1 ay sonra
&
Zaman; su gibi akıp geçiyordu her zaman ki gibi. Ve insanoğlu bu geçen süreyi anlamıyordu bile. Farkına varmıyordu, çünkü farkına varacak bir durumu gözetmiyordu.
Galiba ben bu bahsettiğim insan kategorisine girmiyordum. Çünkü ben değil geçen zamanı, geçen saniyelerin bile farkına vararak yaşıyordum hep. Halada öyle yaşıyorum.
Mesela bir kaç saat sonra özgürlüğüme kavuşacağım. Mutlu olacağım, huzurlu kalacağım bir süre.
Yanımda sevdiğim ailem ve ben. Başka kimseler olmadan, sadece biz. Kötü kalpli insanlardan uzak; onların sözlerinden, düşüncelerinden bihaber olacaktım.
Ben bir kaç saat sonrasında mutluluğa adımlayacaktım.
Alay edişler son bulacak, hayatıma yeniden güneş doğacak. En önemliside kendimden çok değer verdiğim aileme artık yalan söylemek zorunda kalmayacaktım.
Kafamda yalandan arkadaşlar belirleyip, yalan dolu kurguları sergilemeyecektim önlerine.
Üç ay sürecek olan kısa bir sürede olsa mutlu olmak beni kendime getirecekti. Tıpkı geçen yıllarda da olduğu gibi...
~
"Heyecanlı mısın hayatım?" diye soran anneme verdim dikkatimi. "Evet anne çok heyecanlıyım." desemde bu heyecanım bir saat sonra alacağım karnem için değil, tam bir saat sonra özgürlüğüme kavuşacağım içindi.
Babam arabayı okul bahçesine çekerken, şaşkınlıkla babama bakıp "Baba neden okula girdin?" diye sormam bir oldu.
Okula girmelerini istemememin tek bir sebebi vardı. Yaşadığım tüm olayları bilmiyor olmaları. Onlar sadece benim bu okulda mutlu olduğum ve derslerim haricinde başka bir şey bilmiyordular. Ha birde uydurduğum sahte arkadaşlar vardı tabii.
Babam arabayı sağa çekerken "gelmişken Erhanla bir görüşeyim dedim tatlım." diyerek cevapladı. Erhan Korkmaz, okulumun müdürüydü ve aynı zamanda babamın en yakın arkadaşlarından birisiydi.
Ben başımla onaylarken, anneme döndüm bu defa. "Anne sende babamla mı gideceksin?" diye sordum.
Annem gözlüklerini eline almış hazırlanırken "hayır hayatım ben arabayı alıp şirkete geçeceğim." dedi ve ardından "istersen seninle de kalabilirim?" diyerek arkasına döndü.
Başım anında iki yana doğru hareket ederken "hayır anne sen işine git. Hem ben arkadaşlarımla biraz takılırım belki sonra." dedim.
Annem bir şey söylemezken, babam arabanın kapısını açmasıyla annemde aynı şekilde indi arabadan. El mahkum bende inmek zorunda kalmıştım.
İlk defa bu okulda hep bir araya gelmiştik. Bu durum beni fazlasıyla geriyor olsada diğer yandan da hoşuma gitmişti.
Geçen seneki karne gününde anne ve babamın iş toplantısından dolayı rahattım. Diğer günlerde ise bir bahane bulup bir şekilde okul içerisinde kendimi onlardan uzak tutmayı başarmıştım.
Ben düşünceler içerisinde kaybolurken, annem; babama ve bana "Hoşçakal." diyerek arabanın şoför koltuğunda yerini almıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GUPSE - DEĞİŞİM YOLU
Teen Fiction... Yaşadıklarımın hiçbirini unutmuyorum hayatımda. Yeri geliyor susuyorum, canımı yakan çok şey oluyor ama yinede susuyorum. Hatta zamanla tükeniyorum da. Buna izin verende benim. Salaklığımdan mı, saflığımdan mı? Hayır. Ben kimseye 'git' demiyor...