Sessiz bir ormandaydım. Etraf ölü bir yeşildi. Kuşlar ötmüyordu, hayvanlar yoktu. Cansız bir piyano sesi kendini belli ediyordu. Tüylerim diken diken olmuştu.
Piyano ölüydü, orman ölüydü.
Adımlarım cansız otların üstünden ilerlerken etraf üzüntümü artırıyordu. Parmaklarımı geçtiğim yerlerdeki dallara sürtüp cansız olup olmadıklarını kavramaya çalışıyordum.
Kısa süre sonra ölü yapraklara dokunan parmaklarımın üzerinde uzun ve ince parmaklar hissettim. Ölü duran yüzümün yerini bir bahar gülümsemesi aldı. Parmaklarını sıkıca kavrarken görmesem bile onun da yüzünde benimkine benzer bir gülümsemenin oluştuğuna yemin edebilirdim.
Ellerimiz birbirine kenetliyken ölü ormanın içinde adım attıkça etraf canlanıyordu.
"Bugün gerçek sen bana bir bere verdin Yoongi. Sen haklıydın. Dışına değil, içine bakmalıydım. Sen... yani O çok farklı. İyi kalpli biri. Üşüyeceğimi tahmin ederek bana kendi beresini verdi. Sadece,"
Gülümseyerek bana baktı. "Sadece ne?"
"Sadece içindeki o gerçek Yoongi yi dışarıya yansıtmıyor pek. Bahaneleri onun kalkanı olmuş."
Yoongi, biz geçtikçe canlanan yerdeki koyu mavi çiçeklerden birini kopartıp bana uzattı. Elinden çiçeği alıp burnuma götürdüm ve enfes kokusunu içime çektim. Yoongi gülümseyerek çiçeği elimden aldı ve saçıma uzanıp kulağımın biraz üstüne çiçeği yerleştirdi. Ani yakınlığı çok kısa bir an nefesimi keserken yıllardır onu tanımanın verdiği rahatlıkla nefesimi yeniden düzene soktum.
"Onu tanıdıkça daha çok seveceksin."
"Ne?"
"Ona tutulduğunu biliyorum Haru-ya." İşaret parmağı ile burnumun ucuna bir bir fiske vurdu. "Unutma ben seni yıllardır tanıyorum ve senin ne hissettiğini çok iyi anlayabiliyorum."
Burnumun ucunu ovalayıp gözlerimi yanımdaki ağacın canlanan kirazlarında gezdirdim.
"Haklısın Yoongi-ya. Gerçek olan sana çok fena tutuldum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
goblet | yoongi
Fanfictionİçinde zehir olduğunu bildiğim halde içtim sen denilen kadehi.