Kucağımdaki Jimin ağırlığını tamamen bana vermişti ve cidden ne ara bu kadar kilo almıştı bu?
Dün akşam sabaha kadar Joon'un adamlarının telefonlarını ele geçirmiş ve şirketlerine girebilmek için kodlar yazıp durmuştu. Başarılı olduğu zamanlarda bir bardak su içmeye giderek kendini ödüllendiriyordu.
Göz altları uykusuzluğunu belli etmek ister gibi morarmıştı ve şişmişti. Kıyamıyordum ona çünkü gerçekten çok uğraşıyordu.
Yoongi kimi zaman onunla kalsa da bu aralar kendisi tek başına yapıyordu ve Youngjae'nin uyuması için ettiği tehditleri umursamıyordu.
Yukarı odasına giderken biraz kıpırdanmış ve ağzını şapırdatmıştı.
Onu yatağına yatırdığımda üzerini ince bir örtüyle beline kadar örttüm. Saçına küçük bir öpücük kondurup sessizce dışarı çıktım ve Youngjae ile burun buruna geldim.
"Ah, korktum." Elimi kalbime koyarak ve fısıldayarak söylediğim şeye karşılık kıkırdamıştı.
O sırada çalan telefonuma doğru yürümeye başlamıştım ve arkamdan gelmişti.
"Efendim Seokjin?"
"Seni özledim."
Haklıydı, ben de onu özlemiştim ve Jungkook'a söylemeyi unutmuştum.
Biraz konuşup hasret giderdikten sonra ona verdiğim söz ile konuşmayı bitirmiştik.
Youngjae yatağıma oturmuş dudaklarını büzüp dururken telefonu komidine bırakmıştım. "Jungkook buna izin verir mi?"
Verirdi, yani bence vermeliydi.
Jungkook bugün merkeze gitmişti, biraz işi olduğunu söyleyip gitmişti ve ne olduğunu bilmiyordum. Daha doğrusu kimse bilmiyordu.
Kendi başına buyruk işler yapmayı seviyordu ancak ben başına bir şey gelir diye korkuyordum.
Onu seviyor olmam ya da sevgili oluşumuz onun pezevenk olduğu gerçeğini değiştirmiyordu. Cidden öyleydi.
Öğlen saatlerinde gittiğini varsayarsak birazdan burada olurdu. Akşama geleceğini Hoseok'a söylemiş ve biz de Hoseok'u sıkıştırarak öğrenmiştik.
Sanırım Jimin ve Yoongi de küsmüştüler, sebebi barizdi aslında. Yoongi'nin boynundaki morluklar.
Jimin her ne kadar hoşlanmıyorum dese de Yoongi'den hoşlanıyordu yani bunu anlayabiliyodum ve Yoongi de aynı şekildeydi. Sürekli birileriyle birlikte oluyordu çünkü cinsel hayatını ancak bu şekilde devam ettirebiliyordu.
Youngjae sıkıldığını söyleyerek Hoseok'un odasına film izlemek için gitmişti ve dakikalar sonra Yoongi ile Hoseok'un film keyfinin içine edip filmi yeniden başlattırmıştı.
Bunları biliyordum ve gerçekten eğlenceliydi. Güçlerime alışmıştım ve artık kontrol edebiliyordum, bazı istisnalar olsa da.
Şakaklarımı ovarak aşağıya indim ve mutfakta bal yemeye çalışan, sıkı kalçalara sahip olan onu gördüm. Gelmişti.
Gülümseyerek yanına gittim ve arkasından sarıldım. Boynuna bir iki küçük öpücük bıraktığımda arkasına döndü ve öpücüklerimi dudağına istediğini dudaklarını büzerek anlattı.
Dudaklarını öptüğümde dudaklarının üzerindeki bal ağzıma gelmişti ve zaten güzel olan dudaklarının tadı daha da güzel ouvermişti. Elindeki kaşığı tezgaha atıp yanaklarımı tuttu ve alt dudağımı ağzı içinde yuvarlamaya başladı.
Ben onun üst dudağını kavrarken o da alt dudağımla uğraşıyordu. Dilimi ağzının içine itirdiğimde önce dilimi emdi, sonra da biraz ısırdı. Acının ve aldığım hoş zevkin anlık heyecanıyla ağzına inledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
rainism'taekook
FanfictionKaçırdığı deneği kendisi kullanacaktı, tabi aşık olmasaydı.