2. Bölüm

366 81 1
                                    

Kesinlikle dünyanın en güzel şeyi uyku. Asla uyanmak istemiyorum. Tabi birde annem faktörü var. Uyanana kadar başımda kadın. Yarı uykulu yarı gözü açık kahvaltıya mutfağa geçtim. Annemin çenesi sofradada durmadı. Yeter be diyerek patladım , kalkıp masadan odama gittim. Yatağıma girip yattım , bir süre sonra içim geçmiş uyumuşum. Telefonun çalması ile uyandım.

Ben: efendim.
Can: merhaba. Musaitsen buluşalım mı diyecektim.
Ben: tamam olur. Bana adres sorduğun yerde bekle 15 dakikaya oradayım.
Can: tamam bekliyorum.

Kalkıp yatağımdan elimi yüzümü yıkadım. Önce spor çantamı ayarlayıp , üzerime birşeyler giydim. Çıkıyorum ben diye bağırarak çantamı alıp çıktım. Geç kalmayayım ayıp olmasın diye koşar adımlarla yürüdüm buluşacağımız yere. Karşıdan gördüm beni bekliyordu. Yanına gidip tokalaştım. Beraber cafeye doğru yürüdük. Yolda hiç konuşulmaması ilginçti. Cafeye oturduk ve ben bir sade kahve o da orta bir kahve soyledi. Muhabbete başladık. Muhabbetin ortasında " eşcinsel olduğunu , ailesinin bildiğini " anlattı. Buda bana çok ilginç geldi.

Ben: biz konuşmaya başlayalı yarım saat oluyor en fazla. Bana neden bunu anlatıyorsun ki ? Benden beklentin mi var ? Amaç ne şimdi algılayamadım.
Can: hiçbir amacım yok merak etme. Hoş çocuksun yalan söyleyemem fakat ben kendim gibi birisiyle arkadaşlık kurmak istiyorum.
Ben: pardon pardon pardon ! Benim gibi derken ? Ne demek istiyorsun ki sen ?
Can: anladın işte sende bizdensin. Hal ve hareketler , tavır ve edaların seni ele veriyor.

" Benim antremana yetişmem gerek sonra görüşürüz ". Diyerek kalktım. Salona gidene kadar içim içimi yedi. Gerçekten çok mu belli ediyordum. Ya beni herkes dışlarsa ? Soluk soluğa , kafamda bir ton soru ile antremana yetiştim. O kadar kötü bir antreman geçirdim ki ilk defa hocamın bu kadar sert tavrına mahruz kaldım. Soyunma odasına gidip giyinirken Emrenin beni dikkat ile izlediğini fark ettim ve hiçbirşey yokmuş gibi dışarıya çıkıp Emreyi bekledim. Emre dışarıya çıkınca kahve içelim mi diye sordum. Emre olur dedi ve cafeye doğru yürüdük. Kahvelerimizi söyledik.

Emre: benimle birşey konuşmak istiyordun ?
Ben: aslında konuşmak ile konuşmamak arasında gel git yaşıyorum.
Emre: biz arkadaş değil miyiz ? Benimle konuşmayacaksan kiminle konuşacaksın?
Ben: Emre bende bir farklılık görüyor musun ?
Emre: hayır. Nasıl yani ne görmem gerekiyor ki ?
Ben: ne bileyim sıradan insanlardan farklı mıyım ?
Emre: evet farklısın. Dürüstsün mesela , kişiliğin efendiliğin var yada ne bileyim kendi has bir tarzın var. Neden böyle bir soru sordun ki ?
Ben: öncelikle teşekkür ederim. Emre seninle birşey paylaşsam aramızda kalır mı ?
Emre: tabiki kalır saçmalama.
Ben: Emre ben erkeklerden hoşlanıyorum. Kadınlara karşı ilgim yok. Hani hep bana kız ayarlamaya çalışıyorsun ya bundan istemiyorum. Lütfen beni yargılama ..
Emre: Aras ben bunun farkındaydım. Ben sana belki düzelir düşüncesi ile kız ayarlamaya kalktım. Ne olursan ol benim arkadaşımsın. Her zaman yanındayım. Buarada kimselere söyleme herkes anlayışlı değil.
Ben: teşekkürler Emre diyerek sarıldım. Şey durumu ailem bilmiyor ama haberin olsun.
Emre: zaten bilmesinler Aras üniversiteye gittiğinde istediğin hayatı yaşarsın.
Ben: seninle konuşmak çok iyi geldi teşekkür ederim.
Emre: nedemek sacmalama biz arkadaşız. Benim hatun bekliyor ben kaçıyorum kanka.
Ben: tamam kanka.

Konuşma beklediğimden de iyi sonuçlandı. Emrenin daha büyük tepkiler vereceğini düşünüyordum. Bu güzel oldu. En azından bilen , dertlerimi anlayabileceğim birileri var ve bu çok güzel birşey. Hesabı ödeyerek yolda sallana ballana eve gittim. Üzerimdekileri banyoya atıp duşa girdim. Banyodan çıktıktan sonra , yemek hazırmış akşam yemeğini yedik. Yemekten sonra ben odama çekiliyorum deyince ;

Babam: bir yüzünü görmüyoruz. Ne var indanda bilmiyorum ki ?
Ben: baba. Burada oturup telefonla mesajlaşınca kızıyorsun. Benim kız arkadaşım var onunla konuşuyoruz.
Babam: iyi iyi ne taparsan yap.

Karşılık vermeden doğruca odama geçtim. Telefon ile oynarken Can mesaj attı. Polislikle ilgili sorun olduğunu ve izmire döneceğini yazmış. Hayırlısı olsun. İyi yolculuklar diyerek cevap verdim. Bugünkü konuşmamızla alakalı birşeyler yazmış. Artık konuşmak istemediğimi sırf yalnız olduğu için onunla oturduğumu ve artık rahatsız etmemesini rica ettim. Oda tamam dedi ve olay kapandı. Telefon ile oyun oynarken Emre aradı ;

Emre: kanka kızdan ayrıldım. Gel biraz gezip kafa dağıtalım , birer bira içelim.
Ben: kanka babama sorayım eğer sorun çıkartmazsa gelirim.
Emre: izin almaya çalış.
Ben tamam.

Odaya babamların yanına gittim. Baba nasılsın diyerek konuya girdim. Babam yine ne isteyeceksin ?

Ben: baba Emre kız arkadaşından ayrılmış , canı sıkkın biraz onunla dışarıya çıksam olur mu ?
Babam: pezevenk ayrıldıysa ayrıldı sana ne oluyor ?
Ben: baba şey benim kız arkadaşımın en yakın arkadaşı Emreninki hani bi konuşuruz düzeltiriz diye şey yaptık.
Babam: bok yiceksiniz. Tamam çık ama çok geç kalma aklım sende kalmasın. Sakın içmeye sıçmaya kalkma ne olacağını biliyorsun.
Ben: off baba sanki ben alkol kullanıyorum. Çok geç kalmam merak etme.

Odama geçip giyinirken Emreye kapının önüne gel hazırlanıyorum yazdım. Oda tamam demiş.

Ben çıkıyorum. Çok geç gelmem , merak etmeyin. Aşağıya indiğimde Emre beni bekliyormuş. Selamlaştık Emreyle. Emreye senin kızla benim kız arkadaş yardım isteyeceğiz benim kızdan diye izin aldım da çıktım. Haberin olsun. Tabii Emre patlattı kahkahayı. Senin kız mı ? Ne diyeyim amına koyayım ne diyeyim. Sonuç olarak yanındayım işte sen ona bak. Hadi bira alıp içelim dedi Emre. Ben teşekkür edip kola aldım. Oturduk parka içmeye başladı.

Ben: ne oldu oğlum anlatsana. Neden ayrıldınız ?
Emre: kanka ben sevemedim o kızı. Saçma sapan birşeyleri bahane ederek ayrıldım. Şuan oturup içiyorsam hani birşeyleri örtmek için. Sen üzülmedin tarzı söylemlerle karşılaşmayayayım diyerek.
Ben: nasıl manyaksın oğlum , istemiyorsan olmiyor der bitirirsin. Bu kadar dalavereye ne gerek var ?
Emre: ben ne yaptığımı biliyorum boşver.
Ben: başka birisine mi ilgi duymaya başladın.
Emre: evet. Zaten bu kız girmeden bile ona ilgi duyuyordum. Ona açılamam , çünkü çok farklı bir durum bu.
Ben: nasıl yani ?
Emre: zamanı gelince anlatırım. Beni siktir et oğlum. Senin sevdiğin yok mu ? O kadar kızı reddettin.
Ben: yok hayatımda birisi. Aşıkta olmadım açıkçası.
Emre: nasıl yani ? Cidden yok mu ? Peki hayatına birini almayı düşünmüyor musun ?
Ben: evet cidden yok. Bilmiyorum tabikide almak isterim ama biraz zaman gerekiyor.
Emre: hmm. Anladım.
Ben: kendini bana inandırmalı açıkçası. Ona güvenmeliyim.
Emre: haklısın.

Muhabbete devam ettik. Emre bir yandan içiyor , bir yandan anlatıyordu. Derken yavaş yavaş saat gelmeye başladı. Evdekiler geç kalma demişti. Emreye kalkalım dedim. Beraber yavaş yavaş yürümeye başladık. Alkolün vermiş olduğu etki ilede Emrenin çenesi susmadı. Beni eve bıraktı ve iyi geceler deyip gitti. Sadece arkasından bakakaldım. Eve çıkıp evdekilere gözüktüm. Direk odama geçtim. Üzerimi değiştirip bir sigara yaktım. Kendi kendime konuşmalara daldım.

Ya gerçekten benim neden bir sevgilim yok ? Çok mu çirkinim ? Yoksa kötü birisi miyim ? Problem ne ? Acaba üniversiteye gidebilecek miyim ? Oradakiler anlayışlı mı ? Peki orada bir sevgilim olabilir mi ? Çok istediğim sevgilimle aynı evde kalma hayali gerçekleşir mi ? Offf bunların hepsi zamana bağlı.  Biraz uyuyup dinlenmeliyim. Kafam yeterince karışık ve yorgunum. Daha fazlasını beklememeliyim kendimden. Işığı kapatıp müziği açtım. Yatakta uzanıp hayal kurarak uyudum.

Gay'et BeyfendiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin