Sevgili Okurlarım;
Benim gözümde çok değerli olduğunuzu biliyorsunuz bunu artık dillendirmiyorum... (Elimden geldiğince dillendirmiyorum 🙈)
Hepiniz benim gözümde birer eleştirmensiniz, lütfen gelişmekte olan bu yazarınıza yardımcı olun ve bölümler içerisinde yazım hataları, anlam bozuklukları, yanlış kullanım, konu bütünlüğü bozukluğu, zaman dilimi yanlışlığı... Aklınıza gelen gördüğünüz tüm yanlış ve eksikleri lütfen satır arası yorumlarına yazıp beni uyarınız... Bundan mutluluk duyarım 😍 Şimdiden teşekkürler ☺️😘🙈
***
Keyifli Okumalaaarrr ☺️ 🌸
***
Balayı için gidilen Halfeti'den dönülmüştü. Akşam yemeğinde bol bol hasretler giderilmişti. Bu sırada Asiye konaktaki herkesin yemekten sonra büyük salonda toplanmasını, önemli birşey söyleyeceğini duyurmuştu. Bunu duyan ahali hem şaşırmış hem de böyle bir isteğin nedenini merak etmişti.
Şimdi herkes büyük salondaydı. Öyleki evin yardımcıları bile gelmiş, yerlerini almış ve Asiye'yi dinliyordu.
"Hayırlı akşamlar Bozan ailesi. Bu akşam neden buraya toplandığınızı hepinizin merak ettiğini biliyorum. İlk önce beni kırmayıp geldiğiniz için teşekkür ederim," dedi Asiye ve edep ile başını eğdi, bir iki saniye düşüncelerini toplayıp tekrardan konuştu. "Mehmet baba, Dilber anne ilk önce beni kabul edip bu eve getirdiğiniz için teşekkür ederim. Bu berdelle beraber türlü işler geldi başımıza. Evliliğimiz sıkıntılıydı, herkes bu işin olmayacağını söylerken siz tuttunuz benim elimi ve oğlunuz elinin üstüne koydunuz. Siz bizim için çok uğraştınız. Hala da uğraşıyorsunuz, bunları karşılıksız bırakmak istemiyorum. Bende bu aile için, bu evlilik için elimden gelen herşeyi yapacağım. Şimdi sizlerle ve bu konaktaki yaşayacağım hayatıma yeni tertemiz bir sayfa açmak istiyorum," diyen Asiye yeni gelin, en iyi gelin moduna girmişti. Hatta kendini fazla kaptırmıştı. Sözlerini yavaş ve anlaşılır söylüyor. Ara ara gözlerini dolduruyor, sesini dramatize ederek tonluyordu.
"Artık bir aileyiz, birbirimize kenetlenmemiz, destek olmamız gerek. Ne demiş Peygamber efendimiz (s.a.v); 'Hediyeleşin, çünkü hediye, aradaki muhabbeti artırır'. Bende bu hadisi şerife binaen muhabbetimiz artsın, kalplerimiz birbirine ısınsın, birbirimize daha sıkı kenetlenelim diye küçük bir adım atıp herkese hediyeler almak istedim. Sizleri bu hediyelerimi vermek için bir araya getirdim. İnşaAllah aldıklarım sizlere laiktir ve beğenirsiniz. Artık bende bir Bozan'ım. Bugünden sonra beni kızınız, kardeşiniz kabul edesiniz," diyen Asiye önündeki karton kutuya uzanarak eline aldığı hediye paketlerini ve büyüklerden başlayarak dağıtmaya başladı.
Hayalinde ise ona en iyi yeni gelin ödülleri takdim ediliyor, başından aşağı konfetiler yağıyordu. O da eline aldığı ödülü hava kaldırmış, türbinlerde alkış eden hayranlarına doğru kaldırıyordu. Bir yandan da teşekkür konuşmasını yapıyor, en iyi yeni gelini oynarken tüm kalbini verdiğinden bahsetiyordu.
"Asiye... Asiye..."
Asiye hayallerine dalmışken kendisine seslenen Cihangir ile geri döndü o büyük salona.
"Ne? Ne oldu?" dedi Asiye.
"Daldın, duymadın beni. Şilan ablamın hediyesi hangisiydi?" diye sordu Cihangir.
"Haa o mu... Tamam bir dakika, şu kırmızı paket onunkiydi. Zenan, Araz ve Narin'e de ayrı ayrı hediyeler aldım," diyen Asiye çocuklara da hediye paketlerini tek tek verdi. Hepsine sarılarak sevgilerini kazanmaya çalıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HÜZN-Ü MASUMANE
Ficción GeneralHüznün masumca, zalimce duyulanı olur mu demeyin... Olur... Kimi masumca içinde saklar hüznünü, kimi zalimce dışarı vurur! Hüzn-ü Masumane : Masumca Duyulan Hüzün *** Bir zihinsel engellinin eşsiz dünyasını keşif edip, bizde artık onun gibi Mavi'yi...