10 yaşındaki Mert Atalay'ın en büyük hayali süper kahraman olmaktı. Olmuştu da. 6 yaşındaki Beril'in hem süper kahramanı hem de biricik Mert'i idi ancak Mert, hayranlıktan ibaret sandığı bu sevginin ne kadar büyük olduğunu kavrayamamıştı. Taşınmadan...
Normalde hafta içine yetiştirmeye çalışacaktım ama bölümün heyecanına kapılıp yapmam gereken her şeyi erteledim ve size harika bir bölüm yazdım.
Yani oy ve yorum konusunda cimrilik yaparsanız darılırım ona göre :)
Keyifle okuyunuz efenim!❤️
ღ
🎶 İkiye On Kala ~ Bakkala Diye Çıkıp Sana Gelesim Var 🎶
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Keyifle çaldığım ıslığım eşliğinde saçlarımı el yordamıyla düzelttikten sonra birkaç adım geriledim ve bakışlarımı karşımdaki aynada gezdirerek son kez üzerimi inceledim. Siyah pantolonum, beyaz renkteki boğazlı kazağım ve içi yünlü kot ceketimle her zamanki gibi çok yakışıklıydım.
Zaten benden aksi beklenilmesi imkânsızla eş değerdi.
Gördüklerimden epeyce memnun kaldıktan sonra arkamı dönüp yatağıma doğru ilerledim ve duş almadan önce yatağın üzerine bıraktığım cüzdanımla telefonumu ceketimin cebine koydum. Ardından komodinin üzerindeki anahtarlığımı da alıp diğer cebime atarak odamdan çıkıp oturma odasına geçtim.
"Gökay, tamam kuzum üzülme. Ben halledeceğim, güven bana."
Omzunda yatan Gökay'a moral vermeye çalışan Derya'yı görünce gözlerimi devirdim. Saatlerdir bu şekilde oturuyorlardı ve yine saatlerdir aralarında geçen konuşma hep aynıydı. Hani, tamam Gökayların, Simge'nin abisi tarafından basılmaları cidden iyi olmamıştı ama madem bir yola girmişti, gidip korkusuzca dikilecekti o herifin karşısına. Salaktı malaktı ama Gökay'dan daha iyisini de bulamazdı kardeşine, eninde sonunda o da anlayacaktı bunu.
"Cümlenin öznesi sen bile olsan kolayca halledilebilecek bir şey değil bu," diye konuştum. "Sonuçta adam Gökay'ı kardeşinin ağzının dibinde görmüş ve bir de üstüne kaçmış."
"Kaçmasaydım dayak yiyecektim," diye homurdandı Gökay. "Orda durup adamın karşısına dikilseydim bana kafa göz girişirdi ve ben sırf Simge'nin abisi diye bir şey yapamazdım. Pisi pisine kendimi niye dövdürtecektim ki? Hem arabadan iner inmez gaza basıp gitmemi söyleyen Simge'ydi. Ben de onu dinledim."
Ellerimi havaya kaldırarak onu abartılı bir ifadeyle alkışladım. "Tebrikler kardeşim. Adamın gözünde kardeşini öpüp kaçan bir şerefsizsin artık."
Gökay, bana kötü kötü bakıp Derya'ya döndü ve yüzünü bir kedi gibi Derya'nın koluna sürterek "Ya, Derya aşkım şuna bir şey desene ya!" diye sızlandı. Derya hemen Gökay'ın kolunu okşayarak onu avuttuktan sonra kızgın bakışlarını bana çevirdi ve "Ateşe körükle gitmesene Mert!" diye kızdı bana.
Ama bir sorun bakalım, umurumda mıydı?
Hiç.
Derya demişken, yine niye gelmişti bilmiyordum doğrusu. Aklına esince yapmayacağı şey yoktu bu kızın. Sabah okula gitmek için kapıyı açtığım an karşımda buluvermiştim onu. Söylediğine göre yeni bir yasayla birlikte okullarda yarıyıl tatilinden önce bir haftalık tatil veriyorlardı ve o da tatili İzmir yerine burada geçirmeyi tercih etmişti.