Oldukça yoğun ve yorucu geçen bir gün sonrası BigHit'teki odamda koltukta ölü gibi yatarken bir yandan da başımda dikilen menajerim Se Kyung'la konuşuyordum."Ölüyorum sandım bir an, hiç bitmeyecekmiş gibiydi! Programları bitirmek yorucu fakat güzeldi. Sonunda saatlerce uyuyarak dinlenebileceğim!"
"Bitmedi ki." Excuse me?
Yattığım yerden doğrulduğunda gözlerim dehşetle açılmış, menajerime bakmıştım. "Tanrı aşkına, Busan konserine daha bir hafta var! Neyin bitmemesi bu?"
"SHINee, BTS ve sen ünlü bir programa davet edildiniz."
Ensemi kaşıyarak ona bakmıştım. "Ama SHINee SM Entertainment'tan. Biz ise BigHit Entertainment'ın idolleriyiz."
Se Kyung sınavda bildiği yerden sorulmuş gibi kibirli bir gülümsemeyle bana baktı. "Bu programı farklı ve ünlü yapan da zaten bu. İki ya da üç farklı şirketten alabiliyorlar. SM yerine YG ya da JYP olabilirdi ama senin SHINee ile çok iyi anlaştıklarını bildikleri için böyle yapmak istemişler."
"Pekala, ne zaman bu program?"
Gözlerini kaçırdı. "Ah bende yanına gelip sana ne söyleyecektim diye düşünüyordum. Bu akşam canlı yayın olduğunu söylemeyi unutmuşum."
İnleyerek kafamı yastığa geri bırakmış, ellerimle yüzümü kapatmıştım. Beni yorgunluktan öldürmek istiyorlardı sanırım.
-
Oldukça rahat olan tekli koltukta oturmuş sunucuların Bangtan ile olan sohbetini dinliyordum. Sağ tarafımdaki normalden daha geniş olan koltukta Yoongi, Jimin, Jungkook ve Seokjin otururken, onların yanındaki koltukta ise Taehyung, Hoseok ve Namjoon oturuyordu. Sol tarafımda ise tekli koltukta oturan Jonghyun ve onun yanındaki koltukta oturmuş olan Onew, Minho, Taemin ve Key vardı.
Programın sunucuları olan genç sarışın kadın Jae Hyun ve orta yaşlı erkek Chang Suk ise tam karşımızda oturuyorlardı.
Sarışın sunucu Jae Hyun kameraya gülümseyip bana döndü. "Haru-sshi SHINee ile yakın olduğunuzu biliyoruz ama nasıl tanıştığınız hakkında bir bilgiye sahip değiliz. Bizi nasıl tanıştığınız hakkında aydınlatabilir misin?"
Gözlerimi yere çevirerek dudaklarımı birbirine bastırdım. "Beş buçuk yıl önce tanışmıştık. Stajyerliğimin ikinci haftası Minho bana çarpıp kahvemi düşürmüştü." Gülüşümü saklayamamıştım. Gerçekten saçma sapan ve komik anılara sahiptik. "Sonrasında diğerleri ile tanışıp yakın olduk."
Minho kafasını eğerek elleriyle yüzünü kapattı ve sessizce güldü.
Chang Suk adındaki orta yaşlı sunucu elindeki kağıda kısaca baktı. O sırada dev ekranda SHINee ve benim sosyal medyadaki ship sayfalarımız açılmıştı. "Pekala, hayranlardan gelen sorulardan birini daha soracağız size. Haru-sshi yine sana bu soru. SHINee grubundan biri ile bir ilişkin olsaydı bu kim ile olu-"
Sözünü sertçe kestim. Kaşlarım çatılıydı ve kucağımda duran ellerim yumruk olmuştu. "Onlar benim altı yıldır tanıdığım abilerim ve kardeşim. Böyle bir şeyin ihtimalinin dahi edilmesini istemiyorum."
Sarışın sunucu Jae Hyun yüzünde oluşan sinsi bir gülümsemeyle bana baktı. "Sen BTS ile tanışalı çok olmadı Haru. O zaman Bangtan Boys arasından biriyle bir ilişkin olsaydı bu kim ile olurdu?"
Gözlerim Yoongi'nin gözleri ile kesişirken etrafımdaki her şey o an için durdu. Kim Taehyung'un bakışları üzerimdeydi ama o an için sadece Min Yoongi'ye odaklanmıştım.
"Suga." Dudaklarımın ne ara aralandığını ya da onun adını söylediğim hakkında zerre bir fikrim yoktu. Gözlerimi kırpıştırarak bakışlarımı ondan çektiğimde başta Yoongi olmak üzere hepsinin şaşkınlıkla bakan gözlerini üzerimde hissedebiliyordum.
Sunucu Jae Hyun sorusuna bu kadar kesin bir cevap vermemi beklemiyor olsa gerek öksürdüğünde boğazımı temizlemiş ve onlara dönmüştüm. "Elbette bu Kim Seokjin de olabilir. Büyük bir Haruman ve hayranlar onunla beni shiplemeyi seviyorlar. Ayrıca Kim Taehyung ya da Park Jimin de olabilir tabii."
Sunucu Chang Suk gülerek beni alkışladı. "Whoa, Haru-sshi cidden cesursun! Neden Suga'nın adını söyledin ve Suga ile aranızda bir şeyler olduğunu söyleyebilir miyiz?"
Yanaklarımın hafifçe kızarmaya başladığını hissederken, hareketlerimin tam tersi bir şekilde kahkaha atmış ve sanki çok komik bir şey söylemiş gibi başımı olanca hızıyla iki yana sallamıştım. "Ah Chang Suk-sshi, Suga'yı seçmemdeki amaç o ve benim yaşıt olmamızdı elbette."
Chang Suk tek kaşını kaldırmıştı. Verdiğim cevaptan reytinglerin memnun olmadığı yüzündeki ifadeden çok net anlaşılabilirdi. "Peki siz bu ikili hakkında ne düşünüyorsunuz V ve Jimin?"
Jimin melek gülümsemesiyle kameraya bakarak gülümsedi. Gözleri iki çizgi haline bürünmüştü. "Suga hyung ve Haru noona arasındaki şey medcezirden bile daha değişik bir şey. Puzzle parçası gibi birbirlerine uyuyorlar."
Kamera Kim Taehyung'a döndüğünde Taehyung boğazını temizleyerek omuz silkmişti. "Uyumlu olabilirler."
Sunucu Jae Hyun elindeki minik kumandaya bastığında sosyal medyada ünlü bir fan sayfası ekranda belirmişti. Fan sayfasının takipçisi gerçekten azımsanamayacak miktarda fazlaydı fakat asıl ilginç olanı ise sayfanın Yoongi ve benim ship sayfamız olmasıydı.
YoonRu.
Ekrandaki sayfanın resmi, yerini attığı gönderilere bırakınca gözlerim dehşetle irileşti. Bu resimlerin çoğu ben ve Yoongi'nin dibinden çekilmiş ve bakışmalarımızı kayda almıştı.
Yanımda duyduğum kıkırdamayla kafam sağ tarafa döndü. Jungkook ve Hoseok ekrana bakarak kendi aralarında bir şeyler fısıldaşıyorlardı.
"Kook, seni fena velet. Ne ara çektin ve yükledin bunları?"
"Hyung sessiz olsana! Biri duyacak şimdi." Tanrım. Jungkook sayfanın sahibiydi.
İşte bu yüzdendi ki hep birlikteyken Jungkook sürekli elinde telefonuyla oynuyor ve bıkmadan usanmadan bir şeyler yapıp duruyordu. Ah şu velet.
Chang Suk hepimizde kısaca göz gezdirerek önündeki kağıtlara baktı ve SHINee'ye döndü. "Pekala SHINee, yeni albüm hakkında bize söyleyebilecekleriniz neler?"
Bense onları dinlemek yerine gözlerimi Jungkook'a çevirmiş ve ters ters bakmıştım. Jungkook yüzümdeki ifadeyi anlayana kadar boş boş baksa da sonrasında anlamış ve yutkunmuştu.
Onu fena benzetecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
goblet | yoongi
Fanfictionİçinde zehir olduğunu bildiğim halde içtim sen denilen kadehi.