nin iyi yemek yaptığını duymuştum."

"Ne yani sende Directioner falan mıydın?"

"Tabii ki hayır! Arkadaşım öyle."

"Her neyse bende acıktım gidelim." Kapının kolunu indirdi ve durdu.

"Ne dikiliyorsun öyle?"

"Bir sorunumuz var." Bana doğru döndü ve elinde kapının kolu vardı. Ne! Hayır hayır hayır! Olamaz ben onunla yatak odasında kilitli kalamam, bu-bu çok yanlış olur.

"Kapının kolunu nasıl kırmayı başardın, şimdi odada seninle tıkılı kaldım!"

"Beni kapıya fırlattığında kırılmış olmalı."

"Sen takılıp kapıya yapıştın!"

"İtmeseydin takılmazdım!"

"Sende bir bebek gibi güçsüz olmasaydın."

"Konuşmayı kes! Yerine takıp açmayı deneyeceğim."

"Tamam." Kapı kolunu yerine yerleştirdi, bir kaç kere denedikten sonra bir ses duyuldu. Lütfen düşündüğüm şey olmasın, lütfen.

"Arkadaki kolda düştü."

"Beceriksiz!"

"Kendin yapsaydın o zaman!"

"Belkide yapardım!"

"Yaa tabii."

"Seninle bu odada mahsur kalmak yerine hapse girmeyi tercih ederim." Bir anda yüzü asıldı. N'oldu ki? Biz hep böyleyizdir, birbirimize hakaret eder nefret dolu sözler söyleriz. Bana beni çıplak görmek yerine büyükannesini çıplak görmeyi tercih edeceğini söylemişti. Şimdi değişen ne?

"Benden o kadar mı nefret ediyorsun?"

"Nasıl yani?"

"Benimle kalmak yerine hapiste kalmayı tercih edecek kadar nefret mi ediyorsun benden?"

"Ama Niall biz birbirimize hep hakaret ederiz."

"Bu çok kırıcıydı. Bana salak de aptal de şapşal de ama benden nefret ettiğini söyleme."

"Ben sana seni kırabileceğimi söylemiştim Niall."

"Boşver ben insanların benden nefret etmesine, beni dışlamasına alıştım."

"Nasıl yani? Ne saçmalıyorsun sen, dünyaca ünlü bir grubun üyesinin."

"Senin bildiğin gibi değil!"

"O zaman bilmem gerekeni anlat."

"Bunu konuşmak istemiyorum." Gözünden bi damla yaş aktı, hemen elinin tersiyle sildi. Onu ağlayacak kadar kötü ne olabilir ki? Resmen o gözyaşı aktığında benimde içimden bir şeyler aktı. Ne olduğunu çok merak ediyorum ama onun anlatıp üzülmesini istemiyorum.

"Seni konuşman için zorlamayacağım. Belki bir gün, kendini bana daha yakın hissettiğinde anlatırsın."

"Sen bu kadar anlayışlı olur muydun?"

"Bazen."

"Neyse Liam'ı arayayım, gelip bizi çıkarabilir."

"Telefonun yanında mı?"

"Oww hayır, senin?"

"Ben evde unuttum, şimdi ne yapmayı düşünüyorsun." Arkama bakıyordu.

Never The SameHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin