[Multi: ⭐⭐⭐⭐⭐]
Herrrrkese merhabaaa! ( Ya da iyi geceler?¿? 😂)
Bölümleri ikili ikili ayıracağımı söylemiştim ama Feza'yı tahmin ettiğimden daha uzun yazınca (aslında hiç de yapmam böyle şeyler ama :d ) dedim, kesin ben rahat durmam, diğerlerini de bir bölüm uzunluğunda yazarım. Ayrı gayrı olmasın, yazdığımı atayım 😂
İyi demişim bence, hıı? 😂😂
Oy ve yorumları unutmayalım lütfen. 🙏🏻
Çünkü heep dediğim gibi;
Kızıl Yıldız'a en çok yıldız parlatmak yakışır.
⭐⭐⭐⭐⭐Keyifle okuyun! ✨
🎶Raviş - Yara 🎶
(Feza'yı daha iyi anlatabilecek başka bir şarkı olamazdı.)
{-Feza Günyel-}
Annemin hazırladığı kutuları genişçe bir poşetin içine koyduktan sonra onlara veda ederek kafeden ayrılıp evin arka tarafındaki arabama atladığım gibi Mertlere doğru yola koyuldum. İçimde tarifi imkânsız bir heyecan vardı, onu her göreceğim zaman olduğu gibi.
Ucu görünmeyen bir yolda olduğumun ve ilerlemenin hiçbir faydasının olmayacağının farkındaydım. Evet, bunun uzun zamandır farkındaydım ancak sol yanımdaki organa söz geçiremiyordum. Hiçliğin ortasında boş yere çırpınıp duruyordum. Kalamıyordum ama gidemiyordum da işte. Onu unutamıyordum, ne kadar denersem deneyeyim sevmeyi bırakamıyordum. Acısına bile alışmıştım artık, ondan gelen her şeye boyun eğiyordum. Hem de seve seve.
Çok suçlamıştım kendimi, ona açılmak için yalnızca bir gün erken davranmış olsaydım nasıl bir durumla karşılaşabilecek olduğumu düşünüp durmuştum defalarca. Olasılıklar çoktu, ihtimallerin sonucuysa sürekli değişiyordu. Değişmeyen tek bir şey vardı, o da sevgim. Derin'e duyduğum ve ne yaparsam yapayım yok sayamadığım o büyük aşk.
Derin benim âşık olduğum ilk kadındı; ilk ve tek. Belki de buydu onu benim için imkânsız hale getiren, belki de bu yüzden vazgeçmek böylesine zordu.
Normalde de duygusal bir insandım aslında. Etrafımdaki kişilerle sürekli empati kurmaya çalışır, herkesi anlamak için çabalar, kimseyi kırmak istemezdim. Bundan deli gibi korkardım çünkü kırılmanın ne demek olduğunu, nasıl hissettirdiğini çok iyi bilirdim. Kimsenin bunu yaşamasını istemezdim. Ancak Derin'den sonra parçalarına ayrılan ve ne yaparsam yapayım toplayamadığım, hiçbir yapıştırıcının fayda etmediği kalbim yüzünden daha da duygusal biri haline gelmiştim. En fenası da sürekli ağlarken buluyordum kendimi. Onu başkasının yanında gördüğümde, başkasından bahsettiğini duyduğumda ve yine bir başkasına olan aşkına şahit olduğumda o an yapamasam bile bulduğum ilk fırsatta yanaklarımı yaşlarla dolduruyordum. Hatta ağlarken kendime sürekli küfrediyor ve bu kadar aciz bir durumda olduğum için kendimden nefret ediyordum. Bu işin sonu yoktu, benim için açılabilecek herhangi bir çıkış kapısı da öyle. O halde diretmenin manası neydi? Neden bu kadar istememe, yıllarca uğraşmama rağmen vazgeçemiyordum? Neden sevgi denen illet duygudan istenildiği zaman kaçılamıyordu? Neden yok edilemiyordu? Çektiğim bu devasa acı bir gün son bulabilecek miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL YILDIZ (B.A.K.) ~ Tamamlandı
Romance10 yaşındaki Mert Atalay'ın en büyük hayali süper kahraman olmaktı. Olmuştu da. 6 yaşındaki Beril'in hem süper kahramanı hem de biricik Mert'i idi ancak Mert, hayranlıktan ibaret sandığı bu sevginin ne kadar büyük olduğunu kavrayamamıştı. Taşınmadan...