Düğün güzel bir şekilde ilerliyordu kaleliler bir masayı doldurmuştu düğün çok ferah ve büyük bir mekanda oluyordu çocuklar dışarda oyun oynuyorlardı asiyeyle mustafa aynı soğukluktaydı
Mustafa tahir murat fatih ve ali horon tepmeye kalktığında asiye nefes nazar ve berrakta masada saniye hanımla didişiyorlardı horon bittiğinde damatla dalga geçmeye başladılar dalga geçe geçe masaya ilerliyorlardı
- yandın oğlum sen hayatun bitti diye dalga geçiyorlarken birden murat bir kıza çarptı ve göz göze yaklaşık beş saniye bakıp gülümseyip "pardon" dedi
Asiye bunu fark edince iğneli bir şekilde nazara
Asiye: nazaarr bu dikkat et bu murata kızun ağzuna düşeydi az kalsun
Nazar: ben bi düşürücem onu kalkamayacak asiye abla
Asiye:kolay gelsun sağa o zaman
Nazar bir hışımla muratın yanına gidip kolundan çekti ve azarlamaya başladı
Mustafa da gelip asiyenin yanına oturdu düğün yavaş yavaş bitiyordu
Yiğitle balım oynamayı bırakıp anne babalarının yanına geldiler
Balım: anne benim uykum çok geldi hadi gidelim lütfen
Asiye: tamam kızum birazdan gidecuk sen gel benum kucağuma
Balım asiyenin yanına gidip kucağına oturdu asiyenin yanağına bir öpücük kondurdu ve kafasını asiyenin boynuna dayadı ve orada uyuyakaldı
.................................................................
Düğün bitmişti balım asiyenin kucağında uyuyordu ve gitmek için herkes masadan kalkıştı mustafa asiyenin balımdan dolayı kalkamadığını fark edince asiyenin kollarından balımı almak için tam eğiliyordu asiyede kalkıyordu ve kafaları tokuştu asiye canı yanıyor biçimde yerine geri oturup bir elinde kafasını tuttu
Asiye: ya mıstafa napaysın canumi yaktun
Mustafa: ben mu yaptum kalkmasaydun hem nasul kafan var senun öyle ya
Asiye: öyle mi mıstafa bey
Mustafa:öyle asiye hanum öyle
Asiyenin istemsizce yüzünü bir gülümseme kapladı balım asiyeyle mustafanın sesine uyanmıştı
Balım: anne baba ne oldu ya uyuyorum
Asiye:yok bişu kizum öküz babanun normal halleru
Mustafa: yavass öküz möküz gel bakayım sen bağa kizum hayde yürüyün
Mustafa asiyenin kucağından balımı aldıktan sonra arabaya bindiler ve eve vardılar herkes çok yorulmuştu ve hemen odalarına çekildiler
Mustafayla asiye uyumamıştı ikiside üstlerini değiştikten sonra yatağa yattılar birbirlerine arkaları dönüktü mustafa derin bir iç çektikten sonra söze girdi
Mustafa:asiye biz trabzona dönünce benum şehur dişuna çikmam gerekecek haberun olsun
Asiye bunu duyunca yatar vaziyetten oturur vaziyete geçip
Asiye: nedenmiş o
Mustafa:iş içun da kızum
Asiye:ne kadar duracasun
Mustafa: bilmiyrım işum ne zaman biterse
Asiye: iyi tamam sen gitmezdun böyle ama hayirlisu
Dedikten sonra tekrarfan yattı ve uykuya daldı mustafa asiyenin uyumasını beklemişti uyuduğundan emin olduktan sonra asiyeye yanaşıp kokusunu içine çekti ve alnına bir öpücük kondurdu sonra oda uykuya daldı sabah herkes kahvaltı sofrasında kahvaltı yapıyorlardı masadaki sessizliği tahir bozup söze girdi
Tahir:size kötü bir haberum var trabzona bugün döneyruz
Nefes: neden tahir
Tahir: şirketten dolayı
Asiye: ula bizum şirkete noliyi mustafa da trabzona dönünce iş içun şehur dişuna çikacakmış
Tahir biraz düşündükten sonra
Tahir: evet yengem evet biraz karişuk işler bu ara ....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Karadeniz Sevdası
أدب الهواةKaradeniz'in hırçın kızı asiye canından çok sevdiği kanını canını Mustafasını affedememiş geçici olarak osman hocanın evine yerleşmişti balım okula oradan gelip gidiyordu mustafa her gece asiyenin kapısına gelip yalvarıyordu ama asiye kapıya bile çı...