#2

290 122 158
                                    

Düzenlendi!

Bölüm şarkısı:

Çağan Şengül-Seni kaybettim

*****

"Asel?"

Kulağıma gelen sesle yüzümü buruşturdum. Bir uyutmuyolar adamı.

"Hıımm"

"Kalk hadi sabah oldu. Kahvaltı yapalım. Ve dövülmem gereken konular var"

Omzumdan sarsılıyordum. Bu duruma aldırış edemeyecek kadar uykuluydum. Ve bu yastıklar çok yumuşak ve sıcaktı. Allah'ım cennette miyim acaba?

"Beş dakika dahaaa...."

Elimle beş olduğunu umduğum rakam gösterdim. Umarım öyledir.

"Yalnız o beş değil üç"

Sesler kafamda daha iyi otururken gözümü açtım. Yüzümde basınç vardı ve her yer karanlıktı. Allahım kör mü oldum?

"Göremiyorumm. Allahım bu günleri de mi görecekt...."

Mertcan belimden tutup kaltırdı. Mertcanın yüzünü göre biliyorsam demek ki kör değilim.

"Yüzüstü uyumu...."

Söylediklerini dinlemeden boynuna atladım. Kör değil mişim. Bunun için tabii ki de mutlu olacaktım. Mertcana daha sıkı sarıldım. Daha sıkı. Daha? Mertcana?

"MERTCAN??"

Mertcanı itip uzaklaşmasını sağladım. Anında hızla yataktan inip tişörtünün yakasından tutup sarsmaya başladım. Sarstım da. Evet. Imm pekala yerinden milim kıpırdamadı. Az önce herhalde boşluğuna gelmişti. Yine de bağırmaya devam etmiştim.

"Lan ben neden buradayım? Burası neresi? N'aptın bana?"

Öyle bağırmıştım ki, Mertcan titredi diye bilirdim. Ama titremedi, şok olmuş ifadeyle bağıyordu. Aklıma gelen düşünceyle gözlerimi kapattım. İçimden düşündüğüm şey olmaması için dua ettim. Ellerimi tişörtünün yakasından çekip az önce gördüyüm boy aynasına doğru yürüdüm. Gözlerimi yerden kaldırıp aynaya yönlendirdiğimde, sesli bir 'ohh' çektim. Dün giydiğim kıyafetler üzerimdeydi. Hiç değilse bir şey yapmamıştı.

"Ben düşündüğün gibi şerefsiz değilim"

Arkamı dönüp Mertcana baktım. Kırılmış mıydı? Ama şu anda kızması gereken bendim. Habersiz evine getirmiş üstelik sabaha kadar uyandırmamıştı.

"Yok ondan deği..."

"Yatağın üzerine bir kaç parça bir şey bıraktım. Çıkıyorum. Rahat rahat giyersin. Kahvaltı hazır. Birazdan konuşuruz bu konuyu"

Bir eli kapı kulpundayken bana dönüp konuşmaya devam etti. Galiba kırılmıştı böyle tepki verdiğime.

"Sana dokunmadım. Gece kalktım üşürsün diye üzerine bir şey atayım dedim sonra uyanırsın yanlış anlarsın diye düşündüm ve odaya seni bıraktıktan sonra hiç girmedim. Emin olabilirsin"

Evet kırılmıştı. Haklıydı. Beni korumuştu ve ben ona kızmıştım. Sokakta kalsaydım şimdi kim bilir neredeydim. Düşünmek bile istemiyordum. Burada da kalamazdım. Teşekkür edip giderdim.

Yatağa yönelip benim için bırakılan kıyafetleri elime aldım. Kısa siyah kot şort ve ince kazaktı. Kız içindi. Herhalde kardeşinindir. Üzerimi çıkarıp giydim. Şort baya kısa olmuştu ve kazağın bir omzu düşüyordu.

Beyaz rengin uyumlu olduğu odadan çıktım. Uzun koridor ve yan-yana dizilmiş kapılar vardı. Ev çok büyüktü. Tabak çatal sesleri geldiğinde ikinci katta olduğumu anladım çünki sesler aşağıdan geliyordu.Merdivenleri görüp oraya yöneldim ve aşağı kata indim. Ve aşağıya inen bir merdiven daha gördüm. Bu ev kaç katlıydı ya? En sonunda Mertcana seslenmeye karar verdim.

Papatyalar Ölene Kadar #Wattys2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin