Aramıza yeni katılan arkadaşlarımız var. Vote verip kitabımıza destek oldukları için ve beni takip ettikleri için onlara çok teşekkür ediyorum... 🥰🥰🥰
Darısı diğer sessiz okurlarımın başına... 😅
***
Yazarınız Keyifli Okumalar Diler...
😎***
Asiye birkaç gündür ihmal ettiği ev ahalisiyle tüm gün beraber olmuştu. Kah mutfakta yemek yaptı, kah evin temizliğini... Dinlenme zamanlarında da Dilber anaya kahve yapıp sohbet etti. Büyükten küçüğe herkesle muhabbet etti, onların ihtiyaçlarını giderdi. Küçüklerle oyun oynayıp büyüklerle dertleşti. Kendini konağın ve Cihangir'in vazgeçilmezi haline getirmek için ilk önce sevenlerini arttırmalıydı. Bugün tüm enerjisini buna vermişti. Evlendiğinden beri bir türlü yakınlık kuramadığı Cihangir'in ablalarını da aramayı ihmal etmedi. İlk önce Rojda'yı arayıp bebeğini tebrik etti sonra Ahuşen'i arayıp hal hatır sordu. Cihangir'in uzakta olan babaannesini, ananesini ve dedelerini de arayıp hayırlı gelin rolü kesti. En son yorgunlukla kendini yatağa atmıştı ki aklına gelenlerle telefonunu yeniden eline aldı.
"Dayınla konuştun mu..? İhaleye girecek durumu var mıymış..?" yazıp yolladı Demir'e. Bir kaç dakika geçmeden dönüt mesajı geldi.
"Evet, bende senden haber bekliyordum. İhale hakkından bilmem gereken bazı şeyler var. Bir yerde oturup konuşalım." yazdı Demir. Asiye'nin buluşmayı kabul etmeyip kızacağını bilsede yinede yazmak istedi. Bu cümleyi okuyup zihninde buluştuklarını kısacık biran bile olsa düşlesin istedi. Kısacık bir an bu ihtimali düşünsün aklına onu, görünüşünü, sesini getirsin istedi. Yüzünde sinsi bir sırıtışla Asiye'nin tepkisini hayal etmeye başladı. Asiye'nin yüzünü düşündükçe o sinirlenen halini hayal edip kendi kendine gülmeye başladı. Tam kendini kaptırmıştı ki o beklediği küfür dolu mesajın geldiğini belli eden çınlama duyuldu odasında. Keyifle eline adı teli ve uzunca kendisine yazılmış olan küfürlü mesajını açtı yine sırıtarak.
Fakat beklediği uzun küfürlü mesaj yerine sadece tek bir kelime vardı...
Tek bir kelime... Ve bir nokta...
"Tamam."
Tamam demişti Asiye. Asiye Demir'e tamam demişti. Buluşalım demişti. Onunla buluşacaktı. Yüz yüze, göz göze olup konuşacaktı. Demir şok olmuş bir şekilde defalarca girdi çıktı mesaja. Acaba gözlerim görmek istediklerini mi görmeye başladı dedi ve odadaki ısız duvarlara arda arda kahkahalarını yolladı. "Galiba tatile çıkma vaktimiz yakın güzelim..." dedi kendi kendine ve eline telefonunu alarak heyecanla yazdı.
"Ne zaman..?"
"Yarın. Sarıoğlan parkında saat 3 te."
"Park mı..? Park kalabalık olur birileri bizi görebilir. Daha sessiz sakin bir yerde buluşalım." yazıp yolladı Demir.
"Hayır ! Orası olmazsa diğer hiç bir yere gelmem unut o zaman bu işi.!"
"Tamam orası olsun, hemen sinirlenme." diye yazdı Demir, fakat kalabalık olacak bir mekanda neden buluşmak istediğini bir türlü anlayamamıştı. Üstelik parkta onları tanıyan birilerinin çıkma olasılığı daha yüksekti. "Şöyle uzakta, dağda bayırda, sessiz tenha bir yerde görüşseydik ya güzelim... Boşuna başımıza iş alacağız..." dedi Demir yine kendi kendine.
Ardından parkın tenha olabilecek köşelerini düşünmeye başladı. 'Güvenlik kulübesinin arkasında elektrik paneli var, orada kimse olmaz. Belki orada buluşuruz', diye düşündü. Ardından yeniden Asiye'nin attığı tamam mesajına baktı. "Buluşacağız ya bu kadarı bile yeter..." diyerek sevinçle uzattı ayaklarını.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HÜZN-Ü MASUMANE
Ficção GeralHüznün masumca, zalimce duyulanı olur mu demeyin... Olur... Kimi masumca içinde saklar hüznünü, kimi zalimce dışarı vurur! Hüzn-ü Masumane : Masumca Duyulan Hüzün *** Bir zihinsel engellinin eşsiz dünyasını keşif edip, bizde artık onun gibi Mavi'yi...