15. Bölüm

2.7K 157 23
                                    

&

Düşünüyorum...

Sabahları her yatağımdan kalkışımda aynı şeyleri düşünüyorum artık.

Dipdiri bir kalkışla mı, silkinişle mi yoksa omuzlarımdan gitmeyen dağlar kadar olan o yorgunlukla mı uyanmıştım yine? Günlük, gecelik yorgunluklar değil düşündüğüm, yaşamımdan sürüp giden uyumsuzluklar, tekdüze sıkıcı bir hayat. Hep acı, hep yılgınlık, hep umutsuzluk...

Yok mu umut gerçekten hayatımda, güzellikler öldü mü, sevgiler yitirdi mi kendini tümünden?

Küçük bir umudun ucundan tutunup ayağa kalkmak için olan direnişim sona mı erdi?

İşte ben, bu direnişimdeki yorgunluğumu ve dirliğimi düşünüyorum.

Hayat öyle anlarda, öyle kişileri çıkarıyordu ki karşısına insanın. Bir gün deli gibi güvendiği insanın karşısında dimdik durabiliyordu bir anda. Ama bazı anlar vardı ki çok kötüydü, mesela yıkılmışlığın ortasında kalmak...

Sessizliğimin içindeki gürültüde bulmuştum yine kendimi. Etraf kalabalık ben yalnız bir biçimde düşüncelerimle boğuşuyordum yine.

Dün yaşanılan her şeyi bir kenara koyarak önüme bakmak istemiştim sadece.

Dünüme bakarak bugünü mü tasarlamaktansa, bugünüme bakıp yarını tasarlamak daha mantıklı geliyordu artık.

Her atacağım adımın önceden planlanmış olması beni rahat kılıyordu diğerlerine karşı.

"Dikkat etsene ya." diyerek elimi koluma götürdüm.

Ansızın çarpan kişinin yüzüne dikkatle bakınıyordum. Kahvelerine eşlik eden morluklar, dolgun dudaklarını dahada dolgun gösteren o şişlik.

"Fatih!"

Ağzım şaşkınlıktan aralanırken, telaşım saçma sapan hareketler sergilememi sağlıyordu.

Elim açılan ağzıma giderken "sen iyi misin, ne oldu sana, bu halin ne?" diyerek sorularımı sıralamamla endişemi ortaya seriyordum.

Fatih dudağının acısını yüzüne yansıtarak gülümsedi. "İyiyim merak etme." diyerek gözünü kaçırdı.

Bu, nedendi şimdi?

Bakışlarımı bir an olsun yüzünden çevirmezken "bu halin ne o zaman, kiminle kavga ettin sen?" diyerek sordum ciddi halimi takınarak.

Yanından geçen kıza yol verirken koridorun camına doğru ilerlemişti. Ardından adımlarken "söyleyecek misin?" diyerek sorumu yineledim.

Önce bir müddet dışarıyı izledi, ardından "kapıya çarptım desem inanmayacaksın değil mi?" diye sorarken kaşlarımı kaldırdım.

"Peki ya inanmış gibi yapsan olmaz mı?" diye sorduğunda bir müddet düşündüm. Sonra devam ettim. "Hayır Fatih olmaz. Biz seninle arkadaşız anlat lütfen bu halin ne?" diyerek ısrar ettim.

Dudaklarında anlamlandıramadığım sırıtıştan sonra "dün akşam Derinle tartıştık..." sözünü kesip sesli bir şekilde "Derin mi?" diye sorarken başıyla onayladı.

GUPSE - DEĞİŞİM YOLUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin