"Asena"dediğini dudaklarında okuyabilmiştim. Gözleri o kadar güzel bakıyordu ki onu öylece sabaha kadar izleyebilirim.
Gözlerini yavaşça kapadıktan sonra birkaç saniye öylece bekledi.Daha sonra gözlerini yavaşça aralayarak gözleri beni buldu ve elindeki bavulu savurup bana doğru hızlıca yürüdü ve hızlıca sarıldı saçlarımı okşayarak kokumu içine çekti. "Gerçeksin! Aman Allahım gerçeksin!"dediğinde "Gerçeğim." diye fısıldadım.
Burnunu boynuma koyup "Ama farklı kokuyorsun" dediğinde gülerek."İşler biraz karıştı ama herşey eskisi gibi olacak."dedim. "Herşeyi siktir et. Sadece kaybolma,gitme yanımdan bir kere bile ayrılma." dediğinde kalbimin hızlandığını hissettim."Ayrılın artık."diye huysuzca mırıldandığında Adel. Faris kaşlarını çatarak Adel'e gözleriyle öldürdü. "Derken?"dediğinde Adel'de burnunu kıvararak. "Benim sevgilimin bedenine sarılıyorsun."dediğinde etraftaki birçok insanında gözlerinin bizim üzerimizde olduğunu anlamamla Farisin kolundan tutarak Adele işaret verdim."Buradan çıkalım ve konuşalım."dediğimde Faris homurdansada kolumdan kurtulup elimden tuttu.
Adelin arabasının yanına geldiğimizde ben arka tarafa geçerek Faris ve Adelin öne oturmasını izledim. İkisine de dikiz aynasından baktığımda birbirlerine dik dik baktıklarını görünce kıkırdamadan edemedim. Faris buradaydı yalnızlığıma çare olarak buradaydı! Ona bir saniye bile bakarak enerjimin dolması normal miydi?
Adel'de gülümseyince Fariste iç çekerek kafasını koltuğa yasladı.Hala yaşadıklarının gerçekliğini sorguluyordu galiba."Senin saçların niye gri?"dediğinde "Neyi varmış?"diyerek güldü Adel.
"Sen karışma"dediğinde Adel sırıtarak."Sevgilim değil mi? Karışırım."dediğinde Faris dişlerini sıktığında yan tarafta bir kafe gördüğümde "Dur şurada"diyerek kafeyi gösterdim.Oda sağa sinyal vererek kafenin otoparkına park etti.Arabadan indiğimde Faris yanıma gelerek Adel ile aramda yürümeye başladı.Kafeye girip birer kahve istedikten sonra ikisinide karşıma alacak şekilde oturmuştum.
"Neyi bekliyorsunuz?"dediğinde Faris sinirli bir sesle. Ben anlatmaya başladım."O gün ben gerçekten ölmüştüm ve farklı bir dünyadaydım.Ve bana rehberlik eden biri vardı yani hep bana yardımcı olan."dedikten sonra "Benim ölemeyeceğimi ve başka bir insanın bedenine gönderileceğimi söyledi. Kendi bedenim uyanana kadar.Ve birkaç açıklama yaptı hayatımla ilgili ve -bunu anlatmak istemiyorum-şuan Adina'ın bedeninin içindeyim. Faris bu anlattıklarım ne kadar sana saçm-"diyemeden."Asıl şuan herşey anlam kazandı." dediğinde kaşlarımı çattım."Senin öldüğün gün etrafımdaki tüm adamlar birer küle dönüştü."dediğinde yutkundum. "Bunu benim yapmadığımın da farkındasın"dediğimde gülümseyerek "Farkındayım."dedi."Ama senin gidişinden sonra hiçbirşey düşünmedim, düşünemedim."dediğinde yutkundum ve Adele döndüm."Adina ile neden bu kadar benziyoruz?" dediğimde iç çekerek söze başladı."Aklını okuduğum için özür dilerim ama evlatlık olduğunu öğrendiğini biliyorum."dediğinde Farisin bakışları bana döndü.Bende kısaca ona baktığımda farklı bakıyordu işte.
"Ve Adina'nın intihar etmesinin sebebi ise yıllarca onu sevgiyle büyüten ailesinin gerçek ailesi olmadığını öğrenmesiydi."dediğinde gözlerim şaşkınlıkla açıldı."Yani siz Adina ile ikizsiniz Asena" dediğinde ağzım açık bir şekilde bir kaç saniye kalmış ardından gülümsemiştim."Benim bir kız kardeşim var?"dediğimde tepkime şaşırmış bir halde gülümseyerek kafasını salladı.Bir ikizim vardı ve şuan onun bedenindeydim hayatını kurtarmıştım.Hem Farisin hem de onun..
Ama şuan onun nerede olduğunu ne halde olduğunu bilmiyordum. Hayat yine yapmıştı yapacağını.
Derin bir nefes alarak Farisin puslu gözlerine baktım. Hayatımda böyle güzel bir mavinin tonu görememiştim. Utanmasam saatlerce izleyecektim.Adel saatine bakarak."Evdekiler merak edecektir gitsek iyi olur."dediğinde kafamı olumlu anlamda salladım.
İçimdeki Farise sarılma isteğiyle nasıl başa çıkacağımı bilemiyordum ama önceye göre daha rahatlamış hissediyordum. Farisle uzun süreli bakışmamızın ardından Adel aramıza girerek. "Biz gidiyoruz bacanak kendine iyi bak"dedikten sonra kıkırdayarak kafenin kapısına doğru ilerledi.Bende Farise kafamı sallayarak görüşürüz dedikten sonra yanından geçerken kolumu tutarak sıcak nefesini kulağımda hissettim. "Bedenin farklı olsa da ruhunun kokusunu alabiliyorum."dedikten sonra saçımı kokladı. "Ateşli ama mavi olanından" diyerek gözlerime bakarak çapkınca sırıttı. Şuan kırmızı sırıtan dudakları ne kadar beni zor duruma düşürsede gülerek cevapladım. "Vera'nın kokusuna taktığın lakabı merak ediyorum ne olsa evinden çıktığı yok."diyerek arkamı dönerek uzaklaştım.Ama kulaklarıma erkeksi kıkırtısı ulaşmıştı bile.