rainism'taekook

click18

Beni duştan çıkartan Jungkook'a sarılmış vaziyetteydim, başım ağrıyordu ve biraz da olsa alkolün etkisinden çıkmıştım.

Ağzımı şapırdatıp duruyordum ve kahve içmek istemiyordum, ben sadece Jungkook'un dudaklarını içmek istiyordum fakat o bana kahve yapacağından bahsediyordu. "İstemiyorum."

"Olmaz, kahve içeceksin."

Beni otoriter bir sesle reddettiğinde dudaklarımı büzdüm ve yatağa oturdum.

Çekmeceleri açtıktan sonra iç çamaşırı çıkartttı ve gardobuna yönelip kendine ait bir kazak çıkarttı.

Kazağın renki bordoydu ve çok uzundu, bir tunik gibiydi.

Yere eğilip iç çamaşırını bacaklarımdan geçirdi ve sonra da elimden tutup beni ayağa kaldırdı. İç çamaşırını kalçalarımdan da geçirdiğinde bornozu tamamen üzerimden çıkarttı ve üzerine bordo kazağı geçirip ellerimizi birleştirdi.

Mutfağa gittiğimizde Jimin Yoongi'nin omzuna elini atmış yürüyerek odasına gitmeye çalışıyordu.

Mutfak masasına geldiğimde Jungkook elimi bırakıp kahve yapmaya başlamıştı.

"Jungkook, ben karar verdim artık hep sarhoş olmak istiyorum."

Kıkırdamış ve ciddi ciddi söylediğim şeyi dalgaya almıştı. "Nedenmiş o?"

"Çünkü sarhoşken bilmek istemediğim şeyleri kendiliğinden bilmiyorum."

Mırıldanmış ve anladığını belirtmişti. "Hala zorlanıyor musun onu kontrol ederken?"

Kafamı sallamış ve ellerimi yanaklarıma koymuştum.

Kahveyi önüme koyduğunda yan sandalyeme oturmuştu.

"Öğreneceksin bir tanem. Her ne kadar bu güçlere her zaman sahip olsan da öğreneceksin. Tıpkı Youngjae gibi."

Kahvemden bir yudum alırken tane tane konuşmuştu. "Youngjae bunu da mı kontrol edebiliyor?"

Kafasını sallamıştı. Demek ki Youngjae bizim seviştiğimizi bilmiyordu o yüzden öyle davranmıştı.

Derin bir nefes aldım ve kahve bardağıma tırnağımı değdirip sesler çıkartmaya başladım.

"Yarın bir göreve daha gideceğiz Taehyung."

Şaşırmış ve gözlerimi pörtletmiştim. Ben sormadan o anlatmaya başlamıştı.

"Jimin de gelecek ve ben sistemin çökmesi için Jimin'e gerekli bilgileri vermek zorundayım. Sen de bu sırada istediğim bir şeyi arayacaksın. Özel bir otele gideceğiz."

Kafamı salladım. Ne arayacağım pek önemli değildi, bulsam yeterdi.

*

Güne Jungkook'a sarılır biçimde uyanarak başlamak gibisi yoktu. Biraz onu izlemiş ve sonra da öpücüklerimle onu uyandırmıştım.

Jungkook bize hap verip kahvaltıyla uğraşmamamızı söylemişti ama Hoseok güzel bir kahvaltı etmek istediğini söyleyip reddettiğinde hepimiz onaylamıştık. Jungkook da karşı çıkamamış ve uymak zorunda kalmıştı.

Şimdi de Youngjae ile Yoongi kahvaltıyı toparlayıp bulaşıkları makinaya yerleştirmekle uğraşıyorlardu. Ben de Jungkook'un benim için seçtiği kıyafetleri giymiş içeride telefonumla uğraşıyordum.

"Jungkook."

Merdivenlerden inerken ona seslenmiştim.

"Efendim bebeğim?"