Bazen wattpad te tanıştığım insanlara hikayemi öneriyorum... Veya zaten okumakta olan arkadaşlarıma yeni bölüm geldi okudunuz mu soruyorum...
Aldığım cevap ise, ben kitabını çok okumak istiyorum ama tamamlanmasını bekliyorum, oluyor... Arkadaşlar bitmiş kitabı birden okumak güzel ama... Bu yazarında çok vote görüp hevesle yazmasıda gerek... Biraz motivasyon gerek...
Aktif okuyan arkadaşlarımın hatırına yayınlıyorum bu bölümü... Yoksa votelerden memnun değilim 😔
10.bölüme özel hem uzun hem de sizleri şok edecek bir bölüm karşınızda... Lütfen emeğimi karşılıksız bırakmayın...
***
Yazarınız Keyifli Okumalar Diler...
***
Fakat bu iç sesini bölen tanıdık bir ses duydu. Biri... Çok iyi tanıdığını sandığı biri, adını zikretmişti. Eskiden kulaklarının duymayı en çok sevdiği sesti bu ses...
"Asiye..."
Emin olamıyordu. Duyduğu ses gerçekten ona mı aitti? Asiye içinden gelen dürtüyü durduramadı ve yavaşça döndü yüzünü sesin geldiği yöne doğru.
Evet oydu... Yıllarca duymamış, görmemişken şimdi karşısındaydı. Hem şaşkın hem meraklı bir tavırla ona doğru yaklaşıyordu. Ve yeniden adını zikretti.
"Asiye...?"
Genç kadın da tutamadı kendi... Bir zamanlar zikretmeyi en çok sevdiği ismi söyledi dudakları...
"Demir..."
***
"Asiye, sen ne yapıyorsun burada?" dedi Demir, Asiye'nin yanına biraz daha yaklaşarak, bir yandanda etrafını kolaçan ediyordu.
"Asıl senin ne işin var burada? Urfa'da?
S-Sen... Gitmemiş miydin?" dedi Asiye sesi titresede, dik ve güçlü durmaya çalışıyordu."Gittim... Unutmak istedim, uzaklaştım ama olmadı yapamadım... Seni... Bizi... Unutamadım geri geldim..." dedi adam ve boynunu bükerek baktı karşısındaki kadının gözlerine.
"Demir Ağa! Sen kimi kandırırsın!? Beni unutmak için mi evlendin!? Bizi unutmak için mi büyük şehirde karınla keyif yaptın!? Unutmasaydın lan! Unutmasaydın da... Benim gibi acı içinde bekleseydin! İnsan sevdiğini başka kadının koynunda unutmaya çalışır mı!?" dedi Asiye sinirle. Sesi yükselmişti fakat etraftaki kalabalıktan dolayı diğer seslere karışmış dikkat çekmemişti.
"Hata yaptım! Aptallık ettim! Ama bak olmadı gördüm. Karımdan ayrıldım, bıraktım onu, geri geldim... Sana geldim..."
"Törede ayrılma olmaz! Şimdi benim sinirlerimi daha fazla bozma çekil önümden! Evli... Barklı... Kadınım ben! Bozanların geliniyim ben!" dedi Asiye hem sert hem kibirli sesiyle.
"Asiye... Senin o sakatla ne işin olur? Duyunca çılgına döndüm! Ben, sen daha fazla mutsuz olma diye senin hayatından çıkmışken senin düştüğün şu duruma bak... Candar Ağa nasıl laik gördü o herifi sana..?"
"Ne varmış o herifte!? Biz kendimizi sana laik gördükte ne oldu!? İki zorlukta kaçtın gittin ananın eteğinin altına! Verdiler koynuna bir kız sustun oturdun yıllarca! Şimdi gelmen beni hiç alakadar etmez! Var geri git karının koynuna! Buradan sana ekmek çıkmaz!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HÜZN-Ü MASUMANE
Ficção GeralHüznün masumca, zalimce duyulanı olur mu demeyin... Olur... Kimi masumca içinde saklar hüznünü, kimi zalimce dışarı vurur! Hüzn-ü Masumane : Masumca Duyulan Hüzün *** Bir zihinsel engellinin eşsiz dünyasını keşif edip, bizde artık onun gibi Mavi'yi...