Bir Karadeniz Sevdası

37.bölüm

     Bilseydum halimizude yok mi? 
     Derdum güzele
     Bilseydum halimizude yok mi?
     Derdum güzele
     Derdun nerden gelduğuni anlamazmış sevmeyen
     Derdun nerden gelduğuni anlamazmış sevmeyen
     Bilseydum karanluğuda söndürmezdum sobamı
     Bilseydum karanluğuda
Söndürmezdum sobamı
     Ateş yanar üfleyunce
Bilmem neden mum söner
     Ateş yanar üfleyunce
Bilmem neden mum söner

     2 hafta geçmişti mustafanın asiyesi tam 2 haftadır ne sesini duymuştu ne baktığında kaybolan gözlerine bakmıştı ne de kokusunu konakta otururken bu akşam asiyeye bu  türküyü söylemesini istediler oda istemesede söyledi çünkü mustafayla asiye evlenmeden önceden beri bu türküyü beraber söylüyorlardı ama şimdi tel söylemesi asiyeye çok koymuştu
    Asiye 2 haftadır neredeyse hiç yatak odasından dışarı çıkmıyordu yanakları al al olmuştu beti benzi atmıştı canı hiç bir şey yemek istemiyordu ara sırada midesi bulanıyordu
      Türküyü bitirdikten sonra balımı yukarı yatırmaya çıktı tarihin kaç olduğunu unuttu tarihe bakmasıyla dünyalar başına yıkıldı 4 gün sonra mahkeme vardı...
     Balımla birlikte yatak odalarında yattılar balımı koynuna aldı balım annesinin huzurlu kollarında derin bir uykuya daldı asiye hala mahkeme gününü düşünüyordu bu adamı hala seviyordu ayrılamıyordu ama asiye asiyeyse böyle bir şeyi affedemezdi o yüzden gözünden akan yaşları sildi ve kızına daha sıkı bir şekilde sarılarak uykuya daldı
      Mustafadan
 
   Mahkemeye dört gün kaldı ve ben hala  burada hiç bir şey bulamadım bırakın oteli hangi şehirde yaşadığını bile bulamadım zaten asiyeyle balımın hasretinden öldüm şimdi temelli kaybediyordum canımdan çok sevdiğim kadını ama dönmem gerekiyordu o yüzden yarın batuma sonraki günde trabzona geçeğiz en azından asiyeyi orada vazgeçirmeye çalışırım
    
     Yazardan

Mustafa çok çaresizdi sevdiği kadını göz göre göre kaybedecekti böyle bir şey olamazdı yaşayamazdı nefes alamazdı bu düşünceler aklından geçince gözlerinden yaşlar akmaya başladı
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
  Güneş doğmuş çoktan sabah olmuştu asiye balımla huzurlu bir sabaha uyanmıştı evdeki herkeste aynı şekilde uyanmıştı kahvaltı hazırladıktan sonra kahvaltı masasına oturdu asiyenin yine keyfi yoktu canı hiç bir şey istemiyordu herkes sandelyesinde yerini aldı kahvaltı yaparlarken asiyenin birden midesi bulandı ve lavaboya gitti elini yüzünü yıkadı rahatladı içeri gelip
   Asiye: biraz rahatsuzum galiba canum  bişu istemiy siz yiyun ben yatayrum
  Nefes: abla iyimisin
  Asiye: iyiyum kuzum biraz dinlenursem geçer merak etma sen
     Asiye odaya çıkıp önce sıcak bir duş aldı duştan çıktıktan sonra üstüni giyindi makyaj aynasının karşısına oturdu eli şifonyerin üstünde duran tarağa gitti biraz tarak elinde durdu tarağı biraz okşadı aklına mustafanın saçlarını taradığı zaman gelmişti gözleri doldu keşke şurdan çıkıp gelseydi dünyanın en mutlu insanı olurdu telefonun çalmasıyla bu düşüncelerinden arındı
    Asiye: alo ...