Kitabımı beğeniyorsanız lütfen desteklerinizi esirgemeyin... 🙏
Oylarınızı vermeyi ve sizi çok seven yazarınızı takip etmeyi unutmayın.. 🥰❤️
***
Yazarınız Keyifli Okumalar Diler... 🌸
***
Sabah olunca Mehmet ağanın adamının arabası ile konağa gelen Çiğlem bir nebze yaşadıklarından uzaklaştığı için mutluydu. Fakat içi hiç rahat değildi. Burada da oyununa devam edecek evlenmek isteyeceğini söyleyecekti. İşte bunu ablasının gözlerinin içine bakarak yapamazdı.
Ona gerçeği anlatsam mı anlatmasam mı diye düşünerek geldi konağın kapısına. Bir karara varamamıştı ki, karşısındaki kapı açılmış meraklı ve yaşlı gözlerle ablası kendisini bekliyordu.
Artık bir şey düşünmeden hemen çıktı arabadan ve ablasına koştu. Onu böyle tekerlekli sandalyede görmek yüreğini sızlatmıştı. Gözlerinin altı nasılda çökmüştü. O gün onu kaybettiğini düşünmüştü ama şimdi karşısındaydı elleri ellerindeydi... Çiğlem de dayanamadı ve ağlamaya başladı. İki kardeş kah ağladılar kah güldüler, koca günü diz dize geçirdiler. Çiğlem yeğenleriyle konuştu, kafasını iki de bir ablasının karnına dayayıp durdu. Bu anda annesi diğer kardeşleri hatta babası da olsa hep beraber gülüp mutlu olsak diye geçirdi kısa bir an yüreğinden. Sonra belki evlenirsem babam mutlu olur ve aramızdaki kötü olaylar unutulur diye düşünerek bir umut doğdu yüreğinde.. Ne çok isterdi tüm ailesi güler yüzlerle aynı sofrada bir araya gelsin.. Bunu başarabilir miydiki..?
***
Konakta herkes Çiğlem'in dönmesine sevinmişlerdi. Cihangir de Mehmet ağa da daha bir rahat, mutlu görünüyorlardı. Fakat Asiye Çiğlem'i görünce Cihangir'e verdiği söz de durması onun için daha da zorlaşmıştı. Bu düşünce adeta onu boğuluyordu. Ya Çiğlem onu evliliğine karşı çıkmayacağımı duysa kim bilir nasıl üzülür diye düşünüyor, istemsizce ağlıyordu. Buna nasıl tamam demişti, şimdi düşününce kendi bile şaşırıyordu.
Üzerini giyinen Cihangir'e baktı. Kendisini nasıl kandırmıştı. Ne anlatmıştı da Asiye tam demişti onu bile anımsayamıyordu. Ne ara başkasını dinler olmuştu... Bu işe acilen bir çözüm bulmalıydı.. Bir şeyler düşünmeliydi. Belki de kendisini direk değil de birilerini kullanarak bu işi halletmeliydi.
"Cihangir..."
"Efendim canım... Bu gece de mi Çiğlem ile yatmak istiyorsun yoksa..?" diyerek gülümsedi karısına.
"Yok.. Bu gece seninle yatacağım.. Üç gündür yalnız yatıyorsun. Bana alışmıştın, senin için zor olmuş olmalı.." dedi Asiye en nazik ses tonunu takınarak.
"İlk başta zordu ama bundan öncede sensiz çok yattım, alıştım şimdi. İlk geldiğinde de seninle yatmakta zorlanmıştım. Çoğu gece uyuyamıyordum..." dedi yine tebessüm ederek ve birazda utangaç bir tavırla Asiye'ye yaklaştı, yatağın kenarına oturdu.
"Neden söylemedin bana.. Ayrı yatardık.." diyerek birden ciddeleşti Asiye. Onu varlığıyla rahatsız etmek o zamanlar umrunda değildi fakat şimdi bu düşünce üzmüştü onu. Kırgınlığı yüzüne yansımış, bir hemen sarkmıştı alt dudağı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HÜZN-Ü MASUMANE
Ficción GeneralHüznün masumca, zalimce duyulanı olur mu demeyin... Olur... Kimi masumca içinde saklar hüznünü, kimi zalimce dışarı vurur! Hüzn-ü Masumane : Masumca Duyulan Hüzün *** Bir zihinsel engellinin eşsiz dünyasını keşif edip, bizde artık onun gibi Mavi'yi...