🌠 Geçmiş ~ 2 🌠

19.6K 1.3K 162
                                    

Heyecandan yerinde duramayan küçük kız, annesinin elinden çekiştirdi hızla

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Heyecandan yerinde duramayan küçük kız, annesinin elinden çekiştirdi hızla. "Anneciğim, çok yavaşsın! Biraz daha hızlı yürü lütfen!"

Suzan, kafasını eğerek koşar adım yürümeye çalışan ve bu yüzden de düşmekten her seferinde son anda yırtan kızına baktı. İnce, kızıl kaşları çatılmış, dudakları büzülmüştü. Alışveriş merkezinden çıktıklarından beri kızı tarafından hiç de kibar olmayan bir şekilde çekiştiriliyor ancak sebebini anlamıyordu.

"Acelem yok ki kızım, niye hızlı yürüyeyim?" diye sordu Suzan, söz dinlemeyen küçük kızına. Normalde uysal bir çocuktu ancak ara sıra anlam veremediği şekilde garip ve huysuz davranıyordu. Şimdi olduğu gibi...

Beril, gözlerini kırpıştırdıktan sonra "Ama benim var!" dedi bıkkınca. Suzan, kızının cevabının üzerine duraksadı ve tek kaşını kaldırarak "Ne işiniz var acaba küçük hanım?" diye sordu. Annesinin durmasıyla daha da sinirlenen Beril, "Var işte bir işim!" dedi, sesini yükselterek. "Her şeyi sana söyleyemem ya, benim de bir özelim var!"

Suzan, küçük kızının verdiği cevaba şaşırarak gözlerini kocaman açarken "Şuna da bakın hele," dedi hayretle. "Küçük hanımın özeli varmış..." Suzan, taşıdığı poşetlere aldırmadan ellerini beline koydu ve gözlerini kısarak kızına baktı. "Anneciğim, yedirme bana özelini... Ne işin varsa söyle, yoksa şuradan şuraya gitmem. Hem sen kimden duydun kız, böyle konuşmayı? Ben bile bu yaşımda böyle şeyler söylemiyorum."

Beril, kaşlarını daha da çok çatarak kendini şebeğe çevirmiş ancak kızgın göründüğünü sandığından istifini hiç bozmamıştı. Bu sözleri izlediği çizgi filmden duymuştu ancak tabi ki annesine söylemeyecekti. Çünkü şu an onu sinir ediyordu. Bir an önce eve gidip yeni aldığı elbiseyi giymeli ve Mert'in yanına koşmalıydı. Teyzesinin kızının düğününde giymek için öyle güzel bir elbise almıştı ki, Mert onu öyle görünce kesin Beril'e âşık olacaktı!

Her şeye rağmen annesinin yeni aldığı elbiseyi düğünden önce giydirmeyeceğini bildiğinden aklına ilk gelen mazereti söyledi annesine "Ödevim var, ödevim!"

Suzan, şaşırarak "Ödevin mi var?" diye sordu şüpheyle. Beril, ödevlerini yaparken sorun çıkarmazdı ancak ödevini yapmak için eve koşturduğuna da hiç şahit olmamıştı. Beril, alışveriş merkezinde yemek yemeye bayılırdı ancak elbiseyi aldıktan sonra evde yemek istediğini söyleyip alışveriş merkezinden çıkmak istemişti. Ortada genç kadının anlamlandıramadığı bir şeyler vardı ve Suzan, esas nedeni öğrenmeden küçük kızını rahat bırakmamaya niyetliydi.

Beril, yüz ifadesini sabit tutarak kafasını salladı ve annesi inansın diye "Evet. Tek başıma yapamıyorum ve bu yüzden Mertlere gitmem lazım," dedi. "Eğer eve geç gidersek beni Mertlere göndermezsin ve ben de ödevimi yapamam!"

İşte şimdi anlamıştı Suzan, Beril'in karın ağrısını; küçük kızının Mert aşkı gelmişti.

Suzan, iç çekerek yüz ifadesini düzeltti ve "İyi, tamam," diyerek yürümeye başladı tekrar. Anlayalı uzun zaman olmuştu, kızı Mert'i göreceğini söylediyse görene kadar rahat vermezdi annesine. Kızının, komşularının oğluna öyle bir zaafı vardı ki, anlayan beri dursundu. Mert'i gördükçe yüzünde güller açıyordu, o olmadan geçen bir günde ise suratı hep asık oluyordu. Kızı, Yağız'la kendisine bile böyle düşkün değildi; bundan adı gibi emindi Suzan. Allah'tan Mert temiz çocuktu da, kızını gönül rahatlığıyla komşusunun oğluna emanet edebiliyordu.

KIZIL YILDIZ (B.A.K.) ~ TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin