Jungkook
Gözlerim kapalıydı, kafamı oturduğum koltukta geri yaslamış, dudaklarımı dişliyordum. Zor bir karardı bu ve onunla birlikte birçok kişinin hayatını da etkileyecek bir karardı. Onu engellemek istiyordum ama bu mümkün değildi.
Taehyung'u kurtardığımız ve birisinin öldüğü, o hatırlamak istemediğim günden beri üç gün geçmişti. Taehyung da, Youngjae de uyuyordu ve aslında NASA bunu böyle uygun gördüğü için Yoongi sürekli ağır uyku ilaçları enjekte ediyordu onlara. Bunu istemiyordum ancak Yoongi benden habersiz yapıyordu işte, üsttekileri dinlemeliydi. Doğru olan buydu.
Taehyung'un vermesi gereken bir karar vardı, daha doğrusu bilmesi gereken bir karar. Üsttekilere haber vermiş ve Rm'in öldüğünü söylemiştim. Onlar da bunu yok edeceklerini ve bir suç sayılmadığını söylemişlerdi.
Daha sonra beni aradıklarında kurulun toplandığını ve madur olan masum insanların, ki bu Youngjae ve Taehyung oluyordu, eski yaşamlarını geri kazanmaları için bir çeşit yönteme karar verilmişti. Bunu zorla uygulayabilirlerdi ancak Taehyung'a söylemek zorundaydık.
Hafızalarını sileceklerdi, eski yaşamlarına geri dönmelerini ve mutlu olmaya devam etmelerini sağlayacaklardı. Rainism'lerin etkisinin geçmesi için enjekte edilen ilaçlara bir süre devam ediliyordu ve bu yeterliliğe ulaşacaktı. Bugün ilaç verilmesi ve uyutulmaları bitmişti yani bugün uyanmaları gerekiyordu çünkü ilaçlar en son yirmi dört saat önce verilmişti.
Hoseok Youngjae'nin hafıza olayının gerçekleşmemesini istediğini üsttekilere söylemişti ancak bunun Hoseok'a değil Youngjae'ye sorulmasını istemiştiler.
Youngjae'nin reddedebilme hakkı vardı, sevgilimin yoktu. Yaşadığı bazı olaylar ve bedeninin kötü etkilenmesi, bu anıları sürekli yaşayacak olması gibi durumlarla hafızasını silmeye karar vermişlerdi.
Sildikleri anıların hafızada boşluk olarak kalacağını, o anıları tamamlama isteğiyle birlikte çabalarsa daha sonrasında hatırlayabileceğini biliyordum ve onlar da biliyordu bunu ancak Taehyung'un hafıza kaybı yaşaması beni unutması demekti.
Bunu istemiyordum, ona aşıktım, onu seviyordum, onunla mutlu olmak istiyordum. Beni unutmasını değil.
Bu ayrılmaktan daha can yakıcı, beni tekrar sevmesini sağlamak için uğraşacağık ve o arada eğer başkasına aşık olursa -olmamalı- ben ne yapardım bilmiyordum.
"Baksana, sakinleşmelisin. Belki de bu daha iyi olur?"
Hoseok bana teselli cümleleri kurmaya çalışırken Jimin ise donuk gözlerle tavana bakıyordu. Yoongi her zamanki gibi uyanıp uyanmadıklarını kontrol etmeye gitmiş olmalıydı ki, hepimiz oturma odasındayken o yoktu.
"Bana aşık olmazsa ne yaparım?"
Polis, gülümsemiş ve derin bir nefes almıştı. "Sana aşık olacağına eminim çünkü, sana aşkla bakarkenki halini gördüm."
Başımı ellerimin arasına aldım ve aynı anda Hoseok sırtımı patpatladı.
"Jungkook, hafızası silinecek, kalbindeki hisler değil."
Kafamı kaldırdım ve dudağımı ısırarak hala donuk gözlerle tavana bakan Jimin'e döndüm, bir şeyler demesini, mantıklı konuşup beni rahatlatmasını istiyordum. Hep yapardı, şimdi de yapmalıydı bunu.
"Jimin?"
Yavaşça tavandan indirdi gözlerini, gözlerimle buluşturdu. Dudaklarını ıslattı ve bir şeyler söylemek ister gibi dudaklarını oynattı. Kelimeler dilinden dökülmediğinde de ağzını kapattı ve yutkundu. "Bir fikrim var ancak buna üstler izin verir mi pek emin değilim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
rainism'taekook
FanfictionKaçırdığı deneği kendisi kullanacaktı, tabi aşık olmasaydı.