23. Bölüm

2.2K 137 19
                                    

&

Ben yarını düşünmeden hep bugünü yaşardım, lakin zaman öyle bir ana denk getiriyordu ki insanı her şey o zamana uyarak değişmek zorunda kalıyordu. Artık bugün yaşamak istiyorsam yarını düşünmek zorundaydım.

Bu süreç ilerledikçe, her ayak uyduruşumda bir kat değişiyorum aslında.

Hayatımda karşımda çıkan yalancı insanlara gülümsüyordum. Aldatıcı, dolandırıcı olanları ise hoş görüyordum. Hain olanların, sırtlarını sıvazlamasamda bağışlıyordum. Sahi böyle yapıyordum. Bir şansı, karşımdaki ne türden suç işlemiş olursa olsun tanıyordum.

Ama aslında yanıldığımı biliyordum...

Şimdi yanılmıyorum! Yalancıya yüz vermiyor, dolandırıcının yüzüne bakmıyorum. Kötü olan birine yüzümü çeviriyorum. Evet işte tamda bunu yapıyorum.

Galiba akıllanıyorum.

O kadar acının, hafife alınmayacak dışlanışların üstesinden gelebilen birisiydim. Her ne kadar kalbim iyi kalmayı isteyip, akıllanmak istemesede zaman ve yaşadıklarım beni güçlü kılmaya zorlamıştı.

Güçlü olmak kötü bir şey değildi asla. Ama, hayata karşı güçlü olmayı yeğlerdim. İnsan içinde büyüttüğü o umuda karşı güçlü durmak ve savaşmak zorunda kalınca azda olsa acıyordu, acıyordu işte.

"Evrim miymiş gerçekten?"

Üzerimde gezinen gözleri, kulağıma doluşan fısıltıları umursamıyor başım dik bir şekilde ileriye bakarak okul binasına yürüyordum.

İma dolu bakışlar, soru sormak için sabırsızlanan dudaklar, birikilen nefretler, pişman duyan yürekler... her birini ardımda bırakıyor, hiç birinin yüzüne bakmadan ilerliyordum.

Okul binasının içerisinde kendimi bularak, hızla müdür Erhan hocanın odasına doğru yol aldım.

"Sahiden o mu?", "inanamıyorum nasıl fark etmedik.", "bizleri kandırmaya hakkı yoktu!", "çok üzülmüş olmalı.", "ona acıyorum.", "acaba bundan sonra ne olacak?"...

Kulak asmadan ilerlediğim koridoru dönerek 'Erhan Korkmaz' yazılı olan kapıya iki kez vurdum. "Gir." sesi kulaklarıma ulaştığı an kulpu çevirip kendimi içeriye attım.

Gözlerim Erhan hocayı aramadan, elalarına ve hemen karşısında oturan adama kaydı.

Hızla kaçırdığım bakışlarımla "hocam, ben daha sonra geleyim en iyisi." diyerek geriye doğru adımladığım esnada Derin'in karşısında bulunan adam bakışlarını benimle buluşturup "sen Evrim olmalısın?" dedi.

Soru dolu bakışlarım üzerinde gezinirken "evet ben Evrimim ama sizi tanıyor muyum?" diye sordum. Sıcak gülüşünü ortaya dökerek "haklısın tanışma fırsatımız olmadı. Ben babanın arkadaşı Vedat Eser." dedi.

Gülümsemesine karşılık duyduklarımda gülümserken "öyle mi, tanıştığımıza çok memnun oldum efendim." diyerek memnuniyetimi belli ettim. Sözlerim üzerine kaşlarını çatarak "efendim değil, amca diyebilirsin." dediğinde tekrar gülümseyerek "tabii, Vedat amca." dedim.

Erhan hoca konuşmamız sonrasında araya girerek "Evrim sen ne için gelmiştin kızım?" diye sorunca önüme düşen saçı kulağımın arkasına geçirerek "şey, çokta önemli değil aslında." diyerek geveledim. Ardından devam ettim. "Babam sizinle bu konuyu konuşmuş sanırım, onun hakkında konuşacaktım." derken Derin ve Vedat amcanın gözleri tekrar yüzümü buldu.

GUPSE - DEĞİŞİM YOLUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin