&
Hayat her dakika güzellikler katar insanın ömrüne. Her yeni günde önümüze sunulan kocaman bir hediye paketi gibidir bazen.
Kimisi hayatının aşkını bulur bir anda o pakette, kimisi ise mutluluğu yakalar en umutsuz olduğu bir zamanda.
Önemli olan nedir bu durumda? Geçmişe teşekkür edebilmektir aslında. Hayatına kattıkları ve yaşattıkları için içten bir teşekkürdür.
***
Geçmiş hayatımın kahkahaları yine üzerime oynuyordu şimdi. Lakin tek bir farkla. Alaycı olmadan, kırılmadan veya dökülmeden.
Cem karşımda tüm samimiyetiyle ortaya attığım espriye gülüyordu. Derin ve Ceyda da eşlik etmiş olsada benim tüm dikkatim Cemin üzerinde sabitlenmişti.
Onun o gülüşü için neler yapmazdım, nelerden vazgeçmezdim bir aralar. Oysa şimdi her gülüşünde içimdeki nefret biraz daha artıyordu. O an tek bir duygu kaplıyordu içimi.
Korku!
Korkuyordum. Bütün bedenimi nefretin ele geçirmesinden ölesiye korkuyordum. O kadar büyük bir nefreti kaldırabilir miydim bilmiyordum.
"Allah iyiyliğini versin İrem ya, gözümden yaş geldi resmen." diyen Ceydaya baktım. Gülümsedim. "Daha ne numaralar var bende bilsen aklın şaşar." dedim.
Her söylediğim kelimenin ardında iğneleyici lafları barındırıyordum.
"İrem aklıma gelmişken sorayım." diyen Ceme bakışımı çevirirken diğer yandan da Derinin aldığı böğürtlenli pastayı çatallıyordum. "Sen İtalyada kaç yıl yaşadın?" sorusuyla beraber "İki yıl." diyerek yanıtladım.
Cem benim hakkımda bilgi edinmeye çalışıyordu bunun farkında olmamak aptallık olurdu.
Cemin dudaklarının aralanmasıyla yeni bir sorunun geleceğini anladım. "Peki neden gitmiştiniz ailenden dolayı falan mı?" sorusuna gülümseyerek "hayır." dedim ve önümde duran içeceğimle ağzımı temizledim. "Ailemle beraber değildim onlar burada İstanbuldaydılar ben ablamla birlikte yaşadım." diyerek yanıtladım.
Cem beklenmedik bir halde "iki yıl yaşadıysan o zaman lise biri hangi okulda okudun?" diye sormasının ardından olduğum yerde kalakaldım. Bu soruyu kimsenin soracağını tahmin etmediğim için planınıda yapmamıştım.
Portakal suyunu son yudumuna kadar içip "lise biri şeyde okudum..." diyerek gevelemeye başlamıştım. "Atalar kolejinde." diyerek bir başka yalan attım ortaya.
Derin bakışlarını üzerime dikip bakarken Ceyda araya girerek "ciddi misin Derinde o okuldan geldi, birbirinizi görmemiş olmanız gerçekten tuhaf." diyerek oturduğu sandalyesinde yayıldı.
Derine çevrilen bakışlarım sanki onun beni kurtarmasını diliyor gibiydi ve bu durum bir o kadarda saçmaydı.
Yutkunup cevap vereceğim esnada Derin araya girip "görmediğimi nereden biliyorsun Ceyda?" diye sormuştu. Şaşkınca Derine bakmaya devam ederken, Ceyda "Gördün yani?" diye sormuştu.
Cem de "Peki sen İrem, sen gördün mü?" diyerek başka bir soru attı ortaya.
Kafam allak bullak olurken Derin "yalnız ben gördüm dediğimide hatırlamıyorum." diyerek her şeyi dahada karmaşık hale getirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GUPSE - DEĞİŞİM YOLU
Ficțiune adolescenți... Yaşadıklarımın hiçbirini unutmuyorum hayatımda. Yeri geliyor susuyorum, canımı yakan çok şey oluyor ama yinede susuyorum. Hatta zamanla tükeniyorum da. Buna izin verende benim. Salaklığımdan mı, saflığımdan mı? Hayır. Ben kimseye 'git' demiyor...