[Multimedia: Tanıtım Videosu]
Rica ediyorum yorumları hikâye reklamlarıyla doldurmayın!
Gördüğüm reklam yorumlarını siliyor ve sahiplerini engelliyorum!
✨✨✨
14.07.2006
Altı yaşındaki küçük kız, annesinden zorla kopardığı izinle yerinde tepinirken, annesinin sabah iki taraftan bağladığı kızıl saçları sallanıyordu. Suzan, sevinçle ellerini çırpan kızına baktığında gülerek kafasını iki yana salladı ve son hatırlatmasını yapmayı ihmal etmedi.
"Sadece yarım saat, Beril. Sakın unutma, geç kalmak yok. Sonra yemek yiyeceğiz."
Beril yerinde zıplamayı bırakarak annesine baktı ve kafasını salladı.
"Tamam anneciğim, hiç merak etme. Çağırdığın zaman hemen geleceğim," deyip annesinin yanağından öptü ve atlama ipini alarak dış kapıya koştu. Cırt cırtlı spor ayakkabılarını giydikten sonra vakit kaybetmeden kendini evden dışarı attı. Acele ediyordu çünkü yarım saatin -ne kadar bir süre olduğunu tam olarak bilmese de- azıcığını bile boşa harcamak istemiyordu. Bahçe kapısından çıkarken tepesinde durup onu ısıtan güneşe bakıp gülümsedi. Yaz aylarını seviyordu. Güneşi seviyordu. Ancak hepsinden daha çok bu güzel havalarda dışarıda arkadaşlarıyla oyun oynamayı seviyordu.
Bahçe kapısından çıktıktan sonra gözleriyle etrafı taradı ve küçük, ela gözleri karşı kaldırımdaki arkadaşı Ceylin'e takıldı. Yüzünde gamzelerini belli edecek kadar büyük bir gülümseme oluşurken, vakit kaybetmeden arkadaşına doğru koştu.
Karşı kaldırımda arkadaşını bekleyen küçük Ceylin de Beril'i gördüğüne çok sevinmişti. Açıkçası annesi izin vermeyecek diye çok korkmuştu. Düşüncelerini kızıl saçlı arkadaşıyla paylaşmayı da ihmal etmedi.
"Annen izin vermeyecek sanmıştım Beril," dedi, içinde oluşan büyük rahatlamayla.
"Ben de," dedikten sonra önüne gelen saçını küçük omzundan geriye attı Beril. "Neyse ki ikna edebildim. Ama sadece yarım saatliğine izin verdi Ceylin. Babam işten geldiği için yemek yiyecekmişiz. Eğer çağırınca gitmezsem annem çok kızar. O yüzden hemen oynayalım, tamam mı?" diyerek elindeki ipi gösterdi.
Mutluluğu yarım kalan Ceylin suratını asarak "Tamam," dedi ve ardından omuz silkti. "O zaman ilk ben atlayacağım."
"Olmaz," dedi Beril, kızıl kaşlarını çatarak. "İp benim. İlk ben atlamalıyım." Bu onun için fazlasıyla mantıklı bir açıklamaydı. İp onunsa ilk o atlamalıydı.
"Ben sen getireceksin diye ipimi getirmemiştim ama," deyip dudaklarını büzdü Ceylin. Aslında Beril'in ipiyle atlayabilmek için kendi ipini evde bırakmıştı. Açıkçası onun ipini kendininkinden daha çok seviyordu ve kendi ipinden sıkılmıştı.
Beril mahalledeki en yakın arkadaşının yüzündeki üzgün ifadeyi görünce dayanamadı. Sevdiklerinin üzülmesinden nefret ediyordu. Her ne olursa olsun.
"Tamam, tamam," dedi, arkadaşının yüzünün gülmesi için. "İlk sen atla," diye de devam etti. Ne de olsa ip onundu, sonrasında istediği kadar atlayabilirdi.
ღ ღ ღ
Ne zamandır oyun oynadıklarını bilmeyen Beril, annesinin ona seslendiğini duyunca seksek oynamayı bıraktı ve annesine baktı. Suzan bahçe kapısında durmuş, eliyle kızının eve gelmesini işaret ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL YILDIZ (B.A.K.) ~ Tamamlandı
Romance10 yaşındaki Mert Atalay'ın en büyük hayali süper kahraman olmaktı. Olmuştu da. 6 yaşındaki Beril'in hem süper kahramanı hem de biricik Mert'i idi ancak Mert, hayranlıktan ibaret sandığı bu sevginin ne kadar büyük olduğunu kavrayamamıştı. Taşınmadan...