Sabahın körü ya , yapmayacağım kahvaltı falan ! Anne gider misin lütfen tepemden.
Annem: ben kahvaltı için uyandırmıyorum ki, Emre geldi ondan kaldırıyorum seni.
Ben: Emre mi ? Sabahın köründe.Annem odamdan çıktı. Yarı uykulu bir şekilde giyindim. Salona Emrenin yanına gittim.
Ben: oğlum sen manyak mısın ? Sabahın köründe ne işin var ?
Emre: hazırlan hadi bir sürü işimiz var. Dört yere burs başvurusu yapacağız , sonra kahvaltı yaparız daha sonra bir kaç yere daha bakınıp antremana gideriz.
Ben: bunların hepsini sabahın köründe yapmak zorunda mıyız ?
Emre: evet zorundayız. Burslarda kontejan diye durum var dolmadan gidip başvurumuzu yapalım.
Ben: tamam tamam. Lafta yetmiyor sana.Odama geçip ona göre düzgün giyindim. Spor çantamı hazırladım , anneme " görüşürüz " dedim ve çıktık yola. Önce bir fabrikaya gidip başvurumuzu yaptık. oradan çıktıktan sonra bir devlet kurumuna gidip başvurumuzu yaptık.
Ben: Emre babamın yanına uğrayalım.
Emre: tamam.
Emreyle beraber babamın yanına gittik. Baba bana biraz para verir misin ? Emreyle kahvaltı yapacağız ufak tefek bir şeyler bakınıp dolaşacağız. Babamdan parayı alıp Emre ile kahvaltı yapmaya gittik. Kahvaltımızı yaptıktan sonra , internet cafeye gidip dört tane Emre , 4 tane ben başvuru çıktısı aldık. Cafeden çıkıp beraber gidip verilmesi gereken yerlere başvurularımızı bıraktık. İşimiz bitti.
Emre: hadi gel kahve ısmarlayayım sana.
Ben: olur , hadi gidelim.
Beraber cafeye gidip kahve içtik. Antremana daha var diyerek tavla attık. her zaman ki gibi ben kazandım.
Ben: Emre ben açıktım. Hadi birşeyler yiyelim , antreman saatine kadar.
Emre: bende açıktım. hadi yiyelim.
Beraber pizza yemeye gittik. Yemeğimizi yedikten sonra hesabı ödeyip çarşıya çıktık. Uygun fiyata kılık kıyafet baktık. Kendime eşofman takımı aldım. Emrede kendine iki tane eşofman altı bir tanede sweat t shirt aldı. Mağazalara bakınırken antreman saatinin geldiğini fark ettik. Koşar adımlarla salona gidip soyunma odasında soyunup antreman kıyafetlerini giymeye başladık. Ben giyinirken Emrenin bana dikkatli bakması gözümden kaçmadı. Fakat antremana geç kalmamak için apar topar salona geçtik. Güzel bir antremandı. Hocam antreman sonu Emre ile beni odasına çağırdı. Emre ile apar topar giyinip hocanın yanına gittik.
Hocam: Beyler , Sizin için bir takım buldum. İzmire gittiğinizde direk kulube gidip benim yolladığımı söyleyeceksiniz onlarla antremana başlayacaksınız. Beni mahçup etmeyeceğinizi biliyorum. ikinizede şimdiden başarılar dilerim. Sizleri çok çok iyi yerlerde görmek isterim. Emre senin gibi bir smaçör çok zor yetişir kendinin , oyunun , sıçramanın hakkını ver. Gideceğin kulüpte ilk altıda yerin hazır. Sana gelince Aras , sen benim bugune kadar yetiştirmiş olduğum en iyi pasör çaprazısın. Harika sıçraman oyunu okuman gerekli yerlerde oyunu basitleştirmen herşeyin ile çok iyisin. Seninde ilk altıda yerin hazır. Sadece azimle çalışın. İkinizde bu sezonun sonunda o kulüpte değil daha üst seviyedeki takımlara gidersiniz. Sadece çalışın. (bize sarılarak) Başarılar aslanlarım.
Ben: teşekkür ederim hocam diyerek elini öptüm.
Emre: teşekkür ederim hocam diyerek elini öptü.
Emrede bende çok mutlu şekilde salondan ayrılıp eve doğru gelirken cafenin birisinde Emrenin babası ile benim babamı otururken gördük.
Ben: Sence ne konuşuyorlar ?
Emre: tabi ki ev işini konuşuyorlardır.
Ben: yanlarına gidelim mi ?
Emre: bence gitmeyelim. Yanlarından geçerken biz eve gidiyoruz deyip seslenelim sadece.
Ben: olur , tamam daha mantıklı.
Beraber yürümeye başladık. Cafenin önünden geçerken baba diye ikimizde seslendik. Biz eve kaçıyoruz dedik. Emrenin babası bizi çağırdı. Cafeye gidip oturduk. Hepimiz birer çay söyledik ve merakla babalarımıza bakıyorduk.
Emrenin babası: Çarşamba günü izmire gidiyoruz. Sizi okula kayıt yaptıracağız oradan hem izmiri gezip hem size ev bakacağız çarşamba sabah beşte uyanıp bizim araba ile gideceğiz.
Babam: istediğiniz oldu. Beraber ev tutacağız size. Fakat taşkınlık o , bu istemem. eve karı kız atmaymış oymuş buymuş kafanızı kırarım. Baştan söyleyeyim.
Emre: merak etmeyin siz taşkınlık yapmayız. Oleyyyyy ! yaşasın Aras beraber kalıyoruz. (sarıldık)
Ben: babacım merak etme. Biz iyi arkadaşız oradada sorun olmayacak. Oleyyyy beeee ! Emre beraber ev tutyoruz yaşasın. (sarıldık)
Çaylarımızı hep beraber keyifli bir şekilde yudumladıktan sonra babam hesapları ödedi. Babalarımızla eve gideceğimizi düşünürken hadi bakalım işimiz var deyip mağaza mağaza kılık kıyafet bakmaya gittik. Montlar , ayakkabılar , kotlar , kazaklar falan filan derken ellerimiz doldu. Sadece eşofman takımları kaldı dedi babam. Onları Emre ile biz aldık zaten dedim. Yeterli mi onlar alalım başka diye sordu. Baba evden kaçmıyorum , yeter bunlar evdede kıyafetlerim var. Tamam ozaman Emre oğlum senin birşeye ihtiyacın var mı , kaldı mı alınacak birşey ? Emre yok kalmadı. deyince babam hadi bize gidiyoruz hep beraber anneleriniz bizim evde hazırlık yapıp akşam yemeğini ayarladılar. Hadi hep beraber yemeğe deyip eve doğru yürümeye başladık. Emre ile benim yüzümdeki mutluluk ifadesi kimsede yoktu. Mal mal gülüp birbirimize şakalar yapıyorduk. Babamlara siz gidin biz geliyoruz dedim. Babam nereye daha gitmeden geç geliyonuz eve diye çene yapmaya başladı biz güldük. Emre ile beraber gidip tatlı alıp eve öyle geçtik. Eve gittiğimizde eşyaları kenara bıraktık yemeğimizi yedik. Emreye kaş göz işareti ile mutfağa çağırıp tatlıyı hazırladık. herkese ikram ettik. Babam büyümüşte tatlı alıyormuş keratalar diyerek bizi sevdi. Sofrayı toplamayı annmlere yardım edip babamlarla aldığımız kıyafetleri annemlere gösterdik. Annemler çok beğendiler valiz ayarlamak gerek diye bir başladılar ki ooooo o muhabbet çok uzun sürdü. Emreler saat geç oldu artık diyerek gidelim dediler. Emreleri yolladık. Eşyalarımı benim odaya götürdüm otutup facebook ınstagram falan takıldım. Emre ile biraz yazışıp müziği açıp bir sigara içtim. Daha sonra yatakta hayaller kurup çoğu zaman işin içinden çıkamayıp yatakta döne döne uyuyakaldım.