&
"Melek abla annemler evde mi?" diye sorarak girdim içeriye. İlk olarak çantamı vestiyerdeki askılığa astım ardından hırkamı bıraktım.
Melek abla güler yüzüyle bana bakarken "Gülay hanım gelmedi henüz, ama Erkan bey evde çalışma odasında." diyerek yanıtladı.
Başımla onayladığım sırada Melek abla bıraktığım hırkayı alacakken "hayır melek abla bırak ben hallederim sonra." dediğimde "olur mu öyle kızım sen geç içeriye bakalım dinlen." dedi.
Ellerimle Melek ablanın yanağını sıkıp "banada kıyamazmış." dedim ve karnımdan gelen seslerle "yemekte ne var Melek abla kurt gibi acıktım valla." diyerek salona doğru ilerledim.
Melek abla bu halime kıkırdarken "tamam kuzum sen rahatına bak ben hazırlarım bir şeyler şimdi." diyerek mutfağa yöneldi.
Bende odama gitmeden önce babamın çalışma odasına doğru adımladım.
Kapısının önüne geldiğimde iki kere vurdum ve içeriye girdim. Babam karşısında beni gördüğünde hızlı bir şekilde telefonda konuştuğu kişiye "tamam canım, Evrim geldi şu anda sonra konuşuruz. Hadi öpüyorum." diyerek kapattı.
Babama doğru adımlarken "kimle konuşuyordun baba?" diye sordum. Babam ayağa kalkarak "ablanla." dedi. Yüzümü asarak "e o zaman niye bana vermedin telefonu?" diye sordum.
Babam yanıma gelip elini omuzuma atarak bana sarıldı. "Arar o seni, hem benden duymuş olma efsane bir karne hediyesi var sana." dedi.
Merakım artarken "ciddi misin baba, ne ki söylesene?" diyerek şirinlik yapmaya çalıştım.
Babamla çalışma odasından çıkarken "kızım sürpriz bu, söylenir mi hiç." dedi. Sonradan aklına gelmiş gibi "hem söyle bakalım karne nasıl?" diye sordu.
Gayet normal bir şeymiş gibi babama bakıp "her zamanki gibi baba." dedim. Babam hala kolu omuzumda merdivenlerden inerken başımdan öpüp "aferin kızıma." dedi.
Aşağıya indiğimizde Melek ablanın masayı hazırladığını gördük. İki kişilik servis tabaklarını koyduğunu gördüğümde babamında bana eşlik edeceğini anladım.
Baba kız birlikte masaya oturup sohbet eşliğinde yemeklerimizi yemeye koyulmuştuk.
~
Yatağımda bir o tarafa bir bu tarafa dönerken, en sonunda elime aldığım yastıkla beraber bağdaç kurarak oturdum.
Hala heyecanlıydım. Hala şaşkın ve bir o kadarda korkuyordum. Bütün bu duyguları bir anda yaşayabilmeme anlam veremiyordum. Ama yaşıyordum.
Bugün bu olanlar o kadar tuhaf geliyordu ki. Sanki her an uyanacak olduğum bir rüyadaymışım gibi.
Her şey son buluyordu işte. Ben artık mutluluğa büyük bir adım atacaktım.
Yüzümde oluşan gülümsemeyle kalırken, odamı dolduran bildirim sesiyle komidinin üzerindeki telefonuma yöneldim.
Telefonumu açtığımda, kayıtlı birisinin mesaj attığını gördüm.
Cem Görkem
Ellerim bir yandan titrerken diğer yandan nefes almayı unutmuş gibiydim.
Gözlerim mesajdaki Cem ismine takılı kalırken, kendime gelmeyi hatırlatarak hızla mesaja dokundum.
'Parti bu pazar, ....... adresinde, saat 20:00 da başlayacak. Büyük bir heyecanla seni bekliyor olacağız Evrim.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GUPSE - DEĞİŞİM YOLU
Teen Fiction... Yaşadıklarımın hiçbirini unutmuyorum hayatımda. Yeri geliyor susuyorum, canımı yakan çok şey oluyor ama yinede susuyorum. Hatta zamanla tükeniyorum da. Buna izin verende benim. Salaklığımdan mı, saflığımdan mı? Hayır. Ben kimseye 'git' demiyor...