28. bölüm

674 36 23
                                    

  Düğün güzel bir şekilde ilerliyordu kaleliler bir masayı doldurmuştu düğün çok ferah ve büyük bir mekanda oluyordu çocuklar dışarda oyun oynuyorlardı asiyeyle mustafa aynı soğukluktaydı
    Mustafa tahir murat fatih ve ali horon tepmeye kalktığında asiye nefes nazar ve berrakta masada saniye hanımla didişiyorlardı horon bittiğinde damatla dalga geçmeye başladılar dalga geçe geçe masaya ilerliyorlardı
  - yandın oğlum sen hayatun bitti diye dalga geçiyorlarken birden murat bir kıza çarptı ve göz göze yaklaşık beş saniye bakıp gülümseyip "pardon" dedi
    Asiye bunu fark edince iğneli bir şekilde nazara
   Asiye: nazaarr bu dikkat et bu murata kızun ağzuna düşeydi az kalsun
   Nazar: ben bi düşürücem onu kalkamayacak asiye abla
  Asiye:kolay gelsun sağa o zaman
       Nazar bir hışımla muratın yanına gidip kolundan çekti ve azarlamaya başladı
   Mustafa da gelip asiyenin yanına oturdu düğün yavaş yavaş bitiyordu
     Yiğitle balım oynamayı bırakıp anne babalarının yanına geldiler
   Balım: anne benim uykum çok geldi hadi gidelim lütfen
   Asiye: tamam kızum birazdan gidecuk sen gel benum kucağuma
    Balım asiyenin yanına gidip kucağına oturdu asiyenin yanağına bir öpücük kondurdu ve kafasını asiyenin boynuna dayadı ve orada uyuyakaldı
.................................................................
   Düğün bitmişti balım asiyenin kucağında uyuyordu ve gitmek için herkes masadan kalkıştı mustafa asiyenin balımdan dolayı kalkamadığını fark edince asiyenin kollarından balımı almak için tam eğiliyordu asiyede kalkıyordu ve kafaları tokuştu asiye canı yanıyor biçimde yerine geri oturup bir elinde kafasını tuttu
   Asiye: ya mıstafa napaysın canumi yaktun
  Mustafa: ben mu yaptum kalkmasaydun hem nasul kafan var senun öyle ya
  Asiye: öyle mi mıstafa bey
  Mustafa:öyle asiye hanum öyle
       Asiyenin istemsizce yüzünü bir gülümseme kapladı balım asiyeyle mustafanın sesine uyanmıştı
   Balım: anne baba ne oldu ya uyuyorum
  Asiye:yok bişu kizum öküz babanun normal halleru
  Mustafa: yavass öküz möküz gel bakayım sen bağa kizum hayde yürüyün
     Mustafa asiyenin kucağından balımı aldıktan sonra arabaya bindiler ve eve vardılar herkes çok yorulmuştu ve hemen odalarına çekildiler
   Mustafayla asiye uyumamıştı ikiside üstlerini değiştikten sonra yatağa yattılar birbirlerine arkaları dönüktü mustafa derin bir iç çektikten sonra söze girdi
  Mustafa:asiye biz trabzona dönünce benum şehur dişuna çikmam gerekecek haberun olsun
     Asiye bunu duyunca yatar vaziyetten oturur vaziyete geçip
  Asiye: nedenmiş o
  Mustafa:iş içun da kızum
  Asiye:ne kadar duracasun
  Mustafa: bilmiyrım işum ne zaman biterse
Asiye: iyi tamam sen gitmezdun böyle ama hayirlisu
     Dedikten sonra tekrarfan yattı ve uykuya daldı mustafa asiyenin uyumasını beklemişti uyuduğundan emin olduktan sonra asiyeye yanaşıp kokusunu içine çekti ve alnına bir öpücük kondurdu sonra oda uykuya daldı sabah herkes kahvaltı sofrasında kahvaltı yapıyorlardı masadaki sessizliği tahir bozup söze girdi
  Tahir:size kötü bir haberum var trabzona bugün döneyruz
  Nefes: neden tahir
  Tahir: şirketten dolayı
  Asiye: ula bizum şirkete noliyi mustafa da trabzona dönünce iş içun şehur dişuna çikacakmış
  Tahir biraz düşündükten sonra
  Tahir: evet yengem evet biraz karişuk işler bu ara ....

Bir Karadeniz SevdasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin