Sessizlik tam olarak neydi?
Hiçbir ses duymamak mıydı yoksa karanlıktaki o cızırtı mıydı? Odadaki saatin tik tak seslerini duymama rağmen sessiz bir ortamdaydım diyebilirim. Nerede olduğumu bilmiyorum çünkü gözlerimi açamıyordum ve zorlamaya hiç niyetim de yoktu.
İhtimaller doğrultusunda ya Jungkook bulmuştu beni ya da yardımsever bir insan halime acıyıp almıştı evine.
Odada duyduğum ayak seslerine bile açamadım gözlerimi.
Burnuma dolan parfüm kokusu beni kendime getirmeye yetmemişti ancak iyi hissettirmişti.
Birden yanağımda bir el hissettim.
Sıcacık bir el.
Okşadı narince yanağımı, tüy kadar hafifçe bir el.
Hissetmemem için değdiriyordu parmaklarını ama uyanıktım ve hissediyordum.
"Güzelim, yine döndün bana. Benden kaçamazsın Taehyung, bana sığınmayı denemelisin. Özür dilerim güzelim, seni korkuttuğum için."
Anlamadığım şekilde göğüs kafesimin içindeki o organ göğsümü delecek kadar hızlı kan pompalıyordu.
Heyecanlanmıştım ama ben heyecanlanmak istemiyordum ki!
Özür dilemişti benden bu pezevenk Jungkook.
Aslına bakarsanız, o kadar da pezevenk değildi bir an için.
Kalpsiz birisi değildi en azından bunu anlamıştım. Kalpsiz olmayışı ondan nefret edişimi engellemiyordu.
Demek Jungkook bulmuştu beni, demek o almıştı.
Eli yanağımdan uzaklaştı ve bir kaç adım sesi duydum.
Odadan gittiğini sanıyordum ki konuştu.
"Uyanık olduğunu biliyorum, rol yapamıyorsun hadi duşa falan gir hazırlan ve gel içeriye."
Gözlerim fal taşı gibi açılmıştı duyduklarımla.
Odadan çıktığında yerimde doğruldum.
Yatak yumuşaktı ve normal bir odadaydım.
Duvarları bembeyazdı ve içerideki mobilyalar da gri-siyah renkleriyle bezenmişti. Odanın genel ton renkleri olarak siyah, beyaz ve gri renkleri kapsıyordu.
Odanın kime ait olduğunu çözememiştim ama değişik bir aurası vardı ve beni boğuyordu. Umarım burada kalmamı istemezdi çünkü içim daralıyordu.
Yataktan kalktım ve banyo olduğunu tahmin ettiğim yere gittim kapımı kilitleyip soyunmaya başladım.
Tamamen kıyafetlerimden kurtulduğumda aynaya döndüm ve bedenimi incelemeye başladım.
Sol kaşımın üzeri kabuk tutmuştu.
Acıdığını hatırladığım koluma baktığımda morarmış olduğunu gördüm.
Sırtım da acıyordu arkamı döndüm kafamı çevirdim ve aynaya baktım.
Morarıklarla doluydu sırtım da, sanırım üzerine yatmak zorunda kaldığım taşlar beni bu hale getirmişti.
Dizlerimden bahsetmek istemesem de dizlerim de çürükler ve kabuk tutmaya başlayan yaralarla doluydu.
Değişik bir şekilde ellerimde çamur yoktu ve pantalonumda d-
Üzerimden çıkarttığım pantalon benim pantalonum değildi.
Birisi üzerimi değiştirmişti ve ben hatırlamıyordum. Bunları Jimin'e sormayı aklıma koyup duşa girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
rainism'taekook
FanfictionKaçırdığı deneği kendisi kullanacaktı, tabi aşık olmasaydı.